Kurdistan coğrafyasının zorla ve sahtekarlıkla işgal edilmesinin doksan beşinci yılı doldu. Bu süreçte Kurd Halkı’na yönelik barbarca zulüm uygulaması değişik yöntemlerle süregeldi. Böylesi baskı dayatmasının yanı sıra Kurd Halkı’na yönelik sistemli soykırım uygulaması ve etkin Kurd çevrelerinin birbirine karşı olmaları da çok sistemli olarak organize edildi. Doğal olarak, işgal güçlerinin böylece faşist ve barbarca uygulamaları, Kurd Halkı’nın bir kesimini dejenere etti. Fırsatçısı, yobazı, kalleşi bir de hainleri türedi.
Aynı süreçte ve her dönemde Kurd u Kurdistan davasına hizmet etmeyi görev edinen soylu Kurd Halkı’nın kahramanları, canlarını feda ederek mücadele ettiler. Mücadele hiçbir dönemde durmadı. Dört parçaya bölünen Kurdistan topraklarını mayınlarla, tel örgülerle silahlı eşkıyalarıyla Kurd Halkı’nın birbirleriyle ilişkisini kestiler. Sınır bölgelerinde yaşayan aileler, birbirlerinden fiziksel olarak koptular.
Kurdistan’ın dört parçasında, faşist ve barbar işgal devletleri bilinçli ve sistemli olarak Kurdistan Halkı’nı kendi vatan topraklarından göç etmeye zorladılar. Kurd Halkı’nın etkin siyasi kurumlarını, organizasyonlarını, aşiretlerini, ailelerini, bireylerini birbirleriyle fitne fesatla karşı karşıya getirip çarpıştırmaları, Kurdistan topraklarını parçalara ayırıp Kurd’ler arası fiziksel kopuşun organize edilmesi ile Kurd Halkı’nın bilinçli olarak vatan topraklarından göçe zorlanmaları sonucu, soylu olduğu kadar birbirine güçlü duygularla bağlı olan Kurd Halkı arasında yabancılaşma oluştu. Sonuç olarak Kurd Halkı arasında, üzücü yıkıcı dayatmalar sonucu bir kesimi çirkinleştirdiyse de onurlu ve kahraman soydaşlarımız ulusal kurtuluş mücadelesini sürdürdüler. İşgal güçlerinin barbarca zulüm ile fitne-fesat çirkeflikleri gibi Kurdistan Halkı’nı birbirine yabancılaştırmalarına rağmen Kurdistan davasının mücadelesi sürekli olarak gelişti. İşgal güçlerinin, barbarları sürekli olarak Kurd Halkı adına siyasi mücadele yürüten organizasyonlarını etkisizleştirmeye çalıştılar.
Bu gerçekler Halkımızı Kurd u Kurdistan davasına kalıcı çözüm bulma arayışlarından uzaklaştıramadı.
İslamiyet adı altında arayışlar gibi sosyalist yoldaşlık arayışları da Kurd Halkı’nın kanına, canına, malına zarar verdiği düzeyde yarar getirmedi.
Ancak mücadele süreci Kurdistan’da yeni güç dengeleri oluşturdu. Bu güç odakları bir türlü Kurdistan topraklarını işgal etmiş olan Kurd düşmanlarına sırtlarını dönüp birbirleriyle birlikte Kurd u Kurdistan davasına hizmet etmeyi sağlayamadılar.
Bu durum, Kurd u Kurdistan davasının mücadelesini Kurd Halkı’nın beklentilerinden uzaklaştırdı. Türkiye devletinin yönetimini demokratikleştirmek, Suriye devletini demokratikleştirmek, İran devletini demokratikleştirmek, Irak devletinin birliğini sağlamak gibi arayışlar Kurd u Kurdistan davasının mücadelesinin hedefleri haline dönüştü.
Kurdistan topraklarını işgal etmiş olan faşist ve barbar devletlerinin de istedikleri budur. Kurd Halkı adına özgürlük mücadelesi veren güç odakları hiç farkında olmadan, Kurd Halkı’nın düşmanlarının tuzağında Kurd Halkı’nın düşmanlarına hizmet etmeyi ve bu uğurda can vermeyi marifet gibi görmeye başladılar.
Birbirimizle açık olmak, dürüst olmak zorundayız. Şartların zorluğu biliniyor. Tarihi gerçekler biliniyor. Kurd Halkı’nın beklentileri de çok net olarak biliniyor. Kurdistan topraklarını işgal etmiş olan barbar devletlerin heves ve amaçları da biliniyor.
Kurd u Kurdistan davası için mücadele ediyor olan Kurdistani güç odakları da ellerinde tutuyor oldukları gücü kayıp etmek istemedikleri de biliniyor.
İlişkilerini, alışkanlıklarını, konumlarını ve ellerindeki olanakları kayıp etmek istemedikleri biliniyor ve bu anlayışları da anlaşılırdır. Buna çözüm bulmak zorundayız. Her siyasi grup ve birey kendisine uygun mazeret, gerekçe gösterecektir. Bu da anlaşılırdır. Bizim için esas olan Kurd Halkı’nın beklentileridir. Kurd Halkı’nın hak ve hukuku esastır.
Kurdistan Birleşik Devletleri, Kurd Halkı’nın beklentilerine yanıt ve Kurd Halkı’nın hak ve hukukunun korunmasının projesidir. Hiç korkmamıza gerek yoktur. Ölüm hepimizin sonudur. Özürlü, kusurlu, ayıplı köle olarak yaşamak için mazeretlere sığınmayalım. Doksan beş yıldır Kurd u Kurdistan davası adına verilmiş ve veriliyor olan mücadele var. Mücadeleyi sürdüren organizasyonların hiçbiri başarıyla hedefine ulaşamamıştır. Demek oluyor ki mücadele stratejisinde yetersizlik var ve değiştirmemiz gerekiyor. Bu kadar basit. Şimdiye kadar mücadele yürütmüş olan siyasi çevrelere, saygıda kusur etmeyelim. Kurdistan Birleşik Devletleri yeni bir vizyonun projesidir. Kurd Halkı’nın beklentilerine de yanıttır.
29-10-2018
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin