Kurdîstan topraklarını işgal etmiş olan barbar güçler, işgal güçlerini ve zulüm uygulamak için karar vermiş oldukları günleri de, “bayram” olarak ilan etmişler. Bayram olarak ilan etmiş oldukları zulüm günlerini de, biz Kurdlere kutlatıyorlar. Bu durum, Kurdîstan’ın her parçasında aynıdır.
İşgal güçlerinin barbarlığı aşan bu dayatmayı, Kurdlere “Bayram” diye kutlatmaları, işgalcilerin insani değerlerden yoksun olduklarının kanıtıdır.
İşgalcilerin barbarlıkları, barbarlığı aşan dayatmaları ve insani değerlerden yoksun olmaları, bilinen gerçeklerdir.
Peki, biz Kurdler, bu dayatma günlerini kutlarken, neler hissettiğimizi, kendi kendimize soruyor muyuz? Sözde Cumhuriyet bayramını, 23 nisan, 19 mayıs, İran, Irak ve Suriye’nin benzer, Kurdlere yönelik zulüm günlerini kutlarken neler hissediyoruz?
Kurd katillerini, kahraman olarak, biz Kurdlere kabul ettirmeyi başarmaya çalışan barbarların dölleri olan işgalcilerin, ahlaksızlıklarını biliyoruz.
Soylu Kurd Halkının asil ve kahramanlarının baş katili Mustafa Kemal’in, sözde “anıtkabir” olarak tabir edilen mezarının önünde, selama duran Kurd bireyleri, ne hissederler a-ca-ba?
Kurd Halkının haklarını korumak amacıyla, Kurd Halkından oy isteyip, milletvekili olduklarında, Kurdlüğü, Kurdün hak ve hukukunu unutup kendi kesesini doldurmakla sınırlı çalışmaları yürütüp, Kurd katillerine karşı, selama durmayı hazmeden Kurdler, ne hissederler..?
Bu soruların yanıtlarını merak etmiyorum. Yanıtları da umurumda değil.
Kurdîstan’da işgalci olan Kurd katillerine kendi çıkarları için hizmet ediyor olan rebenler, bilmelidirler ki; Kurd u Kurdîstan davasının Bağımsızlıkla taçlanması gerektiğine inananlarımızın kafasında ve yüreğinde bu ve benzeri sorular vardır. Böylesi kişiliklere, kendi çocuklarının bu soruları sormak durumunda olduklarına inanıyoruz.
Dengê rêveçuna leşkerên Yekîtîya Dewletên Kurdîstan tê we?
Silav u rêz.
09-08-2019
Saygılarımla, Hisên Baybaş
