Bir insanın, kendi halkının özgürlüğü için inandığı çerçevede mücadele etmesi suç değildir. Uluslararası hukuk çerçevesinde bu, bir haktır. Bir insan suç işleyebilir ve suç işlediği için yargılanıp cezalandırılabilir. Ancak ona o cezayı veren hukukun, kendisine tanıdığı haklar da vardır. Bu hakların ihlal edilmesi, o tutuklanmanın, yargılanmanın ve cezalandırılmanın tamamen siyasi olduğunu anlaşılılır.
Türkiye’nin bir terör devleti olduğunu, biz Kurdlere yönelik her uygulamasında kanıtlamıştır. Siz, bir insana “Sen suç işlemişsin, ömrünün sonuna kadar hapishanede yatacaksın.” demişsiniz ve onun hiçbir hakkını tanımak istemiyorsunuz. Sizin kanunlarınızın ve uluslararası kanunların kendisine vermiş olduğu hakları tanımıyorsunuz. Demek ki siz devlet değil, terörist bir organizasyonsunuz. Bizim insanlarımızın, bir bireyin tecridine yönelik çalışmaların ötesine geçerek, ulusal kurtuluşun bağımsız devlet yapılanması için çalışmaları, böylece insanlarımızın güvenlikte olabileceklerinin anlaşılması gerekir. Bu beklenti, ulusumuzun ortak arzusudur. Bizim de ricamız budur. Bu terör devleti, on binlerce insanımızı katletmiştir. Yüz binleri sakat bırakmış, milyonları sürgün etmiştir. Bugün utanmadan, İsrail’den, Gazze’den, Lübnan’dan örtülü söylemlerde bulunarak kendi pisliklerini ve suçlarını örtmeye çalışıyorlar. Bu, tabi ki çok büyük bir ahlaksızlık örneğidir. Ancak biz, bu ikiyüzlülüğü ve ahlaksızlığı görmeli ve ona göre adım atmalıyız.
Dolayısıyla, insanlarımızın kurtuluşunun, Bağımsız Kurdistan Birleşik Devletleri’nin resmileşmesi ile mümkün olacağını görmeleri gerekir. Bu mitingin de sorunsuz bir şekilde sonuçlanmasını temenni ediyoruz.
