BU AHLAKSIZLIKLARIN YAPILMASINI DOĞRU GÖRÜYOR MUSUNUZ?

0
497

Bazı konulara ‘‘halkın yararınadır’’ diyerek, tahammül ediyoruz ve gerektiği gibi tepki göstermiyoruz. Bizim insanlarımızda aynı şekilde, bazı ahlak dışı yaklaşımlara tahammül gösteriyorlar. Yine bilinmelidir ki; ‘‘halk zarar görmesin’’ diyedir.

1999-2000 yıllarında; ben burada yeni esaret altındayken, bazı Kurd dernekleri bilinçli olarak benim Londra’daki yakınlarıma, akrabalarıma ve hatta evime ahlaksızca saldırılarda bulundular. Benim eşim ve çocuklarımın oturduğu evde (o evde kurtuluş mücadelesine hizmet etmiş birçok yaralı insanlar tedavi edilmişti) ahlaksızca bir yaklaşımla resimleyerek çirkin iftiralarla saldırılarda bulundular. Biz o zaman onların merkez yönetimine detaylarıyla bunun niye böyle olduğunu sorduk. Bize o zaman söylenen; ‘‘Türkiye devletinin yerleştirdiği ajanların oyunudur’’ şeklinde izahatlarla yetinildi.

Daha önce de Türkiye’de yeni olaylar başıma gelmişti. 1992 yılında ülkeden çıkmak zorunda kalmıştım. Yine ahlaksızca Hazro’da ve Licê’de bizim mermer ocaklarının çalışmaları durmuştu. Gidip sinsice makinaları yaktılar. Terbiyesizlik yaptılar. Bunları anlatıyorum. Gençlik bunları bilmiyor. Yine aynı hareketin önderliğinin müdahalesi ile o tür çirkinlikler son bulmuştu ve önderliğin kendisiyle bu konuları detaylıca konuşmuştuk. Sonrada münasip bir çerçeve ile kapatmıştık. Fakat ben burada esaret altına alındıktan sonra yaptıkları çirkinlikler yine bunlara rağmen önderliğin haber göndermesiyle çirkin saldırdılar ve ahlaksızlıklar son bulmuştu. Biz bunları hem gençlerimiz bilsinler diye hatırlatıyoruz, hem de bu tür ahlaksızların son bulmadığını görüyoruz.

Avrupa’ya göç etmek zorunda bırakılmış olan insanlarımızın hepsi hassastırlar. Mağdurdurlar. Büyük çoğunluğu da PKK’ye yardım ve yataklık suçlamasıyla ülkelerini, evlerini ve köylerini terk etmek zorunda kalmışlar. Bazıları da PKK’ye yardım ediyorlar diye köyleri yakılmış. Yine ülke dışına zorla gönderilmiştir. Kimileri hapsedilmiş, hapisten çıkanlar da daha çok Avrupa ülkelerine yerleşmişler. Birçoğu yaralı ve hapishanelerde gerçekten ağır şartlarda sağlıksız hale dönüştüklerinden ötürüdür ki, Avrupa ülkelerinin büyük çoğunluğu sağ olsunlar, bu insanlarımızı tedavi ediyorlar ve bu insanlarımızın sağlıkları için her türlü hizmeti veriyorlar. Biz bunlara karşı müteşekkiriz ve çok teşekkür ediyoruz. Ancak bu siyasi hareketin Avrupa’daki yapılanması bir türlü bizim insanlarımızı inciterek, rencide ederek, tezgâhlarını bozarak, ellerindeki ve avuçlarındakini zorla alarak, kendilerine karşı gelenleri de daha önce 1999-2000 yıllarında benim şahsıma yönelik yapılan yalan ve iftira kampanyalarının aynısını yapıyorlar. Kendilerinin pisliklerine eyvallah etmeyenleri rencide ve rahatsız etmek, evlerine gidip tehdit etmek, tezgâhlarını bozmak ve sokak ortasında dayak atmak gibi ahlaksızlıkların devam ettiğini bu siyasi hareketin yönetim kadrosunun duymasını istiyorum.

Sizlere direk söylüyorum.

Yönetici efendiler, yönetici hanımlar!

Böylesi çirkin davranışları uygun görmüyorsanız, doğru görmüyorsanız ve kabul etmiyorsanız ve diyorsanız ki; ‘‘haberimiz yok’’

Buyurun, haberiniz olsun.

Örnek istiyorsanız;  Hollanda, Fransa veya İngiltere’deki avukatlar aracılığıyla istediğiniz yere kayıtlı bilgileri göndereyim. Gözden geçirin ve bu tür çirkefliklerin son bulmasını sağlayın.

Şimdiye kadar bize KDP ile ilgili veya YNK ile ilgili Avrupa’daki insanlarımızdan tek bir şikâyet gelmedi. İnsanlarımıza yönelik tek olumsuz bir çalışmaları olmamış. Güney Kurdistan, Rojava, Bakur veya Rojhılat’lı insanlarımızın bir tanesi; ‘‘KDP veya YNK bize baskı yapıyor’’ diye şikâyette bulunmamışlar. Böylesi binlerce şikâyet bu ülkelerin ilgili kurumlarına da yansımıştır. Diyelim ki, bu insanlar şikâyet etmekten korkuyorlar. Diyelim ki, bu insanlar prensip meselesi diyerek yaşadıkları ülkelerin ilgili kurumlarına giderek şikâyet etmiyorlar. Diyelim ki, bu insanların size gücü yetmiyor.

Bu ahlaksızlıkların yapılmasını doğru görüyor musunuz?

Belki siz bu çağrıyı uyarı olarak kabul edin ve bu pisliklerin son bulmasını sağlayın. Hiçbir Kurd, sizden korkmuyor. Kurdistan’ı işgal eden barbar devletlerden de korkmuyor.

Ben size bunu net olarak söyleyeyim. Size tepkinin sesi çok gür gelecek. Size bu tepkilerin sesi tahmininizden çok daha ileri düzeyde ve yüksek sesle yansıyacaktır. Şahsen bizim sizden ricamız; sizin bu tür olumsuzlukları gidermenizdir. Bu olumsuzlukları giderin ve insanlarımızı daha fazla çirkinleştirmeyin. İnsanlarımızı daha fazla mağdur etmeyin. İnsanlarımıza daha fazla zulmederek, onları susturarak kontrol edebileceğiniz düşüncesinden vazgeçin. Örnek mi istiyorsunuz? Şahit mi istiyorsunuz? Hangi ülkeden istediğinizi söyleyin. Ben size o ülkeden örnekleri ve şahitleri göndereyim. Konuşun.

Bizim insanlarımız korkmuyorlar. Biz de korkmuyoruz. Bizim ve insanlarımızın tahammülü Kurdlüğe zarar vermeme amacını taşımaktadır. İnsanlarımızın da. Bizim de hiç kimseye minnetimiz yoktur. Bizi bilen biliyor ama bu siyasi hareketin yöneticileri bizi herkesten daha iyi biliyor.

Biz daha önce bu konuları isim vererek izah ettik. Bu tür çirkefliklerin devam ettiğini yüksek sesle söylüyoruz ve olacak tepkilerinde Kurdlüğe hiçbir yararının olmayacağını söylüyoruz. Sorumluluğu, günahı ve vebali boynunuzda olur.

Yapılanların tepkisiz kalınmayacağını çok iyi bildiğimizi ve yakınlarımızdan, soydaşlarımızdan rica ederek sabırlı olmalarını diledik. Onların ve bizim de sabrımızın sınırı var.

Hem bu malum siyasi hareketin yöneticileri, hem de soydaşlarımızın bilgilerine saygılarımızla.