Toplumun sorunlarını çözebilmek, toplumun mutabakatıyla mümkündür. “Güçlü olanın söylemleri ve istekleri kabul görsün” dersek eğer bu dayatma olur. Türk veya kendilerini Türk olarak kabul edenlerin genel olan sorunlarının çözümü, bu toplumun temsilcilerinin müşterek kararlarıyla olmalıdır. Bu çerçevede bir mutabakat olmadan çözüm adına verilmiş veya verilecek kararlar kalıcı olamaz.
Aynı çerçevede Kürd halkının sorunlarının çözümleri için, Kürd toplumunun temsilcilerinin müşterek kararıyla mümkün olacağını kabul etmek zorundayız. Osmanlı İmparatorluğunun ve Kurdistan’ın topraklarının paylaşılması kararıyla çizilmiş olan sınırlar çıkarlara dayalı olarak belirlenmiş ve çizilmiştir. Çıkar temelinde verilmiş olan kararlar çerçevesinde sınırları çizilmiş olan ülkeler, karar tarihi olan 1923 yılından beri istikrarlı Devlet yapılanmasını oluşturamadılar. O tarihten şimdiye kadar idealizme dayalı projelerle bu ülkelerde istikrar sağlanmaya çalışıldı ama hiçbir tanesi tutmadı. Tarihi bilgi ve deneyimler hepimize gösterdi ki şimdi realist projelere ihtiyaç vardır.
Realist projeler çerçevesinde yeni vizyon ve proje geliştirmek zorundayız. Kurdistan sorununun çözümü için Kurdistan kurumların temsilcileri arasında diyalog ile anlaşma sağlanmalıdır. Kurdistan temsilciler heyeti Kurdistan ülkesi ve halkı adına tüm taraflarla diyalog çerçevesinde anlaşmalar sağlamayı becermek zorundadır.
Bunun başarılması için diyalog şarttır. Bunun sonucu olarak anlaşmaların sağlanması şarttır. Bunun adı diplomasidir. Bu çalışmaların zamanı dün idi. Yarın çok geç olur.
Bağımsız Birleşik Kurdistan’ın resmileşmesi şarttır. Diplomatik çalışmalarla bunu becermek en akılcı ve her toplum ve ülkenin çıkarınadır. Kürd ve Türk temsilciler arasında bu çerçevede diplomasi başlamalıdır.
Saygılarımla,
Hüseyin Baybasin