BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NIN EGEMENLERİ HAÇLI, EMPERYALİSTLERİN SADIK KÖLESİ R.T ERDOĞAN’DIR

0
1187

“Bir gün melekler gelir bizi kurtarır” düşüncesiyle şeytanın kölesi olarak yaşamaya boyun eğmemiz gerekmiyor.
Birinci Dünya Savaşı’nın galipleri şeytanın Anası konumunu aldılar. Osmanlı İmparatorluğunu Dünya haritasından silip, yerine Orta Doğu’nun zenginlik kaynaklarını gasp etmelerine hizmet edecek çevrelerin bekçilik yapacağı kadroların yöneteceği devletler kurdular. Irak, Suriye ve Türkiye böylesi karar ve eylem sonucu kuruldu. Bu tarihi gerçeğin göz ardı edilerek tarihi gerçekleri inkar ederek gelecekle ilgili adil ve sağlıklı kararlar veremeyiz.

Osmanlı’yı Dünya haritasından silip zorla yok eden Birinci Dünya Savaşı’nın galipleri, Osmanlı İmparatorluğunun bir parçası olan Kurdistan ülkesinin haritasını da Dünya haritasından silerek, Kurdistan topraklarını da yeni kurdukları Türkiye, Suriye ve Irak arasında, ama kendi çıkarlarına uygun olarak parçalara bölüp pay ettiler. Kurdistan topraklarının önemli ve büyük bir parçasını İran’a, diğer önemli bir parçasını da Sovyet Rusya’sının isteğiyle Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan sınırları içinde bıraktılar.
Birinci Dünya Savaşı dönemine kadar Dünya’da Türkiye, Suriye ve Irak adında devletler yoktu. O topraklarda Kurdistan vardı.

Birinci Dünya Savaşı’nın galipleri İngiliz’ler ve Fransız’ların öncülük yaptığı haçlı gücüydü. O güç, ısrar ve baskılara rağmen Kurd Kral’larının kendileriyle işbirliği yapmalarını sağlayamadılar. Kurd Kral’ları, Birinci Dünya Savaşı’nın haçlı gücü ile işbirliği yapmayı kabul etmiş olsaydılar Türkiye, Suriye ve Irak’ın resmi devlet statüsü kazandığı aynı şartlarda Kurdistan devleti de resmileşirdi.
Kurd Kral’ları, Şeyh Mahmud Berzenci(Kral Mahmud-1-) başta olmaz üzere, İngiliz ve Fransız’larla iş birliği yapıp Osmanlı’ya karşı savaşmayı reddettiler.
Bunun içindir ki Haçlılar, yeniden devlet sınırları çizerken Kurd’lerin devlet edinme haklarını kabul etmediler.

Şimdi, Türkiye’nin, Suriye’nin ve Irak’ın Haçlılar tarafından kurulmuş ve sınırları belirlenmiş olan ülkelerin sınırlarını olduğu gibi korumak için çırpınanlar, esasen Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı’yı parçalayıp Osmanlı topraklarında yeni devletler kurmuş olan İngiliz ve Fransız’ların öncülüğünde işgal gücü olan Haçlı’lara uşaklık yapmak ruhuyla hareket ediyorlar.
Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı topraklarını işgal edip Osmanlı’yı yok edenlerin kurmuş oldukları devletlerin sınırlarını koruyor olanlar esasen dış güçlerin uşak köleleridirler. Bu gerçekler, belgeli doğrulardır. Bu doğruları hatırlatalım.

Şeytanın Anası 1923 yılında, Lozan antlaşmasıyla Osmanlı ve Kurdistan Devletlerinin bittiğini, Türkiye, Irak ve Suriye’nin(İran zaten vardı) aynı yerde yeni devlet olarak resmen ilan etti. Şimdi aynı devletler, Türkiye, Suriye ve Irak, o Şeytan’ın ruhu, emriyle o kararın koruyuculuğunu yapıyorlar. Şeytan’ın çocukları, Annelerine köle gibi hizmet ediyorlar. Şeytan, Analarının emrini tartışmasızca uyguluyorlar.
Demektir ki, Birinci Dünya Savaşı’nın egemen güçlerinin temsilcisi olan Şeytan Anasının gücü ile Recep Tayyip Erdoğan adında hizmetçi-köle yetiştirilmiş ve köle köle hizmet ediyor. Eh, belanı Şeytan efendilerinden bul.
Kurd Halkı’nın 1923 yılından önce Şeytan’ın Anası olan işgal güçleriyle işbirliği yapmadıklarından ötürü Devlet ve ülke topraklarının ellerinden, Şeytan’ın Anası ve köleleri tarafından zorla ve sahtekarlıkla alındığını ve bugüne dek yönetildiğini hepimiz görüyor ve biliyoruz.

Recep Tayyip Erdoğan “biz Emperyalistlerin oyununu bozduk, bozacağız” derken, bu söylem ve eylemiyle aynı gücün uşağı olarak hizmet ettiğini yüksek sesle ilan ediyor. Bu ucuz kahramanlık şarlatanlığı da görelim ve anlayalım.
Kurdistan Birleşik Devletleri projesi, Şeytan’ın Anası ve uşak kölelerinin kirli oyunlarla ve zorla parçalayıp, zenginlik kaynaklarını gasp ederek sömürdükleri Kurdistan topraklarında Adil ve Uygar yönetimi yeniden inşa etmenin adıdır. Bu yönetim, Kurdistan Halkı’nın hak, hukuk, güvenlik ve refah içinde yaşamasını sağlayacak. Recep Tayyip Erdoğan, onun faşist ortakları, yandaş ve suç ortaklarının kudurmuşçasına yalan ve tehdit söylemlerini, sarhoş naraları gibi sürekli olarak duyacağız.
Kurdistan Halkı için, Kurdistan Birleşik Devletleri nefes almak gibi önemlidir.

Kurd Halkı’nın kendi Devleti niye olmasın? Kurdistan topraklarında egemenlik kurmuş olan işgalci Faşist devletler, Birleşmiş Milletler ve Uygar Dünya Devletleri, bu soruyu kendi kendilerine sormalıdırlar. Kurd’lerin kendi Devletleri niye olmasın?
Hak ve Adalet’in tecellisi için Kurd Halkı kendi Devleti’nin sahibi ve yöneticisi olacaktır. Bizler, bunu başarmak zorundayız.

17-03-2019

Saygılarımla, Hisên Baybaş