Kurdistan topraklarında, biz Kurdler, Bağımsızlığımızı kazanamamışsak, bu bizim beceriksizliğimizdir. Yüz yıldır, olağanüstü mücadeleye rağmen kurtuluşumuzu sağlayamamışsak, tarz ve yöntemlerimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Kendimizi geliştirebilmemiz için eksiklerimiz gibi kusurlarımızı da görüp kabul ederek, düzeltip doğru olanı yapmayı prensip edinmeliyiz. Eksiklerimizi giderip kusurlarımızı düzeltmekle hem çalışmalarımız da başarılı oluruz hem de günlük yaşamımızda huzurlu oluruz. Kendi eksiklerini, kusurlarını görmezlikten gelip inkarcı davranan insanlar tanırım. Elli yaşını geçmiş olan çok insan var ki halen kendi yetersizliğini gidermek, kusurlarını düzeltmek yerine, egosunu tatmin etmekle uğraşıyor. Kendisi dışında herkesi suçlamakla gününü geçiriyor. Dolayısıyla, böylesi bir kişilik varlıklı veya yüksek mevki sahibi olsa bile, kendisine de çevresine de hiçbir yararı olmaz. Yaşamım boyunca böylesi çok örnekler gördüm.
Birçok insanımız, ulusal kimliğine sahip çıkmamak için bir sürü bahane mazeret uydurur.
Düşman güçlüdür, ne yapalım? Bunu düşünenlere, söyleyenlere sormak isterim. Kendini bilmez bir grup zorba gelip senin evine girerse, sen “ne yapalım, güçlüdürler” diyerek evini onlara bırakıp, sırtını dönüp gidecek, evinizi o zorbaları mı bırakacaksınız? Hiçbir Kurdün böyle davranacağına inanmam.
Peki, Kurdistanımızı işgal etmiş olan zorbalar, bizden güçlüdür diye, boynumuzu büküp, “ne yapalım, Kurdistanımız onların olsun” mu diyeceğiz?
Kurdistan’da siyasi mücadele veriyor olan a partisi b partisi c partisi vesaire partiler zaten var, yeni bir partiye ihtiyaç yok, yeni bir partiye yol vermezler, gibi mazeret uyduranların çoğu, mevcut Kurdistani siyasi partilerin hepsini de yetersizlikle ve bir sürü kusurla suçlarlar. Kurdistan’da, Kurdistani siyasi parti veya hareketlerin her biri veya hepsi birlikte kurtuluşu sağlamaya yeterli olsaydılar, çoktan kurtulmuştuk. Demek oluyor ki, var olan Kurdistani siyasi hareketler, stratejilerini değiştirmeleri gerektiği gibi yeni oluşumlara da ihtiyaç var. Yeni “siyasi hareketlere yol vermezler” diyenlere de, hadi canım sen de git işine diye cevap vermek isterim.
“Kurdistan Bağımsızlığına ihtiyaç yoktur” diyebilecek her kişi ve siyasi hareket, benim gözümde ya Kurd değildir. Ya Kurd düşmanıdır. En iyi niyetle de, Kurd u Kurdistan davasının önünde engeldir.
Bu kısa hatırlatmalardan sonra, en önemli olan hususu da paylaşmam gerekiyor. Kurdistan topraklarının işgal altında olmasından ötürü, işgalcilerin, Kurd Halkına yönelik barbarca zulüm ile baskı dayatması, Kurdistan milli servetinin işgalciler tarafından soyulması, çalınması, Kurdlerin zorla göç etmeye zorlanmaları gibi temel nedenlerin yanı sıra başka nedenlerin de olduğu gerçeğinden dolayı insanlarımız geçimlerini sağlamak konusunda sıkıntı yaşıyorlar. Bu hususu çok önemsiyorum.
Hiçbir insanımızın ailesinin geçimini ve çocuklarının eğitimini ihmal etmesini istemiyorum. İki saat az uyuyun. Dört saat fazla çalışın, çocuklarınızın geçimini ve eğitimini çok iyi yerine getirin derim.
Benim de ailem ve çocuklarım var. Yirmi yılı aşkın süredir cehennem ortamında rehin tutuluyor olmama rağmen, çocuklarımın temel gereksinimlerini temin etmeyi ve kaliteli eğitim görmelerini ihmal etmedim. Ulusal kurtuluşumuzu sağlamak ve kendimize ailemize sahip çıkmak arasında tercih yapamayız. İkisi de namusumuz’dur. İkisine de hizmet edip sahip çıkacağız. Denge ayarını kendimiz yapacağız. Yakınlarımız ve çocuklarımıza karşı nasıl sorumluysak, Kurdistan ailesi de bizim büyük ailemizdir. Büyük ailemize sahip çıkmakta bizim sorumluluğumuzdur. Yakın ailemize ve büyük ailemize hizmet etmenin görevimiz olduğunu kabul edeceğiz ve dengeli olacağız. Dengeli olmayı önemseyeceğiz. Çok çalışacağız. Çok çalışacağız. Dengeli olacağız. Bağımsız Kurdistan Birleşik Devletleri’ni resmileştirip esirliğin rezaletinden kurtulacağız. Soylu ve kahraman Kurd Halkına yakışan da budur.
Kurdistani siyasi hareketler, Kurdistan’da işgalcilerle birlikte yaşamak için çok mücadele ettiler. Temel insani haklarımızı talep etmemizi bile suç sayıp insanlarımıza zulüm ettiler. Dünya ve işgalciler bu gerçeği unutmamalıdırlar. Biz Kurdler için, Bağımsızlık tek seçenek olarak kaldı. Bixêr be.
29-09-2019
Saygılarımla, Hisên Baybaş
