Kulaklarım güzel sesini özlemiş.
Duyup iyileşmeyi bekler.
Güzel yüzünü.
Gönülden gülümseyişini.
Gül yüzünde tebessümü.
Görmeyi bekliyor gözlerim.
Yitirdiği ışığı edinmeyi umarak.
Kollarımın arasına alıp koklamayı seni Kurdistan diye.
Koku almayı yeniden hasretle.
Dizlerime oturtup ipek saçlarını okşamayı,
öpücüklerle şımartmayı seni,
sevgiyi anıp.
Gardiyan bozuntularının tokurtusu tepemi attırmadan,
Doyunca duymayı seni.
Görmeyi seni, senin istediğin kadar.
Saate bakmadan ürkekçe.
Lice çörek ekmeğini yedireyim sana lokma lokma.
Badem, ceviz, zeytin ve kuru üzümle yoğurup, sonra yumurta sürüp çörek otu serpip pişirdiğim.
Benim icadım Lice çörek ekmeği.
Meyan kökü şerbetiyle doyurup seni.
Sen çörek şerbetle doy.
Ben de sana.
Çirkeflikler beni boğmadan.
Kalan ömrümle doyayım ben sana.
Hayalimde bile olsa yeter bana.
Hayallerim özgürdür senin kadar olmasa da.
Duydun mu canım?
Duydun mu bitanem?
Hüseyin Baybaşin