BAĞIMSIZLIĞIMIZI NASIL BAŞARACAĞIMIZIN HESABINI DOĞRU YAPMAK ZORUNDAYIZ

0
960

Halkımız, 1923 yılından bugüne, Türkiye tarafından uygulanan soykırım dayatmasıyla karşı karşıyadır. Suriye devleti ise yakın tarihe kadar Kurd varlığını bile kabul etmiyordu. Böylece Kurd’lük, Suriye devleti için sorun değildi. İran ve Irak ise sürekli olarak Kurd’lere yönelik uygulamalarını Türkiye ile paralel yürüttüler. Ta ki Saddam denen bir sapık Dünya’nın hedefi oldu.

Güney Kurdistan o tarihten itibaren Dünya’nın ilgi odağı haline geldi. İşid ve benzeri sapıklar sürüsü, Türkiye’nin, Erdoğan’ın ve yandaşları tarafından, Kurdistan’da gelişen Kurd özgürlük hareketlerinin üstüne gönderilmek için organize edilince, Halkımız yeniden Dünya’nın gündemine oturdu.
İşid ve benzeri sapık caniler sürüsünün, Kurdistan’da gelişmekte olan Kurd özgürlük Hareketlerini kırmak amacıyla Erdoğan’ın Türkiye’si tarafından organize edildiğini kabul etmeyenler varsa, onların seviyesi, “Kurd yoktur, Kurdistan yoktur” diyenlerle aynıdır.

İşid ve benzeri sapıklar, organizasyonları ve Erdoğan çetesi, Dünya’nın en sapık zihniyetini taşıyan akıl hastalarıdırlar. Hepsi, dinsiz ve imansızdırlar. Hiçbirisi yaratana inanmaz. Müslümanlıkla da hiçbir ilgi ve bağları yoktur.
İslamiyet, mazluma zulmü yasaklar.
Bir Halkın diğer bir Halka, egemenliği altında yaşamaya zorlamayı yasaklar.
Erdoğan ve çetesi asla Müslüman olamazlar. Türk-İslam sentezi yalanıyla İslamiyet’i kirletiyorlar. Erdoğan ve çetesi, Türkofaşist zihniyetine hizmet ediyor olan Kurd u Kurdistan düşmanıdırlar. Bunu görmemek ya korkaklık ya da körlüktür.

Kendimizi kandırmayalım. Düşmanımızı tanıyalım. Derdimizi bilelim.
Samimi, dürüst, akılcılıkla davranalım. Asla korkmayalım. Bizi yaratan Xweda, bize bir can vermiş ve onu geri alacak. Korku basitliğine ucuz çıkar hesaplarının esiri olmayalım.

Bazı soydaşlarım, paylaşımlarımı eksik değerlendirerek, beni, İslamiyet düşmanı, ya da İsrail’e sırtımı dayatmak gibi çok anlamsız ithamlarla suçluyor ve gereksizce üzüyorlar. Kendilerine hiç yakıştırmıyorum. Bütün Kurd düşmanları bana saldırsa, umursamam.
Özellikle değer verdiğim bazı takipçi soydaşlarımın bu tür suçlamaları üzücüdür. Herkesin inancı kendisinedir. Kendisiyle, yaratanı arasında bir bağdır. Çıkar malzemesi yapılmamalıdır. Bir halka zulüm etmek amacıyla ruhani inancı kullanmak ahlaksızlıktır.

Kurd Halkına karşı birçok ahlaksızlık yapılmıştır.
Kurd Halkının kendi Devletlerini kurmalarına izin vermiyorlar? Kurdistan’ın Kobane şehrinin tamamı Müslüman’dır. İşid denen sapıkları sürüsünü silahlandırıp Müslüman Kurd’leri yaşlı, çocuk, kadın demeden katlettiren Kurd düşmanı Erdoğan faşisti, leş kargası gibi “Kobane düştü düşecek” diye zevkten yerinde duramıyordu.
Yine sağ olsun ki, son anda Amerika’nın jetlerinin müdahalesi sayesinde Kobane düşmedi. Erdoğan gibi faşist Kurd düşmanlarının zevkleri kursaklarında kaldı.
Kurd insanları olarak asla bu gerçeği unutmayalım.

Daha geçen yıl Kurdistan bölgesel Hükümeti’nin Bağımsızlık referandumunun sonucunu çekemeyen Erdoğan ve çetesi, kuduz köpekleri gibi havlayıp dururken, Türkiye, İran ve Irak birlikte Kurdistan topraklarına barbarca saldırdılar.
Bir tek İsrail, “Kurd Halkı’nın, kendi devletini kurmalarını destekliyoruz” açıklaması yaptı. Kurd’ler olarak bu gerçekleri asla ve asla ve ebediyen unutmayalım. Hiç kimsenin bizi kandırmasına izin vermeyelim. Ne kadar Kurd düşmanı varsa, hepsine düşmanım. Ben Kurd u Kurdistan davasının hizmetçisiyim. Kurdistan Birleşik Devletlerinin resmileşmesi için şeytanla bile işbirliği yapmaktan korkmayalım.

Kendimize güvenelim ama gerçekçi olalım. Kendimize güçlü bir ortak bulmadan, Kurdistan’ımızı işgal etmiş olan barbarlar ile baş edemeyiz. Hava saldırılarına karşı Halkımızı ve savaşçılarımızı koruyacak, Birleşmiş Milletler düzeyinde Kurdistan’ın Bağımsızlığını kabul ettirecek ortak-ortaklarla anlaşmak zorundayız. Bunun alternatifi varsa, söyleyin. Bize lazım olanı, işimize yarayanı kucaklayalım.

28-08-2018

Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin