Türkiye devleti, biz Kurdistan’lılara yönelik her türlü zulmü uygulamış. Karşılığında da, bizim, çalıp oynamamızı beklemiş. Barbarlığının yanı sıra her türlü ahlaksızlığı biz Kurd’lere yönelik uygulayan faşist Türkiye devleti, bizim haklı tepkimizi “terörizm” olarak lanse ediyor. Böyle gelmiş böyle gidecek tutumuyla bizleri baskı dayatmasıyla susturabileceğini sanıyor.
Ben, size çok açıkça ve bağırarak söylüyorum. Böyle süre gelmiş olan çürümüş barbar ve faşist düzeniniz bundan sonra istediğiniz gibi gitmeyecek. Böyle gelmiş ama artık böyle gitmeyecek. Bunu, o barbar zihniyetinize kazıyın. Parçala böl yöntemleriniz artık işlemiyor. Zulmünüzün bataklığında pisipisine yok olacaksınız. Bir tek ben kalsam karşınızda, yine Kurdistan bağımsızlığı başarılacak. Türklük adına, Türkiye için korkmakta haklısınız. Korkularınız sizi zulmünüzün bataklığından kurtaramayacağını bilmelisiniz.
Bizim için artık saman altından su yürütme yöntemleri bitmiştir. Sizlerin de Türklük adına, Aba altından sopa göstermek edebiyatı sökmüyor.
Bizler, Kurdistan’ın asil sahipleri, Asil Kurd Halkıyız. Kendi Halkımızın, kendi devlet çatısı altında yaşamlarını idame etmelerini sağlamaya kararlıyız.
Biz Kurdistan’lılar, artık faşist Türkiye devlet çatısı altında yaşamayı istemiyoruz.
Artık Türklük adına, bizleri yönetmenizi istemiyoruz. Kutsal topraklarımızı, Türklük adına yeterinden fazla kirlettiniz. Çok açık ve net olarak faşist devletinizi, kirli ve barbar zihniyetinizle birlikte alın defolun gidin evimizden-topraklarımızdan.
Türkiye, kuruluşundan bugüne biz Kurdler için, hiçbir zaman devlet olmadı. Bundan sonra da asla ve asla bizim devletimiz olmayacak.
Eğer, Türkiye devleti, Kurd Halkının devleti olabilseydi, elbette ki Kurd’lük adına devlete karşı silahlı eylemin tanımı “terörizm” olurdu. Kuruluşundan bugüne, faşizmin kirli yönetim tarzının esiri olarak çalışan Türkiye devleti, biz Kurd’leri kendi baba vatanımızda “YOK” saydı. Bunu asla unutmayalım.
Faşist ideolojinin barbarca uygulamalarına maruz bırakılan biz Kurd’ler, kendimizi savunmak hakkında sahibiz.
Birleşmiş Milletler Kurumu’nun kanunlarında açıkça belirtilmiş olan, kendimizi savunmak ve kendi devletimizi kurup, Halkımıza sahip çıkmak için mücadele “MEŞRU” dur. Cenevre antlaşmalarına bağlı kalmak şartıyla, silahlı savaş ta meşru ve kanuni haktır. Kafa karışıklığına yer bırakmamak için bu gerçekleri paylaşıyorum. Bu bilgileri, Birleşmiş Milletler kanun kitaplarında ve aynı kurumun internet sitesinde herkese açıktır.
Esasen, Birleşmiş Milletler kanunlarına göre, Birliğe üye bir ülkenin, bir kısım vatandaşları, devletine karşı rejim veya yönetimi değiştirmek amacıyla silahlı savaş yöntemine yönelmelerinin tanımı “terörizm” dir. Bu hususun hatırlatılması da, kafa karışıklığının oluşmaması açısından gereklidir.
Türkiye devleti, biz Kurd’lere devletlik yapmadı. Kendilerini Türk olarak kabul edenleri ile kendilerini Kurd olarak kabul eden vatandaşlara yönelik eşit uygulamalar yapılmadı. Bu durum, Türkiye devleti Anayasa’sında net olarak belirtilmiştir. Ayrıca, Türkiye’nin devlet olarak tanındığı 1923 yılından bugüne kadar, Kurd Halkına yönelik sistemli soykırım uygulaması, sistemli olarak insanlık’a karşı suçlar ve savaş suçları işlemiş olması da, Birleşmiş Milletler raporlarında açıkça kayıt altında alınmış olup, kopyaları da bizde mevcuttur.
Bay Erdoğan, sübyancı bozuntusu Bahçeli ve onlar gibi kirli faşist ideolojinin Ak itleri ve kara itleri, istedikleri gibi ve istedikleri kadar çirkin dansöz gibi kıvırsınlar.
Geçti artık çingene pazarı. Biz, dört nala sürdük At ‘ımızı, Soylu Kurd Halkının Bağımsız Kurdistan pazarına.
Kurdistan Birleşik Devletlerini resmileştirmek amacıyla Hükümetimizi kurduk. www.uskgov.com internet sitemizde, kuruluş ve ilan amacımızı yazılı olarak herkese açıktır.
Hükümetimiz, çalışmalarını sistemli olarak ve kararlılıkla sürdürmektedir.
Kurumlaşma çalışmaları da yasal çerçeveye uygun olarak devam ediyor.
Onurlu Kurdiistan gençliğinin de çalışmaları, hazırlığı tamamlandı.
Bağımsızlığa inanan-desteklemek kararında olan Asil soydaşlarımız, kendi çevrelerinde hazırlıklar yapmalarını rica ediyoruz.
Ricamız, kendi aranızda sosyal ilişki ağı oluşturarak birbirinizle diyalog içinde olmanızdır. Hükümetimizin Hukuk birimi, Kurdistan’ın her parçasında ve Kurdistan dışında, soydaşlarımız ile birlikte yapılacak çalışmanın çerçevesini hazırladılar. Çalışmalar, halkımızı mağdur etmeyecek çerçevede yürüdüğünü anımsatarak saygılarımızı sunuyoruz.
07-05-2019
Saygılarımla, Hisên Baybaş