24 ARALIK 1995 YILINDAN BERİ BU AHLAKSIZCA BARBARLIK DEVAM EDİYOR, BU DAVAYI SONUÇTA BİZ KAZANACAĞIZ!

0
1642

27 Mart tarihinde mahkemede yabancılar bölümünde yetkililerle görüşmüştük. Gördük ki, bu duruşmada görev alanların hepsi sanki bizim davayı hiç bilmiyorlarmış gibi davrandılar. ‘‘Sen ceza almışsın, cezan bitti. Şimdi hemen seni uçağa bindirip, Türkiye’ye göndereceğiz.’’ şeklinde sorumsuzca ve ilgisizce bir kararla önüme çıktılar. Avukatların gerekli belgeleri sunmaları ve Türkiye’ye iade edilmemle ilgili daha önce mahkemeyi kazandığımızı söyledik.  Bu kararları gösterdikten sonra görevlilerde;  ‘‘biz bilmiyorduk bunları, yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor’’ yaklaşımına girdiler.

Ben de o zaman kendilerine yalanla dolanla bizi oyalamamalarını, bu davanın bitmediğini, bitmeyeceğini ve Hollanda Adalet Bakanlığının doğruları kabul edene kadar bizim savunma mücadelemizin süreceğini söyleyerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine verdiği kararla 25 yıldan fazla beni burada hapiste tutamayacağınızı ve sizin bunu bilmeniz gerektiğini söyledim.

25 yıldan daha fazla burada esir olarak tutulduğumu inkâr edemeyeceklerini ve doğruları kabul etmek zorunda olduklarını söyledim. Türkiye’ye iade edilmenin tartışılamayacağını ve kabul etmeyeceğimi belirttim. En son kendi üstleriyle sözde bizim duruşma esnasında görüştüler.

‘‘Biz seni İngiltere’ye göndereceğiz. Hollanda’da kalmanızı istemiyoruz’’ dediler. O zaman bugün gidelim, dedim. İngiltere’ye uçakla hemen gidelim, Bizim İngiltere’ye gitmeye bir itirazımız yok. Çünkü benim orada hem iş yerim var, hem de ailem ve çocuklarım İngiltere’de yaşıyor. Sonuçta bir süre istediler. Yeniden dosyayı gözden geçirecekler. Biz de şimdi onları bekliyoruz. 24 Aralık 1995 yılından beri bu ahlaksızca barbarlık devam ediyor. Bu davayı sonuçta biz kazanacağız.

Bu konuyla ilgili arkadaşlarımızı daha fazla bilgilendireceğiz. Birçok uluslararası kurumlar basın mensupları ve değerli soydaşlarımız bizleri avukatları arayıp bilgi soruyorlar. Durumumuz bu. Biraz daha midemizi bulandırdılar. Çünkü bize gönderdikleri yazılarda ki farklı ve olumlu taahhütlerle doluydu. Bunu söylerken, bizim daha önce benim serbest bırakılmamla ilgili bir komisyon çalışması olmuştu. Bu komisyonda üst düzeyde hâkim ve başsavcı olarak görev yapmış 8 kişilik bir heyetten oluşuyordu. Bunların kararı şimdiye kadar Hollanda’da benim davamla ilgili verilmiş en samimi ve dürüst bir karardır. Çok net olarak diyorlar ki; siz o adamı cezalandırmışsınız ama işlediğini iddia ettiğiniz suçlarla ilgili delilleriniz nerede? Siz suçlamaları belirtmişsiniz fakat sizin verdiğiniz dosyada biz delilleri göremedik. Sizden istedik. Sizde var olanın bunlar olduğunu söylediniz. Bu dosyayla, bu adamı cezalandırmışsınız, anlaşılır değil, dediler. Bunların hepsi en üst düzeyde hakimlik yapmış ve Hollanda başsavcılığı yapmış insanlardan oluşan bir heyetin kararıydı. Bu da Adalet Bakanlığı’na bir tokat gibi indi. Şimdi ne yapacaklarını düşünürken, biz bu adamı Türkiye’ye gönderelim, dediler. Çünkü Türkiye’de acilen bunun Türkiye göndermesini istiyor, dediler. Türkiye devlet yetkilileri seninle görüşmeye hazır, senin bütün zarar ziyanlarını karşılamayı kabul ediyorlar, senin güvenliğini sağlamayı kabul ediyorlar, hemen Türkiye’ye gidersen senin için yararlı olur, dediler. Bizde tabii ki, ona karşı tepki gösterdik.

Bizim kurtuluş mücadelesine olan hizmetimizden ötürü Kurd düşmanlarına saldırılarıdır. Bize göre bu dava budur ve biz bu davayı Kurdistan kurtuluş mücadelesinin savaşının bir parçası olarak görüyoruz.

Evet, burası Hollanda. Hollanda hukuk devletidir. Türkiye ile kıyaslanamayacak derecede insani değerlere bağlılıkları ve saygıları vardır.  Menfaatleri söz konusu olduğu zaman ise tüm bu hukuklar rafa kaldırılıyor. Bizim davamıza da bu yapılmış.

Saygılarımla