Vatandaşlarınıza kendi ANADİLLERİNİ KONUŞMALARINI YASAKLAMIŞSINIZ. Daha da kötüsü bundan utanmıyorsunuz. Kürd halkı olan bu vatandaşlarınızın şehirlerinin, kasabalarının, köylerinin, mezralarının, ovalarının, yaylalarının, dağlarının, yollarının, çeşmelerinin, nehirlerinin, ırmaklarının, derelerinin, meyvelerinin, sebzelerinin, yiyecek ürünlerinin, içecek ürünlerinin, xwedanlarının, gökyüzünün, inanç ve ibadetlerinin, insanlarının ve kendilerine ait tarihi ve kültürel ne varsa hepsinin adlarını zorla işgalci ve egemen güç olup kendilerine Türk demeyi tercih etmiş olan ve kendilerine konuşma dili olarak oluşturmuş oldukları iğreti, köksüz, temelsiz nerden ve nasıl oluşturulduğu bile belirsiz, adına Türk dili dediğiniz devletinizin diline çevireceksiniz. Bunu devletinizin gücünün zoruyla yapacaksınız. Bunları hiç utanmadan ve sıkılmadan yapıyor olan devletiniz ve yöneticileri olarak sizler kendinize İNSAN diyebilmeniz başlı başına insanı ve insanlığı kirletmektir.
Devletinize hizmet etsinler diye kendilerine menfaat sunmuş olduğunuz fırsatçı yalaka sürüsü insan kılığındaki zavallılar ve kurt köpeğinin soyundan geldiklerine kendilerini inandırmış olan zihniyeti kirli faşist kişilikler olan sizler, zaten insanlıktan çıkmışsınız.
İnsan gibi görünüyor olmanıza rağmen insani değerlere düşman olmuş zavallılarsınız.
Çirkeflikle, zorbaca barbarlıkla zulum dayatmış olduğunuz Kürd halkına karşı uygulamalarınıza SOYKIRIM suçunu açıkça işlemekten hiç utanmıyorsunuz. Barbarca uygulama ve soykırım dayatma uygulamanıza itiraz eden insanlarımızı “suçlu?” ilan edip zındanlarınızda işkencelerle etkisizleştirerek, baba vatanlarından zorla sürgüne göndererek mal ve mülklerine zorla el koymayı kendinize “hak?” görüyor olabilirsiniz.
Barbarca zulum ve SOYKIRIM dayatmalarınıza karşı direnen Kürd vatandaşlarımıza “Terörist” diyebilirsiniz.
Siyasi gücünüz, askeri gücünüz var diye Kürd halkına karşı uyguladığınız barbarlığın ve SOYKIRIMIN yanınıza size kar kalacağına inanacak kadar geri zekalı olabilirsiniz.
Utanmadan Kürd halkının yüzüne karşı “HEPİMİZ KARDEŞİZ??” yalanıyla kendinizi kandırabilirsiniz. Siz benden duyun.
Kendinize köle yapmış olduğunuz fırsatçı zavallılara ve kendi kirli faşist ideolojiniz gibi, siyasi, askeri güzünüze ve TERÖRİST devletinize de fazla güvenip aldanmayın.
Kirli zihniyetinizle TERÖR devletinizle kendinizi ve TERÖR devletinizi, “UYGAR” devlet ve halk olarak kabul ettirebileceğinize inanıp aldanmayın.
Gelin insan gibi düşünün.
Kürd halkına karşı barbarca zulum ve soykırım dayatmasından vazgeçin.
İnsani değerlere, uluslararası uygar hukuk ve yasal normlara uygun çözüm üretin.
Korkutmayla ve sınırlara duvar örmekle ateşe körükle giderek çözüm üretemezsiniz. Aksine tahribatı derinleştirir ve kendinizin de devletinizin de sonunu getirirsiniz.
Kendi soyunuzun ve yaptıklarınızın ve yapıyor olduklarınızın doğruluğunu yalanlarla ve zorla değiştiremezsiniz. Örtbas da edemezsiniz.
Kurdistan ve Kürd halkının soylu ve derin tarihlerini, hak ve hukuklarını zorla yok edemezsiniz. Kendinize gelin. Doğrulara sığının. Hak ve hukuka karşı saygıyla eğilin.
“Gücümüz var yaparız” şeklinde kirli dayatmadan kurtulun.
İnsan gibi davranmayı benimseyin.
Ağzı pençesi kanlı kurt köpeğinin soyundan geldiğinize kendinizi inandırmaktan vazgeçin.
Kurt köpeği, Asena ve Turan yavru hikaye fantezisi Tomiks Teksas çizgi hikaye kitaplarından kopya edilmiş olduğunu hepimiz biliyoruz.
İnsan olduğunuzu kabul edin.
İnsanlığa dönün ve tahribatla yok olmaktan kurtulun.
Kürd halkını da daha fazla mağdur ederek tahrik ve teşvik etmekten vazgeçin.
Aksi tutumunuzla çok gecikmiş olursunuz.
Geriye dönüşü çok arayacaksınız ama yararı olmayacaktır.
Zulum ile abad olunamaz. Bu atasözü sizin için de geçerlidir.
TRT’de yeni bir yazı ile duyuru var.
Türk Kara Kuvvetleri iki bin iki yüz yirmi altı yaşında, diyor. Bu yalanlara sığınmaktan kurtulun. Gençleri de yalanlarınızla zehirlemekten vazgeçin. Bir hatırlatma daha yapayım.
Sizin siyasi, askeri gücünüzde, biz kürd’lerin dağınıklığından ötürü var-dır. Sizler Türkiye’nizle biz kürd’lerden fazla güçlü değilsiniz. Biz kürd’ler parçalanmışlığımızla dağınıklığımızla zayıf durumdayız. Bu durumdan ötürü sizler kendinizi güçlü zannediyorsunuz.
Özünde sizler, tarihiniz boyunca başkalarının zayıflıklarından kalleşçe yararlanmış ve bunu alışkanlık haline getirmiş leş kargaları gibi kirlisiniz. Fırsatçı, yalancı ve zayıf olanlara karşı barbar’sınız.
Bunları da çok iyi biliyoruz. Bunları bildiğimiz için size ve pisliklerinize de “yeter artık” diyoruz.
Her gün birden fazla insan katlediliyor. Bu durum daha da kötüye gidiyor. Bu insanların ölümleri Türkiye devlet yöneticileri olarak sizleri ilgilendirmediği açıktır. Ölen’lerin içinde sizlerin evladı veya kardeşi yoktur. Ölüm cephesinde kendiniz ve yalaka köleleriniz de yoktur. Kirli politikalarınızdan ötürü ölüyor olan insanların kimisine şehit kimisine terörist diyerek çirkefliğinizi gizleyemezsiniz. Yani doğruları örtbas edemiyorsunuz. Doğruları gizlemek mümkünde değildir. Sizin ve barbar devletinizin kirli politikalarından ötürü ölüyor olan insanların hepsi bizim halkımızın çocuklarıdır. Bu durum bizi, beni çok üzüyor ve rahatsız ediyor. Tahribat ve yıkım geliyorum diyerek, bağıra bağıra geliyor. Bu durum insan olanlarımızı, insani değerlere bağlı olarak yaşayanlarımızı endişelendiriyor.
Benim politikayla ilgilenmemin tek nedeni de budur.
Politik bir pozisyon da aramıyorum. Hiçbir zaman da aramadım. Siyasi bir lider veya siyasi sorumluluk bana göre bir iş değildir. Bu çerçevede bana gelmiş olan teklifleri de sürekli olarak red ettim.
Orta yerde ülkemin ve halkımın çok ciddi sorunu var. Bu soruna akılcı bir çözüm bulmak, eskiden ve bugün tek ve kararlı hedefimdir. Ben, araştırıp öğrenip sizlerle paylaşıyorum. Sizler de akıllıca değerlendirip yararlanın.
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin.