Kurdistan topraklarında, Kurdistan için kurtuluş mücadelesi veriyor olan silahlı güçlerin sayısının altı yüz bin civarında olduğunu hepimiz biliyoruz. Rojhılat, Rojava, güney ve kuzey Kurdistan’da tamamını hesapladığımızda altı yüz bin civarında eğitim görmüş silahlı savaşçı var.
Bu sayıda silahlı savaşçı Ortadoğu’nun hiçbir ülkesinde yoktur. Türkiye’de 700 binden bahsediyorlar ama gerçek rakam 400 bin civarındır. Bunun da yalnızca askeri güç değil tüm silahlı güçlerin kapsadığını biliyoruz. Buna rağmen Ortadoğu’nun en eski halkı biz Kurdler Ortadoğu’da en fazla silahlı güce sahip olan biz Kurdleriz. Biz Kurdlerin varlığına rağmen Kurdistan topraklarında Kurdler olmasın diye pazarlıklar yapılıyor.
Kurd halkı adına kurtuluş mücadelesi yürütüyor olan siyasilerimizin görmedikleri ve yetersiz kaldıklarını bir husus ortaya da duruyor. Hem Kurdistan’ın hem de Kurd halkının geleceğini belirleyecek bir durum söz konusudur. Böylesi bir süreçten geçiyoruz.
Onlarca siyasi hareketlerin yalnız kendileri için ve kendilerine yakın çevreler için çalıştıkları gerçeğini görmemiz ve bunu gidermemiz gerekir.
Kurd û Kurdistan davasında Kurd halkının hak ve hukukunu koruyacak devlet yapılanmasının oluşmasına odaklanmamız gerektiğini kabul etmemiz gerekiyor.
Bazı sözde uzmanlar Türkiye’nin isteği üzerine bazı açıklamalar yapıyor. O açıklamaları yaptıklarında bir yönüyle biz Kurdlerin silahlı güçlerini sakinleştirmeye çalışıyorlar. Diğer taraftan yalan dolan söylemlerle Kandil’de veya başka yerlerde ‘‘PKK savaşını bitirdik’’ diyerek kendi yandaşlarına bir şekilde moral veriyorlar.
Diğer taraftan masa başında Kurd halkının kazanımlarını yok etmek için pazarlıklar yapıyorlar. Bunlar Kurd halkının kazananlarını yok etmenin ötesinde Kurd halkının siyasi haritada ve silahlı arenadan tamamen yok edilmelerini bekliyorlar. Ayrıca Kurdlerin tamamına yönelik soykırımı sürdürüyorlar.
Bütün bunların olduğu bir ortamda biz Kurdlerin hak ve hukukunu hesaba katıp böylesi pazarlıkların içinde biz yoksak, bu bizim eksiğimiz ve bizim kusurumuzdur. Acilen gidermemiz gereken bir husustur.
Bizim yeniden Kurd û Kurdistan davasını düşünen çevrelere bunu söylememiz gerekiyor. Bazıları federasyon, bazıları farklı bir söylemlerle çalışmalar yürüttüklerini söylüyorlar. Fakat Türkiye’de federasyon isteyenler Türkiye’nin sınırları dışında olan Kurdleri düşünmüyorlar. Bunu bir türlü akıl edemiyorlar mı? Diğer taraftan da Irak’ın sınırları dışında olan Kurdlerin durumu ile ilgili duruşları ve tutumları nedir?
Kurdistanî siyasi hareketlerin Kurdistan bağımsızlığı için müşterek hareket etme noktasında anlaşabilmeleri gerekir. Kurd halkının siyasi hareketlerden beklentileri bağımsızlık olduğunu kabul etmeleri gerekir.
Hiçbir siyasi hareket Kurd halkına rağmen Kurd halkı adına söz sahibi olamaz. Hiç kimsenin beklemediği bir şekilde Kurdistan Birleşik Devletleri’ni resmileştirmek amacıyla hükümet kuruldu ve hükümetin kuruluş şeklini www.usk.gov.tr sitesinden öğrenip anlamak zor değil.
Peki, neden böyle yapıldı? Çünkü şimdiye kadar Kurdistan topraklarının tamamı ve Kurdlerin hepsi için bir çalışma yapılmadı. Dünyanın hiçbir gücü Ortadoğu’da Kurdistan’ın ve Kurd halkının taleplerini göz ardı ederek siyaset geliştiremez. Kurd halkı adına çalışma yapılacak görüşmelerin hepsinden Kurdistan temsilcilerinin olması da farzdır. Bununda anlaşılması ve herkesin de kabul etmesi gerekir.
