Biz Kurdler, düzenli ve disiplinli yaşamaya önem vermeliyiz. Doğruları, gerçekleri saptırmadan görmeli ve kabul etmeyi önemsemeliyiz.
Görülen, bilinen doğrular yerine, fantezileri tercih ederek yaşamımızı kolaylaştırmadığımızı görmeliyiz.
Ciddiyetsizce, sorumsuzca, samimiyetsizce davranarak doğruları, gerçekleri görmezlikten gelerek kendi yaşamımızın düzenini dengesizleştiririz.
Böylece, kendimizin oluşturduğu sorunlarla boğuşmaktan, esas sorunlarımızla uğraşıp çözümlemekten uzaklaşmış oluruz. Doğal yaşam, sorunlarla doludur.
Biz Kurdler, işgalcilerin, bizlere yönelik barbarca zulüm uygulamalarına karşı direnmekle uğraşmaktan dolayı, kendi varlığımızdan uzaklaşmışız. Böylece, zorluklarla dolu doğal yaşam, biz Kurdler için çok daha fazla zorlaşmış. Mücadelemizi direnişten Bağımsızlığa odaklamak zorundayız.
Biz Kurdler, doğruları gerçekleri, olduğu gibi görüp kabullenmeliyiz.
Biz, Kurdüz. İşgalcilerin sömürgesi olarak yaşamak, utanç vericidir.
Vatanımızı sahtekarlıklarla elimizden almışlar ve zorla işgalciliği sürdürüyorlar. Bizler de işgalcilerin elinde oyuncak gibiyiz.
Esas sorunumuz, temel sorunumuz budur. Doğru temelde bu gerçeği kabul ederek ciddi sorumlu, samimi davranarak bilinçli ve çok çok çalışarak bu esas sorunumuzu halletmek zorundayız.
Biz Kurdler, fantezilerle uğraşıp bu temel sorunumuzu halletmekten uzaklaştık. Bu noktada, kendimize gelmek zorundayız.
Disiplinsizlikle düzensizlik yaşamımıza girdi. Yaşamımızın dengesi bozuldu. Bunları görüp kabul ederek sorunumuzun çözümüne yoğunlaşarak yaşamımızda düzeni dengeleyerek, mücadelemizi doğru hedefe ulaştırabiliriz.
Vatanımızı işgalcilerden kurtarıp, temizleyip kendi vatanımızın sahibi, yöneticisi olmak tek çaremizdir.
Demokratik haklar, din kardeşliği veya ideolojik yoldaşlığı gibi arayışlarla yüz yıldır kendimizi kandırdık. Artık, Kurdîstan Birleşik Devletlerini resmileştirmek amacıyla mücadele ederek yaşayacağız. Bunun önünü kesmeye yönelecek her güç, Kurd u Kurdîstan davasının birinci derecede düşmanıdırlar.
Kurd u Kurdîstan davası adına verilmiş olan mücadele süreci boyunca, büyük kahramanlıklar kazanmışız. Ayrıca, beceriksizce yıkımları, çok derin yaralar olarak kabullenmişiz. Hep kaybeden taraf olmuşuz.
Birinci Dünya Savaşının bitmesi, Osmanlı’nın yıkılışı ve Kurdîstan ülkesinin parçalanarak paylaşıldığı son yüz yıllık gerçek durum budur. Bunu aşmak mümkündür ve biz Kurdîstanlı’ların elindedir.
Birini Dünya Savaşı öncesinde Kurdîstan’da Kurdler için durum şimdikinden çok daha fazla iyiydi. Osmanlı İmparatorluğuyla, Kurdîstan Kral’larının 1514 yılında müttefiklik anlaşmasını imzalamalarıyla, Kurdîstan’da Kurdler için durum, sürekli olarak kötüleşti. Ancak, Cumhuriyet döneminde, Türkiye devletinin Kurd Halkına yönelik sistemli olarak zulüm ile barbarca soykırım uygulaması, Kurd felaketidir. Bu, bizim gerçeğimizdir. Bu gerçeği bilip kendimize sahip çıkmanın gereğini yapmaya mecburuz. Bağımsızlık tek seçeneğimizdir.
Kurdîstan Birleşik Devletleri’nin resmileşmesi, tek seçenek olarak hedefimizdir. Bu bizim hakkımızdır. Ahlaki olarak, insani nedenlerle, siyasi ve hukuki çerçevede Bağımsızlık, biz Kurdîstanlı’lar için hak ve farzdır.
Bi sebilindi, silav u rêz.
15-07-2019
Saygılarımla, Hisên Baybaş