Diyarbakır’da ‘Dünden Bugüne Kürtler’ paneli

0
1071

Ciwanên Netewî yên Kurdistanê – Kürdistan Ulusal Gençliği (CNK) tarafından Diyarbakır’da düzenlenen “Dünden Bugüne Kürtler” başlıklı panele ünlü sosyolog İsmail Beşikçi ve aydın yazar Fuat Önen konuşmacı olarak katıldı.

Değerli İsmail Beşikçi hocamız, ‘‘Hukuksuz Adalet’’ ve  ‘‘Anılar- Söz Konusu Vatansa Bilim Teferruattır’’ kitaplarını imzalayıp hediye etti. Kendisine teşekkür ediyorum. İsmail Hoca doğru söylüyor. Ayrıca biz hukuksuz adaletin mağdurlarıyız. Hem kendisi hem de ben Hollanda’da. Bunlar İsmail Hoca gibi bir insanın zihinsel zenginliğinin ifadesidir.

Konferansta İsmail hoca; ‘‘Keşke Kürtler İngilizler veya Fransızlara bağlı sömürge olsaydı’’ ifadesini kullanmış. İsmail Hocamız doğru söylüyor. Birinci Dünya Savaşından sonra Osmanlı topraklarının paylaşımında Kurdistan bir sömürge bile olsaydı, en azından statüsü olurdu. Kurdistan parçalandığı için sömürge statüsünü bile elde edemedi. Manda statüsüyle İngiltere’ye bağlı olan Irak yine de devletti. Fransa mandası olan Suriye yine de devletti. Kendi dillerini resmi il olarak kullanabilme, kendi dillerinde eğitim görme, kendi ordularını oluşturma ve kendi para birimlerini oluşturma gibi olanakları vardı. Sömürge statüsünden bağımsızlığı elde etmek daha kolaydır. O dönemde bile Kurd halkının sömürge statüsü bile oluşmadı ve bugünde aynı durum geçerlidir. Kurdistan’ın sömürge statüsü bile yok. Güney Kurdistan’da Kurdistan Bölgesel Yönetimi adıyla orda ki soydaşlarımızın bazı hakları oluştu. Bu durum sevindiricidir ama hala Kurd kimlikleri ve pasaportları yoktur. Irak merkezi hükümetine bağlıdırlar. Bu durum sömürge sıfatı bile değildir. Soydaşlarımızın İsmail hocanın söylemlerine özenle dikkate almalarını rica ediyoruz. Söylemleri bilimsel söylemelerdir.  Ayrıca İsmail hocamız Kurd değil ve Kurd olmayan bir insanın Kurd halkına Türk devletinin yaptığı zulmü açık gönüllülükle ve yiğitçe izahatta bulunması saygıdeğerdir ve takdir edilmesi gerekir. Bazı söylemleri siyasi çalışma yürüten bazı çevrelerin hoşuna gitmeyebilir. İsmail Beşikçi gibi bir zat bir daha Türkiye’de doğmaz. Doğarsa da bana çok büyük sürpriz olur. Böyle bir insanın değerini bilmek lazım. Seksen küsur yaşında bir zat olduğunu da unutmayalım. Ben kendim bile selamlarımı gönderirken dikkatli davranıyorum. Telefonla kendisinin halini hatırını sorduğumda bile çok hassas davrandım ki herhangi bir yanlış anlaşılma olmasın.

Em namirin, em li vir in, em Kurdin…