Bizler topraklarımızla birlikte düşmanlarımızın işgali altındayız

0
67

Ç

alışkanlığımızı ve becerimizi bizi yok etmeye çalışanların zihniyetine değerlendiriyoruz. Bunları kendi kendimize sormalıyız. Avrupa’nın bütün merkezi şehirlerinde Kurdler başarılı iş becerilerine sahiptirler. Orada bile yine bizi sömürenler bizi yok etmeye çalışanların ve gerçekten bizim varlığımızı kabul etmek istemeyenlerin hizmetinde çalışıyoruz. Onların hizmetinde olmaya çalışıyoruz. Onların hangi siyasi hareketlerinin bizi daha çok sömürdüğünü ve daha az sömürdüğünü unutarak hangisinin diğerinden daha fazla iyi olduğunu söyleyerek kendi kendimizi oyalıyoruz. Hepsinin canı cehenneme… Hepsinin canı cehenneme…

Bizim welatımız orta yerde duruyor. Bizler orta yerde sömürlüyoruz. Bu gerçekleri görüyoruz. Çalışkanız, başarılıyız ve becerikliyiz. Peki, neden kendi kendimize sahip çıkamıyoruz? Niye o ucuz çirkin hesaplarla uğraşıyoruz? Bakın bakalım, Türkiye’deki dinamiklere. İstisnasız her alanda bakın. Ekonomik, siyasi ve kültürel her alana bakın. Kurdler öncüdür. Ancak öncü olmak için uydurma bir dili konuşuyoruz. Uydurma bir kimliği kullanıyoruz. Kendi dilimizi geliştirmiyoruz. Kendi kimliğimize sahip çıkmıyoruz. Bu bizim utancımızdır. Bizler bu rezaletten kurtulmak zorundayız! Kendi kendimize bunu kabul ettirelim. Asil ve değerli soydaşlarımızın hepsinden bizim ısrarla ricamız kendi kendimizi kandırmaktan vazgeçmemiz gerektiğini görelim. Kabul edelim.

Kendi kendimizi ancak kendi devletimizi yöneterek geliştirmeliyiz. Gelecek kuşaklarımıza kendi devletimizin kendileri için yapacaklarını yapalım. Başka türlü kendimizi kandırmayalım. Türkiye’yi yöneten hangi kadroya güvendiysek ve desteklediysek sonuçta bize en çok zarar verenler onlar oldu. En çok bize zarar veren de Erdoğan efendinin kendisidir. Bizim siyasi çevremizin ve siyasi temsilcilerimizin de daha fazla becerikli olmaları gerekebilirdi. Erdoğan MHP yerine bugünkü DEM Parti’nin dünkü HDP’nin çevresi ile işbirliği yaparak bazı çalışmalar becerebilirdi ve başarılı olabilirdi. Erdoğan bunu istemedi. İsteseydi Bahçeli bozuntusunun kuyruğuna takılmazdı. Bahçeli ve onun çevresindeki leş kargası sürüsünün bütün devlet kurumlarında pineklemişler. Bütün devlet kurumlarına yerleşmişler ve oradaki bütün pislikleri yapanlar kendileridir. Bu Bahçeli kişiliği ve onun çevresindekiler insanlıktan tamamen uzaktırlar. Bay Erdoğan böyle bir hataya düşmedi. Kendisi onları tercih etti. Onlara yüz vermeyebilirdi. Kurdlerle işbirliği yaparak tüm sorununu o zaman çözebilirdi. Bugün Türkiye farklı bir ortamda olurdu. Sorun da farklı bir aşamaya gelmiş olurdu. Kurdlerin Kurdlükten kaynaklanan sorunlarını silahlı mücadele ile çözümlemekten uzaklaştırılmış olurdu. Erdoğan onu tercih etti. Çünkü onların zihniyetinde ve ruhunda Kurdlere saygı ve Kurdlerin hak ve hukukunu korumaya yönelik bir anlayış yok hiçbir zaman da olmadı. Öyle görünüyor ki, hiçbir zaman da olmayacak. Bugün CHP’nin yönetimindeki kadrolar bazı kulağa hoş gelen söylemlerde bulunuyorsa da samimiyetsizdirler. Erdoğan çok açıkça Kurdlerden özür diledi. Türkiye devletinin Kurdlere yaptığı zulmü ve katliamı kınadı. Özür diledi. Ondan sonra Kasımpaşa dansözleri gibi kıvırdı. 180 derece dönüş yaptı. Bugün Bahçeli ve onun kadrosu ile sorun yaşıyor gibi görünüyor ama o zaman da sorunlar vardı. Erdoğan o zaman onunla görüşmeden anlaşma yapmadan her gün Bahçeli, Bay Erdoğan’a küfür ediyordu. Hepimiz bunları biliyoruz. Belki bizim arkadaşlarımız o zamanki Bahçeli’nin söylemlerini bulup bizim bu haberi eklesinler.

Bugün için onların arasındaki sorun artık AK Parti’ye zarar verdi ve AK Parti’nin kadroları bile devlet kurumlarında yetkisizleşti. Daha önce Fetö çevresi nasıl AK Parti’nin işleyişini engelledi ve nasıl AK Parti’yi işlevsiz hale getirdilerse bugün bunlar da aynısını yapıyor. Fetö çevresinin kurumlarına yerleşmiş ve devletin bütün kurumlarını kendi kontrolünün altına girmesi için bütün çirkefliği yapıyorlar. Bu adam çıkıp açıkça diyor ki, Türkiye sandıkta kurulmadı. Yani sandığın bizim için önemi yok, demek istiyor. Bir sokak serserisi veya soytarısı bile bunu söylemez. Avrupa Birliğine üye olacaksın. NATO ittifakının üyesi olacaksın. Avrupa Birliği ile birçok anlaşmaların var. Dünyanın en gelişmiş normlarına uygun demokratik bir yapıyla bir ülke geliştirmeye çalışıyorsun. Kimsenin hakkını hukukunu güvence altına almaya yönelik hiçbir adım atmıyor, bunların kirli zihniyeti budur. Bunları görelim, bilelim ve bu pisliklerden kurtulalım. Erdoğan eğer insan olsaydı, söylediklerine sahip çıksaydı, biz bugün bunları söylüyor olmayacaktık. Bize göre bugün CHP’nin yönetimindeki sözde uyumlu görünen çevreler Erdoğan efendinin kendisi bu Bahçeli itinden farksızdırlar. Farklı süreçlerde, farklı zamanlarda söylemlerle havlayıp duruyorlar ama onun ötesinde hepsi aynı karın ağrısıdırlar. Biz kendi sorunumuzun çözümüne odaklanalım. Başka seçenek yok. Kandırmayalım, kendi kendimizi. Onların pisliklerinin hangisinin daha çok pislik ve çok daha pislik olduklarını anlatmakta kendimizi kandırmayalım. Kendi kendimizi yönetmeye yönelik çalışmaya yoğunlaşalım.

Saygıyla, selametle…