Utanmazın yüzüne tükürsen yağmur yağdı sanır.
Erdoğan da öyle. Erdoğan’ı da fazla suçlamamak gerekir. Türkiye’de devletin başına geçmiş her yönetici aynı karakteri devam ettirmek zorundadır yoksa onu o koltukta tutmazlar. Erdoğan’ın sürdürdüğü İslamist yapı aslında, Genelkurmay’ın 12 Eylül’den beri geliştirdiği bir konsepttir. Erdoğan bu süreci başlatmadı ve Erdoğan kendi kendine başkan olmadı. Kendi becerisiyle bunları başarmadı. Zaten öyle becerikli biri de değil. Türkiye devleti, Türk-İslam sentezini bu çerçevede geliştirdi.
İşgalci barbar Türkiye devletinin faşist generali Kenan Evren’in meydanlarda Kur’an’dan alıntılar yaptığını, kendisinin bile hoca çocuğu olduğunu, din derslerini zorunlu hale getirdiğini, imam hatiplerin çok yoğun bir şekilde çoğaltıldığını, imam hatip mezunlarının milli eğitimde ve devletin birçok kurumunda yöneticilik görevlerine atandığını hatırlamamız gerekir.
Şeriatçı “Rabıta” örgütünden finansör olarak yararlanıldığını, elde edilen bu mali kaynakla bugünkü şeriatçı kadroların yetiştirildiğini, yurt içinde ve yurt dışında rabıtadan gelen kaynaklarla şeriatçı altyapının oluşturulduğunu hatırlayın. Şeriatçı kadroların bugün işbaşına gelmesinin ana nedenlerinden birisi 12 Eylül faşist darbesi olduğunu unutmamız gerekir.
Rabıta denen Suudi Arabistan vakfıyla anlaşma imzalayan Kenan Evren’dir.
Rabıta, İslamiyeti yaymak anlamındadır. O anlaşmada, Avrupa’da ve Türkiye dışında görev yapacak tüm imamları Türkiye yetiştirecek. Suudi Arabistan’ın Rabıta örgütü de ödemeleri yapacaktı. Bu bir sır değil. Uğur Mumcu bu davayla ilgili kitap yazdı. Benim bu konuyla ilgili birçok paylaşımlarım bulunuyor.
Sonuçta Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de İslamiyet’i oturtmaya çalışıyor gibi bir açıklama yanıltıcıdır. Bu durum Türkiye devlet yapısının politikasıdır. Erdoğan denen kişi de diğer yöneticiler gibi utanmaz ve pisliğin biridir. Neticede biz aldandık ve göremedik. Ben bile AKP içerisindeki değerli insanlardan dolayı destekledim. Sonradan gördük ki, Türkiye devletinin yaptığı ve yapacağı da değişmezdir. Dolayısıyla, bizim kendi devletimizi kurmamız zorunlu hale gelmiştir.
Bi navê Xwedan, Yekîtîya Dewletên Kurdîstan