I. Dünya savaşı, Osmanlı’yı bitirmeyi hedeflediği gibi Avrupa’nın efendilerinin ve vezirganlarının kendi devletlerinin yönetimini yeniden kendi kontrollerine almayı, Ortadoğu’yu da yeni devletlerin sınırları ile birlikte yeni devlet adlarıyla kendilerine bağımlı yönetimlerle organize etmeyi hedeflediler ve bunu da başardılar. O dönemin egemenleri olanlar organizeli olarak bir I. Dünya Savaşı’nı bitirmeyi planlarken 1916 yılında Sykes Picot antlaşmasıyla Kurdistan sınırlarını da çizerek böylesi büyük bir kararın uygulanacağını o dönemin Kurdistan liderlerince uygun görülmediğinden Kürd liderleri İngiliz ve Fransızların işbirliği tekliflerini reddettiler. Teklif İngiliz ve Fransızlarla birlikte Osmanlı’ya karşı savaşmak karşılığında Kurdistan bağımsızlığının tanınmasıydı. Türkiye, Irak, Suriye, Ürdün, Filistin vs. gibi ülkelerde olduğu gibi anlaşarak Osmanlı’yı bitiren işgal güçleri Kürdlerle de aynı anlaşmayı sağlamak istediler. Ancak Kürdler onu reddettiler. Kürd liderler, bu teklifi kabul etmediklerinden dolayı Kurdistan parçalara bölünüp kendilerinin kurdukları devletler arasında pay ettiler. Kurdistan’ın önemli bir parçasını da İran’a bıraktılar. Kürdler gibi İsrailliler de İngiliz ve Fransızlarla birlikte Osmanlı’ya karşı savaşmayı kabul etmediklerinden devlet sahibi olamadılar. I. Dünya Savaşı’nı olaylarına doğru göz önünde bulundurmamız gerekir. II. Dünya savaşı sürecinde Yahudiler ABD ile anlaşarak İngilizlere karşı savaşarak Filistinlilerden aldıkları topraklarda, İsrail Devleti’ni kurdular. Bu tarihi gerçek bilgileri göz önünde bulundurarak, dünyanın güç dengelerinin doğru değerlendirerek, bağımsız Kurdistan Birleşik Devletleri’ni resmileştirmeyi hedeflemekte biz Kürdlerin işidir, görevidir.
Bizim işimiz Kürd halkının geleceğini Kurdistan Birleşik Devletleri çatısı altında güven içinde yaşamasını sağlamayı başarmaktır. Bu bizim hedefimizdir. Bu hedefe varmak için İsrail ve ABD ile müttefik olmak gerekiyorsa bunu da yaparız. Bağımsız devlet biz Kürdlerin hakkıdır. Başka bir müttefiklik ve ortaklık bizim bu hakkı elde etmemizi, bu hakkı almamızı sağlayacaksa onu da değerlendiririz. Filistinlilerin bir devleti var ve onlarca Arap Devletleri destek veriyor. Biz Kürdler, Kurdistan Birleşik Devletleri’ni resmileştirmek için yaşamalıyız ve buna özen göstermeliyiz. Bunun dışındaki mücadele yol ve hedefler biz Kürdler için bir tuzaktır. Pisi pisine ölmeyi kabul etmeyen şerefli ve namuslu olan her Kürd bireyi bağımsız Kurdistan Birleşik Devletleri’ni resmileştirmek amacıyla yaşamalıdır.
Kürdler kendi çocuklarının, torunlarının ve gelecek kuşaklarının güvenlik içinde insani değerleri koruyarak yaşayabilmeleri sağlamak zorundadır. Bu da bağımsız Kurdistan Birleşik Devleti’nin resmileşmesi ile mümkündür.
Saygılarımla, Hisên Baybaş