Halkın şikâyetlerini dinlemeleri ve anlayışla karşılamaları gerekiyor. Maddi olanaksızlığı çekmemiş olanlar, bu sıkıntıları anlamayabilirler. Bay Erdoğan; biz suç örgütlerini çökerttik, dediği zaman aslında suç örgütlerini daha da geliştirdiğini biliyoruz. Demirel dönemindeki bütün dolandırıcı ve sahtekârlar, şimdi Erdoğan’ın etrafında kümelenmişler. Devletin gelirinin büyük bir bölümünü çalıp, kendi aralarında paylaşıyorlar. Dolayısıyla onların maddi anlamda sıkıntıları yok. Halkın sıkıntıları da umurlarında değil. Bunu bizim net olarak görmemiz lazım ve halkımızın da bunları göz önüne alarak değerlendirmesi gerekiyor. Kendini Türk olarak kabul edenlerin de bu gerçekleri görmeleri lazım.
Yüz yıldır, devlet gelirinin büyük bölümünü Kurd halkını susturmak, yok etmek ve soykırım uygulamasını tamamlamak için harcıyorlar. Bay Erdoğan, sokak kabadayılığı yaparak Osmanlıyı inşa edeceğini söylüyor. Devlet gelirinin yine büyük bir bölümünü bu amaçla harcayarak esasen kendilerini Türk olarak kabul eden insanların duygularını sömürüyor. Bu yaptıklarıyla kendisine ve yanına kümelenmiş soysuzlara hırsızlık yolunu daha da genişletmek ve işlevini arttırıyor.
Uluslararası kurumların verilerine bakarsak Türkiye’de enflasyon yüzde yüz yirminin üzerindedir. Kendisi verilen rakamları bile sahtekârlıkla gizleyerek daha düşük gösteriyor. Diğer taraftan asgari ücrete yapılan yüzde otuz zam iyi olarak görülebilir fakat bu zam bir hafta sonra bile işlevsizleşecek. Halkımızın bunu görmesi lazım.
Devlet yönetiminde hak ve hukuka dayalı istikrarlı yönetim yoksa bu sıkıntılar bir şekilde devam edecek. Türkiye’nin askeri gücünün Irak’ta, Suriye’de ve Libya’da ne işi var? Orada vatandaşları ölüme sürükleyip karşılığında Türkiye’ye kazandırdıkları herhangi bir gelir var mı? Bay Erdoğan İslami gücü dünyaya egemen kılarak cennete gideceğine inanıyor. Hâlbuki bu gidişle Türkiye’yi yönetmekle sorumlu iken Türkiye cehenneme dönüşecek, ama bu onun umurunda bile değil. Netice de halk bunu görmeli ve halk buna karşılık vermelidir.
Üzücü olan diğer bir nokta ise halkın önüne çıkmış bir alternatif yok. Altı partinin bir araya gelerek yapılan ittifak çalışmalarını biz yakından takip ediyoruz. Bay Kılıçdaroğlu aday gösterilecek gibi düşünülüyor. Olsa dahi, Bay Kılıçdaroğlu yuvarlak sözlerle kendi kendini oyalıyor. Bizi oyalayamaz ve kandıramaz. Burada samimi olmak zorundayız. Bay Kılıçdaroğlu’nun niyeti nedir bilmiyoruz. Söyledikleri sıradanlığın ötesinde değil. Bütün bu çirkefliğe, barbarlığa, zulme, soygunculuğa ve hırsızlığa rağmen ortalığı yine Erdoğan’a bırakacaklar.
Kendilerini Türk olarak kabul eden çevrelerin görmesi gereken; Türkiye devletinin silahlı güçlerinin büyük bir maddi masrafı olduğudur. Bunun hiçbir yönüyle de bir yararı yok. Türkiye sınırları dışında ki güçlerini geri çekmeleri gereklidir. Devlet, gelirini halkın refahı için harcamalıdırlar. Bay Erdoğan’ın etrafında kümelenmiş çetelerin hepsinden de hesap sormalıdırlar. Basına yansıyan yolsuzluk ve pislikler yüzde bir bile değildir. Vatandaş yüzde yüzünü öğrenirse mide bulantısından huzur bile bulamaz. Kendilerinin yararına olan hizmet edebilecek hak ve hukuka saygılı bir lider bulmaları gereklidir.
Türkiye, sınırları dışındaki askeri güçlerini Türkiye sınırlarına çekmeli ve Kurd halkının topraklarını işgal etmekten vazgeçmelidirler. Bu çerçevede de Kurd halkının temsilcileriyle görüşmeler yapmalıdırlar. Kendilerini Türk olarak kabul eden insanların geleceği, refah ve huzur içinde yaşamaları içinde gereklidir. Daha fazla kan akmasının önüne engeldir. Bu şekilde hırsızlıklarında önüne geçilir. Kendi sınırları içerisinde yapacakları çalışmalarla da vatandaşlarının açlık sınırının altında yaşamalarına gerek kalmaz. Bu konuda gerçekçi olmaları gerekir. Biz çıkıp; Kurdistan Birleşik Devletleri, Kurd halkı için tek çıkış yoludur dediysek, elbette bunun zorluklarını da biliyoruz. Ama başka seçenek yok. Bir yüz yıl daha savaş halini yaşamak istemiyoruz. Dolayısıyla, savaş halinin bitebilmesi için böylesi bir inisiyatifin uygulamaya geçmesi farzdır. Kendilerini Türk olarak kabul eden vatandaşlarında izahatlarımıza kulak vermeleri ve kendileri için doğru olanı yapmaya çalışmaları lazım.
Siz Kurd halkını yok etmeye çalışarak, Kurd halkının toprakları üzerinde işgal durumunu sürdürerek sonsuza kadar bu devranı sürdüremezsiniz. Kurd halkı kesinlikle buna izin vermez. Bunun size de yararı olmaz. Siz de gerçekçi olun. Biz nasıl Kurdistan Birleşik Devletlerinin Kurd halkı için tek çıkış yolu olduğunu söylüyorsak kendilerini Türk olarak kabul eden vatandaşlarda Türkiye’de kendi toprakları içerisinde huzur, refah ve güven içerisinde yaşamalarını sağlamalıdırlar.
Her gün insanlar ölüyor. Bunlar şaka değil ki. Bay Erdoğan’ın çocukları askere gitmiş değiller. Daha önce ki iktidarlarda ve Erdoğan iktidarında da devletin üst düzey yöneticilerinin çocukları askere gidip kurşunlara hedef olmuyor. İnsanların duygularını sömürüp zorla askere gönderip kurşunlara hedef yapmak ya da var olduklarını kabul ettirmek için kendilerini kurşunlara hedef eden insanlara kurşun sıkan insanları organize etmek insanlık suçudur. Bunu görmeleri lazım. Biz Kurdler Kurdistan bağımsızlığını resmileştirmek zorundayız. Bizim için başka bir çıkış yolu yoktur.
02.07.2022