ANKARA’DAKİ KATLİAM

0
1364

Ankara’da 10 Ekim cumartesi günü patlayan bombanın sesi Ankara’nın konumunun bittiğinin sesidir. Dünyanın duyarlı ve güçlü çevreleri Ankara’daki bu katliamın Ankara’nın ve Türkiye’yi, Ankara’dan yöneten diktatörlüğün işlevsizleştiğini görüp kabul etmelidirler. Türkiye’yi, Ankara’dan yöneten kirli ve tutarsız zihniyetin içinde kasalarını, arabalarının bagajını, hatta ayakkabı kutularını, doldurmaya çalışırken‘de beyinlerinin ve kalplerinin tamamen boşalıp işlevsizleştiği görülüyor.

Ankara’daki bu katliam açıkça bir insanlık suçudur. Bu suç Türkiye’yi Ankara’dan yöneten diktatör zihniyetin suçudur. Bu durum karşısında baş sağlığı dilemek anlamsız kalır. Kanları yerde kalmayacak sloganına sığınmak duygu tatminidir. Halkımızın topraklarını ve kendilerini yönetme hedefine ulaşmayı hızlanmalıdırlar. Onun için yeniden yapılanma zorunludur. Yeniden yapılanma ve kendimizi yönetmekse ilk hedefimiz olmalıdır, buna odaklanmalıyız. Diğer taraftan Ankara’daki bu katliam ile benzeri katliamların sorumlularının uluslararası yargı kurumlarında yargılanıp cezalandırılmalarını sağlamak Türkiye’de yaşayan herkesin insanlığa karşı sorumluluğudur. Yeniden yapılanma mücadelenin günün koşullarına uygun olmasıdır.

Otuz yıl önceki çatışma ve mücadele tarzının yarardan çok zarar getirdiği. Şehir sokaklarına taşınan savaş manevralarının halkın yaşam ve heves direncini kırma noktasına getirdiği görülmelidir. Halkın bugünkü bilinç düzeyi, siyasi yapılanmaların bilinç düzeyinden, çok fazla ileridedir. Siyasi çalışmalar halkın beklentilerinin çok gerisindedir. Kürdistan coğrafyası insansızlaştırılıyor. Bunu net olarak görmek zorundayız. Kürdistan coğrafyası bilinçli olarak insansızlaştırılıyor. Acilen Kürt halkının sırtından savaş ortamı kaldırılmalıdır. Güven içinde yaşamaları sağlanmalı ve geçimlerini insani normlara uygun düzeyde sürdürebilecek ekonomik edinimler oluşturulmalıdır. Kürt halkı için kendi topraklarında düzen ve geçim beklentilerinin oluşturulmasının aciliyet olduğu görülmelidir. Bu aciliyet durumu gözden kaçırılmamalıdır ve gereğinin yapılması bekletilmemelidir. Olabildiğince eğitim çalışmaları için her alan ve olanak kullanılmalıdır. Kürdistan coğrafyasının dışında yaşamak zorunda kalmış halkımız insanlarımız Kürdistan’daki halkımızın insanlarımızın gereksinimlerini karşılaması için seferber olmalıdırlar. Dünya düzeninin içinde bulunduğu durum, Üçüncü Dünya Savaşı dönemidir. İlan edilmemiş, itiraf edilmemiş, Üçüncü Dünya Savaşını yaşıyoruz. Yeniden yapılanma, Kürt halkının askeri olduğu kadar, siyasi ve ekonomik alanlardaki beklentilere gereksinimlere uygun oluşturulmalıdır. Diplomatik alanındaki boşluk derhal giderilmelidir. Bu acil bir gereksinimdir. Herkes olabildiğince örgütlü çalışmaları geliştirmelidir. Konuşmak değil 24 saat çalışmak zorundayız. Bugün bunu gerektiriyor.

Tekrardan hepinize barış ve huzur ortamında yaşama umudumuzu yitirmeyelim der,

Saygılarımı sunarım,
Hüseyin Baybaşin