KISACASI ACİZLİK, ZAVALLILIK VE ESİRLİK ANLAYIŞINI YERLE BİR ETTİK. SONRA DA BAĞIMSIZLIĞIN İLK ADIMINI ATTIK

0
1017

Niye bağımsızlık zorunludur? Bağımsızlık zorunludur çünkü her halkın kendi bağımsız devleti vardır. Her halkın kendi devleti, halkın sorunlarıyla ilgili çözümler üretmekle yükümlüdür. Bizim halkımızın devleti olmadığı icin topraklarımızı işgal etmiş olanlar bizler için sürekli olarak yeni sorunlar üretip dayatıyorlar. Bunu bilmeyen ve bu sorunların sıkıntılarını yaşamayan hiçbir kürt yoktur.
Bu durumda ne yapmamız gerekiyor? Gelecek nesillerimiz için de sorunlarla boğuşmayı mı miras bırakacağız? Yoksa kendimizden başlayarak boğuşmak zorunda bırakıldığımız sorunları çözmeye mi başlayacağız? Biz, kendimizden başlayarak sorunları çözmeye çalışmayı tercih ettik. Rastgele söylemlerle, çalışmalarla değil olayın özünü analiz ederek dünyada kendi devletini kurmuş olan bütün halkların uyguladığı yol ve yöntemleri gözden geçirdik. Bilimsel uzmanların bilgilerinden yararlandık. Böylece yol haritamızı belirledik.
Türkiye faşist bir devlet olarak kuruldu. Türkiye’yi kuranlar ortadoğu’yu faşizme yöneltmeyi amaç edinerek yönetim şeklini oluşturdular. Bu yönetim şekli Kurdistan topraklarında işgalci olan diğer devletler için de aynıdır. Tek dil, tek millet, tek bayrak, tek din, tek vatan gibi temel prensipleri de bu amaca hizmet için tasarladılar.
Turkiyeyi birinci dünya savaşı koalisyonunun öncüleri olan fransız ve ingilizler kurdu. Osmanlı imparatorluğunun topraklarının paylaşımını da kendi çıkar hesaplarına uygun olarak yaptılar. Kürt halkının liderlerine de işbirliği teklif ettiler. İngiliz ve fransızlarla birlikte osmanlıya karşı savaşmak karşılığında bağımsız Kurdistan devletini vaad ettiler. İngiliz ve fransızların işbirliği teklifini Kürt liderleri reddetikleri için Kurdistan parçalara bölündü ve her bir parçası birinci dünya savaşının egemenlerinin çıkar hesaplarına uygun pay edildi. İngiliz ve fransızlar Türkiye’nin adını alfabesini kanunlarını siyasal yönetiminin şeklini, halkının giyimini, ülkenin sınırlarını ve yöneticilerini de kendileri atadılar. Mustafa Kemal gibi bir alkolikin kontrolünde hükümet oluşturdular. Öylece Türkiye diye bir devlet oluştu. Suudi Arabistan, Ürdün, Kuveyt, Katar, Bahreyn, Dubai, Abu dai gibi bir ülke veya halk yoktu. Bu ülkelere ait özgü bir dil de yoktu. Hepsi arapça konuşuyordu. O topraklar da türkiye gibi hepsi osmanlı toprağıydı. Birinci dünya savaşının egemenleri tarafından devlet olarak kurulup resmileştirildiler. Bunlar Kurdistan’ın parçalandığı dönemde oluşturulan devletlerdir. Doğu Timur denen yeni bir devlet var, Endonezya’nın bir parçasıyken İngilizlerin öncülüğünde sıradan bir devlet oluverdi. Doğu Timur’un devlet yöneticiliğine de sıradan bir insan tayin edildi. O süreçte hapiste olan sıradan bir Doğu Timur davasının özgürlük bireyi hapisten alınarak ingiliz konsolosluğuna yerleştirildi ve doğu timur resmi devlet statüsü alana kadar o şahıs ingiliz konsolosluğunda yaşadı. Yine Kosova diye bir halk, ülke veya bir dil yoktu. Sıradan bir yugoslavya şehriydi. Konuştukları dil de arnavutçadır. Yugoslavya’nın dağılması sürecinde yeni bir devlet statüsü aldığında nüfusu 500.000 den azdı. Aynı süreçte yugoslavya’nın şehri olan yeni bosna da devlet statüsü aldı. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Gerek birinci dünya savaşı sürecinde gerekse daha dün devlet statüsü almış olanların hiçbiri kürt halkı kadar devlet statüsüne sahip olma hak ve hukukuna sahip değildir. Bu devletlerin hepsi doğru tercihlerle güçlü müttefik ortaklar sayesinde devlet oldular. İsrail de aynı şekilde devlet olmuştur. On bin yılı aşkın soylu tarihe sahip asil kürt halkının kendi vatanı kendi halkı kendi dili olduğu halde doğru tercihler yapamamaktan ötürü resmi devlet statüsü alamamıştır. Bu eksikliği Kurdistani siyasi hareketlerin ve siyasi liderlerin yetersizliği olarak kabul etmek zorundayız.
Biz, Kurdistan birleşik devletleri projesini oluşturduğumuzda bu tarihi gerçekleri çok detaylı incelediğimiz gibi Kurdistanin resmi devlet statüsü alabilmesinin siyasi ve hukuki çerçevesini de detaylarıyla inceledik. Kurdistan birlesik devletleri projesinin gerçekleşmesini üstlenmiş olan hükümet ilanının kararını böylesi çalışmalar sonucunda ilan ettik. Doğru müttefiklik ortaklığı tercihiyle kurdistan birleşik devletlerini resmilestireceğiz. Bunu başarmak için her türlü malzeme ve alt yapımız vardır. Biz ilk adımı attık, son adıma varabilmemiz de bizim becerilerimize bağlıdır.
Elbette ki kendi özel durumlarını çözememiş insanlarımızın bu yolculukta yer almaları zor olabilir. Aynı çerçevede kürtçülüğü kendi günlük geçimleri için malzeme yapmış olan çevreler de bizim bu çalışmalarımızı olumsuzluklarla karalamaya çalışabilirler. Bu zorlukların da hesabını muhasebesini çok iyi yapmıştık. Kurdistan topraklarında güçlü olarak görünen işgal devletleri vardır. O kendilerini güçlü olarak gören işgal devletlerinin kurdistan topraklarında bulunmaları suçtur. En önemlisi de kurdistandaki işgal devletleri, asil kürt halkından daha fazla güçlü değildirler. Ayni şekilde kurdistan birleşik devletlerinin resmileşmesini farklı gerekçelerle de olsa imkansız gibi göstermeye çalışanların mazeretleri de kürt halkının hak ve hukukundan daha önemli değildir. Bizler bu bilinç inancı ile kurdistan birleşik devletlerini resmileştirmek için yaşayacağız. Bize engel olabilecek hiçbir güç dünyada yoktur. Zorlukları olabilecek ancak aşabilecek kadar güçlü ve kararlıyız.
Saygılarımla, Hisên Baybas