Bugün, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum, düzen ve sorunların tamamı çok daha fazla kötüye doğru gittiğini görmemek mümkün değil. Son yüz yıldır Türkiye bugünkü durumdan daha iyi, daha kötü ortamda olduğunu da hatırlamamız gerekiyor. Bu durumun bizim için önemli olmaması gerekir. Türkiye’nin durumu nedir, ekonomik ortamı nedir, Türkiye’yi hangi siyasi parti yönetiyor, Mustafa Kemal midir yöneten, Kerdoğan mıdır? Bunların biz Kürdler için hiçbir değeri olmaması gerekir. Biz Kürdler kendi sorunumuzla ilgilenmeye alışmak zorundayız. Bizim derdimiz bizim sorunumuz bizim ulusça içinde bulunduğumuz ortamın ne olduğunu görmek, niye böyle bir ortamda olduğumuzu kavramak ve çaresini oluşturmaya yoğunlaşmak olmalıdır. Biz Kürdler Kendimiz için düşünmeli, kendi sorunumuzu öğrenmeli ve çözüme odaklanmayı öğrenmeliyiz. Türkiye yönetimi veya içinde bulunduğu ortam daha iyiye gider veya daha kötüye gider. Bu bizim derdimiz değil olmamalıdır da. Biz zamanımızı, enerjimizi ve olanaklarımızı kendimiz için değerlendirmeyi öğrenmek zorundayız. Yani şimdi Türkiye’yi yöneten çete grubu, daha önce Türkiye’yi yöneten çete grubundan daha mı iyidir yoksa daha mı kötüdür, gelecek yıllarda Türkiye’yi yönetecek olan da başka bir çete grubu olacağından şüpheniz mi var? Bunların hepsini tartışabiliriz. Türkiye’nin kuruluşundan beri yönetim şekli sır değil. Son yüz yıl içinde Türkiye’yi yöneten çeşitli iktidarların Kürd halkına yönelik baskı ve zulüm uygulamaları değişmedi. Kürdlere yönelik sistemli soykırım uygulaması değişmedi. Merhum Turgut Özal dönemi hariç. Merhum Turgut Özal gerçekten, gerçek bir devlet yapısını oluşturmaya çalıştı. Onu da evinde zehirlediler alçaklar. Bunları unutmayalım, kendi sorununuzun çözümüne odaklanalım. Bunu kavrayamazsak sorununuzun çözümüne hiçbir katkımız olmaz. Hastalığımız budur. Hastalığımızı öğrenelim ve onun çözümüne yoğunlaşalım. Tedavi için var gücümüzü kullanalım.
Dem xweş
Saygılarımla, Hisên Baybas