Koyê Üniversitesinde gerçekleştirilen panelle ilgili yapılan açıklamada; ‘‘Koyê Üniversitesi Kürt Dili Bölümü ve Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Dil Komisyonu’nun ortak organizasyonu ile 21 Şubat Dünya Anadil Günü münasebetiyle Koyê’de ‘Kürt Dilinin Durumu ve Mevcut Engeller’ başlıklı üç panelli bir konferans düzenlendi. Bu konferans, hem KNK hem de Koyê Üniversitesi için yeni bir ortaklığa işaret ediyor. KNK Dil Komisyonu daha önceleri de aynı eksende çeşitli konferanslar organize etmişti. Ancak bu defa konunun muhatabı bir üniversite ve çalışma da ortak organizasyon üzerinden şekilleniyor. Koyê Üniversitesi, rektörün teşvikiyle, her dört parça Kürdistan’da yaşanan durumu ilk ele alan kurum oldu ve bunu KNK ile işbirliği içinde gerçekleştirdi.’’
Kurd dili ile ilgili gerçekleştirilen paneli memnuniyetle karşılıyorum. Ancak biz bunu on yıllardır söylüyoruz. Elbette ki Kurd dilini yasaklamak soykırım suçunun ispatıdır. Daha önce defalarca bu konuyu anlattık. Mezarlarımızın üstündeki yazılar, dağlarımızın, ovalarımızın, köylerimizin adı bile değiştirildi. Kurd dilinin yasaklanması soykırımdır. Tarihi değerlerimizin suyun altına gömülmesi de Kurdlere yönelik gerçekleştirilen soykırımın suç delilidir. Tarihimiz, dilimiz ve kültürümüz yok ediliyor. Dilimiz gibi kimliğimiz de yok ediliyor. Bunların hepsi soykırım suçudur. Bir bölgeye kimyasal silah kullanıp soykırım uygulamışlar ama kültür ve dil soykırımı yüz yıldır devam ediyor. Türkiye’yi yönetenler son yüz yıldır (merhum Özal hariç) savaş suçu ve soykırım suçu işliyor. Bunları on yıllardır dünya hukuk sistemine dayanarak söylüyoruz. Canımız öyle istediği için söylemiyoruz. Güney Kurdistan’da bu konunun akademik anlamda ele alınması olumlu bir adımdır. Geçmişte; Güney Kurdistan yönetimi, Med Tv’nin kuruluşu çalışmalarında ve Sürgünde Kurdistan Parlamentosu’nun kuruluş çalışmalarında bu konuyu müzakere ettik.
Bu çalışmaların artarak devam etmesi Kurd halkının beklentisidir.