Kurdistan’da işgalcilerin hepsinin zihniyeti ve Kürd halkına yönelik uygulamaları aynıdır. Yüz yıldır bu değişmedi. Şimdi Kürd siyasi şahsiyetlere yönelik gözaltı ve tutuklama adıyla saldırı ve baskı da aynı barbarca uygulamanın devamıdır. 6- 8 Ekim olaylarına baktığımız zaman faşist Türkiye devletinin yöneticileri olan, çete organizasyonun başındaki Erdoğan denen çete başı hiç utanmadan kamuoyuna karşı demişti ki ‘‘Kobani düştü düşecek’’ onun bu söylemi üzerine Işid denen İslami terör örgütü ve bütün işbirlikçileri Erdoğan’ın emri ile onlara destek olabilecek bütün çete sürüsü, barbarca Kobani’ye saldırmıştı. Aynı süreçte de aynı çete başı Erdoğan, PKK’nin lideri Öcalan ve Kandil’deki yöneticilerle de barış anlaşmaları görüşmelerini yürütüyordu. Kürd politikacılar ne yaptılar, Erdoğan çetesine dediler ki siz bu görüşmeleri yürütüyorken bunun olmaması lazım. Eğer siz samimi iseniz barış görüşmeleri sürecinde böylesi bir saldırıya izin vermemeniz gerekir kaldı ki taraf olmuşsunuz. Gerçek bu ve o günün açıklamalarına bakarsanız bunları görürsünüz. Halkı katliama sürüklemiş olan Erdoğan itinin kendisi ve onun faşist devletidir. Kürt halkının siyasi temsilcileri görevlerini yaptılar. Şimdi onlara yönelik barbarca saldırı Kurdistan toprağında işgalci olan barbarların Kürd halkına yönelik uyguladıkları ikiyüzlü ve çirkef politik stratejinin versiyonudur. Bu saldırı karşısında görerek kabul etmeliyiz ki bu işgalci barbarlarla bir arada yaşanmaz. Bu İşgalci barbarlara güven olmaz. Demektir ki her Kürd bireyi, Kürd siyasi şahsiyetlere yapılmış olan bu saldırıya cevap olarak bağımsız Kurdistan Birleşik Devletleri’nin resmileşmesine odaklanmalıdır. Bizim cevabımız bu olmalıdır. Şahsen benim ve yakın çalışma arkadaşlarımın yaptığı çalışmalarda zaten budur. Bizler bu projeye sarılmaktan başka kendimiz ve halkımız için bir çözüm yolu bulamadık. Her Kürd bireyini sesimizi duymaya ve Kurdistan Birleşik Devletleri’nin çatısı altında Kurdistan topraklarının tamamının birleştirilmesi için Kurdistan halkının kendi topraklarında kendilerine sahip çıkmanın tek yolu olan bağımsız devlet kuruluşuna katılmaya, her Kürd bireyini bu çalışmalara katkı sunmaya davet ediyoruz. Her Kürt bireyinin yapabilecekleri vardır.
Ben faşist Barbar Türkiye devletinin ve Kurdistan’da barbarca uygulamalarla Kürd halkına zulüm edenlere ve yaptıklarına cevap vermek istemiyorum. Benim işim ve Kürt halkına da hizmet etmek isteyen herkese de tavsiyem bizim çözüme yoğunlaşmamızdır. Bizim çözümümüzde bizler için gerekli olan bağımsız devletin kuruluşudur. HDP siyaseti ile bir bağım yok. HDP’nin siyasetini de doğru bulmuyorum. Ama cevap verdim. Çünkü kendileri Kürd oldukları için saldırıya maruz kaldılar. Demektir ki Kürt kimliği ile faşist Türkiye devletinin çatısı altında yaşamayı idame etmeye çalışmak da suçtur. Esas suçu Kurdistan’da işgalci olan barbarların varlığıdır. Bu nedenle bu saldırıya cevap yazma gereğini duydum. Saldırıya maruz kalanlara geçmiş olsun dileklerimin iletilmesini görev olarak görüyorum.
Saygılarımla, Hisên Baybas