Devlet Bahçeli’nin, DEM Parti milletvekilleri ile ilgili yaptığı açıklamalar, seviyesiz ve dengesiz bir güruh tarafından yönetilen bir terör yapısıyla karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu yapının “devlet” adını taşıması, ülkenin içinde bulunduğu durumu daha net anlamamıza yardımcı oluyor. Eğer Türkiye’yi böylesi soytarılar yönetiyorsa, Türkiye’nin bir terör devletine dönüşmesi de gayet anlaşılırdır.
Parlamentoda yer alan Bahçeli’nin partisi gibi diğer partilerin yanı sıra, DEM Parti’nin milletvekilleri de asil, özellikle de soylu ve çalışan insanlar tarafından seçilmiş vekillerdir. Bahçeli, halkın ve milletin iradesi üzerinde kendine karar verme yetkisini nereden buluyor? Bu tutumunu neye dayandırıyor? Aslında böyle bir açıklama, gerçek bir devlet çatısı altında yapılsaydı, savcılar derhal soruşturma açar ve diğer devlet yöneticileri de sert tepki göstererek bu terbiyesizin haddini bildirirdi. Ancak, Türkiye’nin bir terör devleti yapısına dönüştüğü gerçeği, bu tür ahlaksızlıkların yaşanmasına olanak tanıyor. Halkın emeğiyle seçilmiş olan vekiller, faşist zihniyetlere göre davranmadıklarında milletvekili sayılmıyorlar. Bahçeli’nin söyledikleri de tam olarak bunu anlatıyor.
