Sürekli olarak iki konuda gelen mesajları yanıtlamamız gerekiyor. Bu konularda birçok kez izahatlı cevaplar yazdık. Bazı çevreler, olayları kapsamlı olarak bilmedikleri için yeterli bilgiye sahip olmak istiyor; bu anlaşılırdır ve onları aydınlatmamız gerekir. Diğer çevreler ise kendi kafalarında şekillendirdikleri bir çerçevenin dışına çıkmak istemiyorlar. Bu durumda, onlara fazla yardımcı olabilmemiz mümkün değil ama yine de duymalarını istiyoruz.
Paris olayları ile ilgili birçok olumsuzluk yaşandı. Bana yakın olan şahsiyetlere ve şahsıma yönelik olumsuzlukların yanı sıra, birçok soydaşımıza yönelik yapılan olumsuzluklar da var. Birçok çevre ile görüştük ve ses kayıtları, belgeler aldık. Derneklerde ve dernek adına yapılan bazı toplantılarda konuşmaların kayıtlarını aldık. Kusurlu davranışları düzeltmelerini istedik, ancak sonuçta bize verilen vaatler yerine getirilmedi ve sözler bir şekilde değiştirilmeye çalışıldı. Olumsuzluklar devam etti ve gerçekten çirkin iftiralarla karşı karşıya kaldık. Mecburen tepkimizi sizlerle paylaştık.
Burada anlaşılması gereken husus şudur: Bizim Kurdîstan’da yaşayan azınlıklara saygımız ve sempatimiz var. Onların da Kurdler kadar Kurdîstan topraklarında söz ve hak sahibi olduklarına inanıyoruz. Bağımsız Kurdîstan Devleti kurulduğu zaman, onlar da Kurdîstan vatandaşlarıdır. İnançları ve etnik kökenleri kimliklerine işlenmeli, dillerini ve kültürlerini geliştirmeleri devlet güvencesi altında olmalıdır. Bu hususlar görünürde değil, uygulamada da yerine getirilmelidir. Biz bu konuda çok hassasız. Kurdlüğüne bağlı her insanın da bu konuda bizim kadar, belki daha fazla hassas olduğunu biliyoruz. Özellikle Hristiyan cemaatine karşı geçmişte mağduriyetleri olduğu için daha hassasız. Bütün azınlıklara karşı hassasiyetimiz var, ancak gayrimüslimlere karşı özel bir hassasiyetimiz bulunuyor. Diğer inançlara da hassasız. Özellikle Türkiye ve İran terör devletlerinin baskılarına maruz kalan Hristiyan cemaatine karşı daha fazla hassasız. IŞİD benzeri terör organizasyonlarının zulümlerine de dikkat çekmek istiyoruz.
Paris olaylarıyla bağlantılı olarak, Keldani iki kardeşin kendi cemaatlerinde birçok insanı dolandırdığını biliyoruz. Bu çirkeflikleri Kurd iş çevrelerine de taşıdılar. Gabriel’in amcasının verdiği bilgiler mide bulandırıcı. Amcası beyefendi bir insan, ancak Gabriel derneği kullanarak büyük çapta dolandırıcılık yapmış. Bu kabul edilemez. Derneğin yöneticileri ve üst düzey yetkililerin bu yolsuzlukları engellemesi gerekiyordu. Ancak biz bu yolsuzlukların üzerine gittiğimizde delil istediler ve konuyu düzelteceklerini söylediler, ama düzeltilmedi. Bu, bizim için ciddi bir soru işaretidir.
Yetkililerin bu çirkeflikleri durdurması ve derneklerde yöneticilerin ulusun hizmetinde olması gerektiği bilinciyle hareket etmeleri gerekiyor. İnsanlara karşı saygılı, duyarlı ve sorumlu davranmaları şarttır. Şımarıklık yapan insanlara müdahale edilmelidir. Mağduriyetleri gidermek yerine tehdit ederek susturmaya çalışmak kabul edilemez. Türkiye’nin terör devleti, zulme direnen bir harekete zulüm etmemelidir. Hristiyan cemaati içinde kendi cemaatlerini ve bizim insanlarımızı dolandırmaya çalışan hadsizler var. Bu yanlıştır ve düzeltilmelidir.
Derneklerin yöneticileri, incitilmiş insanlara “Pardon” demelidir. Dernek malzeme olarak kullanılıp dolandırılan insanların mağduriyetlerini gidermeleri ve zararlarını tazmin etmeleri sorumluluklarıdır. Bu sorumluluktan kaçınamazlar. Biz bu konuda hassasız ve destek vermeye devam edeceğiz.
İkinci önemli husus, PKK taraftarlarının bizi yanlış gördükleri çevrelere saldırmamızı istemeleri. Biz ne yapacağımıza kendimiz karar veririz. Ayrıca, sizin yanlışlarınızı düzeltmek bizim görevimiz değil. KDP veya Güney Kurdîstan’daki yapılanmalara yakın çevreler de benzer dayatmalar içinde. Biz kime nasıl hitap edeceğimizi ve ne söyleyeceğimizi kendimiz belirleriz. Yanlışlarımız varsa düzeltiriz, sizin de yanlışlarınızı düzeltmeniz gerekir. Kurdîstan siyasi hareketlerinin birlikte hareket edebilecekleri ortak bir nokta olmalıdır. Bizim çalışmalarımız ve söylemlerimiz bu yönde öneriler taşır.
Paris ve Londra olaylarıyla ilgili olarak, olayların özünü anlatıyoruz. Yapılması gerekenleri ve beklentilerimizi iletiyoruz. Görüştüğümüz yetkililer de bize hak veriyorlar. Dürüst ve samimi olunduğunda aramızda bir tartışma bile olmaz. Ancak, suçları örtbas etmeye çalıştıklarında tepkimizi ortaya koyarız. Samimi olalım, dürüst olalım. Kimsenin bizden korkmasını istemiyoruz. Korku duvarını aşmışız. Gerçekleri kabul edin ve düzeltin.
Bizim çalışmalarımız Kurdîstan Birleşik Devletleri hükümeti adınadır. Resmi sayfamızda birleşmiş milletlere müracaatımızın içeriği yazılıdır. Anayasamız paylaşılmış ve resmi sayfamızda mevcuttur. Bizim yol göstericimiz Kurd ulusunun beklentileridir. İdeolojimiz Kurdizmdir ve bunun dışına çıkmayacağız. Biz Kurdîstan topraklarında Kurdîstan devletinin oluşmasını sağlayacağız ve azınlıkların haklarını güvence altına alacağız. Kendi yetersizlikleriyle bizi suçlamaktan vazgeçsinler. Biz her Kurd bireyinin bu anlayıştan uzak durması gerektiğini söylüyoruz.
Olayların etrafında dolaşmayın, dürüst olun. Etrafında dolaşmayı sürdürdükçe mide bulandırıcı iftiralarınızla karşılaşacağız. Biz samimiyiz ve dürüstüz, siz de olun. Elinizi kolunuzu tutan yok, doğruları kabul edin ve düzeltin. Mağdur ettiğiniz insanlara “kusura bakmayın” demek sizi yüceltir. Bunları yapmak niye size bu kadar zor geliyor? Eğer mağduriyetleri gideremiyorsanız, bunu kabul edin. Etrafında dolaşmayı bırakın ve samimi olun.
Umarım bu uzun açıklama asil soydaşlarımıza faydalı olur ve bazı insanlara özlerine dönmeye katkı sağlar.