0
214

 

Bütün soydaşlarımızın bilmesi önemli ki, ben 29 yıllık esaret sürecinde sabırla ve anlayışla davrandım. Artık bu tahammül sınırını aştı. Londra olaylarında yapılan çirkin oyunlar, Paris’te de bize yönelik organize edildi ve biz artık bu 29 yıllık suskunluğu bozduk.

 

Londra’da bize saldırmaları için hiçbir gerekçeleri yoktu. Kendileri soruşturma yapıp Londra olaylarında kendi arkadaşlarını suçlu tespit ettiler ve onlara gerekli müdahaleyi yaptılar. Paris’te aynı çirkeflikleri 2 yıl sürdürdüler ama biz sonuçta sınır aşıldı, dedik ve tepki gösterdik. Londra olaylarında bizim imkanlarımız yoktu. Ben Hollanda hapishanelerinde tecritteydim ve tepki göstermeye olanağım yoktu. Olayları takip bile edemiyordum ama şimdi var.

 

Şimdi müdahale etmeden önce bu sorumsuz, terbiyesiz, ahlaksızların en üst düzeyde yetkilileri ile istişare ettim. Bunun son bulması gerektiğini söyledim. Kendileri bunu yapamadıkları için biz tepki gösterdik. Sonra yine görüştüler ve haklı olduğumuzu söylediler. Bunları yine kendilerinin gidereceklerini söylediler ama onu da beceremediler. Bu kelimeyi kullanmak zorundayım, kusura bakmasınlar. Ben yeniden yapılan pislikleri, terbiyesizlikleri cevaplamak zorunda kaldım.

 

Biz ve bizimle beraber çalışan insanlar kimsenin babasının kölesi değil. Hiçbir güce, hele hele böylesi pisliklere asla boyun eğmeyeceğiz. Kardeşlerimiz ve arkadaşlarımız da boyun eğmezler. Bunları da cevap vermek zorunda bırakan terbiyesizlerin hepsi çok iyi biliyorlar. Onların en üst düzeyde yetkilileri de biliyorlar. Bize yönelik saldırıların nedenini şimdiye kadar bize izah edemediler. Biz onların hepsini avukatlarımız aracılığıyla mahkemeye verebiliriz. Biz dedik ki iş o aşamaya gelmesin.

 

Dolandırıcılık ve Tehditler

 

Şimdi kendi pisliklerini biz anlattık. On milyonlarca dolar bizim insanlarımızı dolandırmışlar. Bizim insanlarımızın iş yerlerini ellerinden almışlar. Bazılarına da yatırım vaadinde bulunmuşlar, onlardan para almışlar. Sonra da hepsine tehditle unutun demişler. Kısacası bu. Şimdi birileri çıkıp bunları bilmeden, anlamadan konuşuyorsa, lütfen önce doğruları öğrenin. Ama bunların adına birkaç tane kendini bilmez insan koordineli olarak sahte hesaplarla bizlere yönelik karalama paylaşımlar yapıyorlar. Bunların size faydası olmayacak. Biz kimseye iftira etmiyoruz. Adlarını söylemediğimiz kişilerle ilgili elimizdeki bilgilerin hepsini paylaşmadık. Bazı konularda özele giriyor. Kendilerinin bizde bazı fotoğrafları var. Bu bilgileri biz daha paylaşmadık ama düzelmesini bekliyoruz. Kusurlarını kendilerinin düzeltmesini bekliyoruz ve onların üst düzeyde yetkililerinin de müdahale etmelerini bekliyoruz. Bu konuda da sabrımız taştı.

 

Sessiz Kalmak Yok

 

Şimdi de kahveleri, lokantaları, mekanları tek tek dolaşıp insanlarımızı tehdit ediyorlar. “Bizim paylaşımlarımızı okumasınlar, bizim çevremizle görüşmeyin,” diyorlar. Ulan terbiyesiz ahlaksızlar! Siz kendinizi ne zannediyorsunuz? Dört tane çakalla halkımızı dolandırıp, bazılarına da işkence yapıp, bazılarına da çirkin muamele yapıp onları susturabileceğinizi mi zannettiniz? Bizim bunlara tepkisiz kalacağımızı mı zannettiniz? Sizin en üst düzeyde yetkililerinizin de bunu sineye çekeceklerini mi zannettiniz?

 

Yaptığınız yatırımların hepsini bu insanları dolandırıp ellerinden zorla aldığınız paralarla yaptınız. O yerleri it gibi satacaksınız, insanlarınıza paralarını geri vereceksiniz. Bu bir. İkincisi, esasen misyon olan ve bu derneğin gelirinin sahibi olanlara kalan parayı iade edeceksiniz. Ondan sonra kusurlarınızı, özrünüzü nasıl gidereceğinizi yine kendi üst yetkililerinizle istişare edip konuyu kapatacaksınız. Düşünmeyin ki, biz bir söyledik iki söyledik, vazgeçtik.

 

Son Uyarılar

 

Zübeyir Efendi, Paris’e gidiyorsun, iki günlük toplantı yapıyorsun, çirkin saldırıları koordine ediyorsun. Bunun harekete bir yararı olmaz, sana da yararı olmaz. Siz hangi adreste kimlerle ne toplantı yaptığınızı, neler konuştuğunuzu biliyoruz. Daha fazla bizi kusturmayın. Yapılan olayları siz biliyorsunuz. Üç tane hanım kardeşimizin katledilmesinde rol oynayanların halen nerede yaşadıklarını ve niye korunduklarını siz izah edemezsiniz. Biz resimlerle bunu paylaşabiliriz. Bizi bunu yapmak zorunda bırakmayın. Kimleri dolandırdıklarını ve o dolandırılan insanlarımızla kimlerin muhatap olduğunu biliyorsunuz ve sen kendin onlarla görüşüyorsun.

 

Keldani kardeşler, Gabriel denen kişilik ve yine İmam Şahin’in halkımızı dolandırdıklarını biliyorsunuz. Kimden ne kadar aldıklarını biliyorsunuz. Kooperatif için hangi vatandaşımızdan ne kadar para aldıklarını biliyorsunuz. Sonra da bunların hepsini susturmaya çalışmışsınız. Çoğunu da ürkütüp tehdit ile susturmayı başarmışsınız. İmam Şahin, Berzan’ı iş yerinden alıp derneğe götürüp dernekte bazı anlaşmalar yapmaya yöneltip, onun iş yerini sonra dolandırıcılıkla elinden alıp ortağını da götürüp, o diğer adını saydığımız itlerle beraber çalışmalarını koordine edenler sana anlatıldı. Bunları biliyorsun. Sen kendin diğer adlarını söylemek istemediğim birkaç yetkili ile kardeşimle görüşmeye gittin. Düzelteceğini söyledin. Kardeşim de size dedi ki, “Ben abimin işine karışmayacağım, ancak kendisi bana bir şey söylerse yaparım. Siz gidin onunla görüşün,” dedi. Sonra yeğenime gittiniz. Onu toplantıya çağırıp onunla bir şekilde bu davayı örtbas etmeye çalıştınız. En son o da size dedi ki, “Ben amcamın adına söz sahibi olamam.” Ondan sonra siz bunu düzelteceğiz, dediniz. Düzeltmek yerine pisliklerin devam etmesini göz yumuyorsunuz. Bizim bunlara tahammül edeceğimizi mi zannediyorsunuz? Londra olaylarında yaptığınız gibi, ben tecritte değilim, sesimi duyuyorsunuz. Gidin, sorumluluk çerçevesinde görevinizi yapın. Bu işin sonu kötüye gider ve siz altında kalırsınız.

 

Herkes bunu çok iyi duysun. Tekrarlıyorum: Herkes bunu çok iyi duysun.