Kurdistan toprakları Birinci Dünya Savaşı’nda dört buçuk parçaya bölündü. Kurdistan 1923 yılında resmi statüsünü kayıp etti.
Birinci Dünya Savaşı’nın patronları Osmanlı İmparatorluğunu ortadan kaldırmak amacıyla işbirliği yapmış olduğu gruplara, Osmanlı topraklarında kurmuş oldukları devletleri teslim ettiler.
Doğu Avrupa’da, Balkan’larda, Kafkas’larda, Azerbaycan ve Türkmenistan dahil Orta Asya’da, Orta Doğru ve Afrika’daki Osmanlı topraklarında uygulama aynıydı. İran, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Kazakistan, Gürcistan, diğer küçük Kafkas ülkeleri ve Ermenistan Sovyet Rusya’sıyla birlikte oldular. Kurdistan’ın önemli bir bölümü olan Doğu Kurdistan İran’a bırakıldı. Çok daha fazla zenginlik kaynaklarına sahip olan Güney Kurdistan işgal güçlerinin yeni kurmuş oldukları Irak’a katıldı. Akdeniz ile sınırı olan Batı Kurdistan işgal güçlerinin yeni kurmuş oldukları Suriye’ye bırakıldı. Entelektüel siyasi şahsiyetlerin çok olduğu, Akdeniz ve Karadeniz ile sınırı olan Kurdistan’ın en büyük parçası olan Kuzey Kurdistan, Birinci Dünya Savaşı’nın patronları, işgal güçlerinin yeni kurmuş oldukları Türkiye’ye bırakıldı.
Mustafa Kemal ve yandaşları da mensubu oldukları Osmanlı Devletine ihanet ederek, işgal güçlerinin patronları olan İngiliz ve Fransız devletleriyle işbirliği yaparak yeni kurulmuş olan Türkiye’nin yöneticileri oldular. Kuzey Kurdistan’ın küçük bir parçası da Rus’lara kaldı. Kafkasya bölgesindeki Kurdistan topraklarının bir kısmı Ermenistan, bir kısmı Azerbaycan ve bir kısmı da Gürcistan’a kaldı.
Birinci Dünya Savaşı sürecinde Kürd halkı İngiliz’lerle, Fransız’larla veya Sovyet Rusya’sıyla anlaşıp Osmanlı’ya karşı SAVAŞMADIKLARINDAN dolayı Kürd’leri cezalandırdılar ve Kurdistan’ı parçaladılar. Doğru tarih budur. Türkiye’de ihanetin ve faşizmin temel taşı olan CHP’nin kurucuları ve Kürd halkına zulüm edip soykırım uygulayan ve utanmadan Kürd halkının Bağımsız Devlet kurmak amacıyla mücadele ediyor olan kahraman evlatlarına “terörist” diyebilen faşistlerin gözlerinin içine sokmak için yazıyorum bu tarihi gerçekleri.
Soysuz faşist barbarlar. Soyguncu, hırsız, katil ve terörist dedeleriniz, babalarınız ve sizlersiniz.
Şimdi sadete gelelim:
Kurdistan’ın kutsal topraklarını işgal etmiş olup Kürd halkına yönelik barbarca soykırım uygulayan faşist devletlere “kardeş” deyip teşekkür mü etmeliyiz?
Biz Kürd’ler geri zekalı değiliz. Onursuz değiliz. Korkak değiliz. Peki bizi yok etmeye çalışan düşmanlarımızı niye sevelim? Daha da ileri gidip onlara niye “kardeş” diyelim?
Kürd, Kürd’ü sevmeyi öğrenmesi lazım. Kürd, Kürd’e sahip çıkması lazım. Kürd, Kürd’çü olmak zorundadır.
Türkiye’nin faşist yöneticileri ve sosyalist görüntüsü vermeye çalışan Kürd düşmanları insan bozuntularına inat Kürd halkının siyasi temsilcileri Kürd halkına yönelik dostluk tutumu içinde olan İsrail devletiyle birlikte ABD devleti ile de ortaklık antlaşması yaparak, kutsal topraklarımızı faşist işgal güçlerinden geri alarak Kurdistan Birleşik Devletleri’ni resmileştireceğiz. Kürd halkının siyasi temsilcileri şimdiye kadar bu ortaklığı sağlamayı başarmalıydılar.
Niye İsrail: Çünkü İsrail, Orta Doğu’da Kürd halkına zarar vermemiş, düşmanlık yapmamış, aksine sürekli olarak Kürd halkının Bağımsız Devlet kurmalarını açıkça ilan etmiş tek devlettir. Biz Kürd’ler, bize kardeşlik elini uzatan Orta Doğu’nun tek devletine niye sırtımızı dönelim? Biz Kürd’ler aptal mıyız da düşmanlarımıza kardeş diyelim. Bize kardeşlik elini uzatanlara da sırtımızı dönelim. Olmaz böyle iş. Halkımıza sahip çıkmak zorundayız. Kurdistan’ın Kutsal topraklarını işgal altından kurtarmak zorundayız. Bunu da aptalca politikalarla ve Kürd düşmanlarından medet umarak başaramayız. İsrail Devleti, Kürd halkına kardeşçe kucak açıyor. Bunun iki nedeni var.
Birincisi, İsrail halkı aslen Kürd soyundandırlar. Hazreti İbrahim’in ve Sara’nın çocukları olan İsrail’liler Harran ovasının UR şehrindendirler. Bizim Riha şehri. Diğer adıyla Urfa’mız. İsrail Devleti daha da ileri gidip bir ABD üniversitesinde İsrail vatandaşlarının Gen araştırmasının tahlilini yaptılar. Bilimsel olarak İsrail’lilerin DNA’larının Kürd’lerle aynı olduğunu kanıtladılar. Bu bilgi İsrail Devlet haber ajansının haber sitesinde vardır. Herkese açık bir bilgidir. Bu nedenle İsrail, Kürd’leri kardeş görüyorlar.
Ben, o raporu en kısa zamanda sizlerle paylaşacağım.
İkincisi, İsrail Devleti Orta Doğu’da Kürd’lerden başka hiçbir halka güvenmiyor. Kendi devletinin ve halkının güvenliğini Kürd halkıyla işbirliğinde görüyor. Bu iki neden ötürü, İsrail Devleti, Kürd halkının kendi devletlerini kurmalarını istediğini ilan ettiler. Biz Kürd’ler İsrail Devleti’yle işbirliği yaparsak Kürd halkının yararına olur. Demektir ki bu işbirliği antlaşmasını başarmayı becermeliyiz.
Türkiye’nin, Mısır’ın, Suudi Arabistan’ın, Ürdün’ün, Birleşik Arap Emirlikleri’nin İsrail Devletiyle işbirliği antlaşmaları vardır. Kurdistan Birleşik Devletleri’nin niye olmasın? İsrail ile Birlikte Amerika Birleşik Devletleriyle ortaklığımızı gerçekleştirebiliriz. Ortaklığımız müttefiklik temelinde Kurdistan Birleşik Devletlerinin resmileşmesini hedef almalıdır.
Kürd halkı zaten Türkiye topraklarının ortağıdır. Türkiye Devleti akıllı akıllı Mersin’e kadar olan toprakları biz Kürd’lere bırakmak zorundadır. Savaş’a kan dökmeye gerek yoktur. Biz, anıldığı gibi İsrail ve ABD ile ortaklık antlaşmasını imzaladığımız gün, Türkiye Devleti, Kurdistan Birleşik Devletleri’nin temsilcileriyle masaya oturmak zorunda kalır.
Bu proje zor gibi görünüyor olabilir. Ancak, inanın ki, bu projenin gerçekleşmesi, Türkiye’yi Demokratikleştirmekten çok daha fazla kolaydır. Ayrıca gerçekçi bir projedir. Yeter ki Kürd halkının siyasi temsilcileri kafalarını kumun altından çıkarsınlar. Kararlılıkla bu proje için çalışsınlar. Bir yıl içinde biter bu iş.
Biz Kürd’ler bu proje ile İsrail Devletine bağlanmayı veya İsrail ile tek devlet olmayı hedeflemeyeceğiz.
Biz Kürd’ler Kurdistan Birleşik Devletleri’nin tek sahibi olacağız. İsrail Devleti ile karşılıklı çıkarlar çerçevesinde müttefik olacağız.
Amerika Birleşik Devletleri de Kurdistan Birleşik Devletleri ile müttefik olacak. Projenin hedefi budur.
Kürd halkı soylu bir halktır. İsa’dan(Milattan) önce on bin yıllık bilinen tarihinde yüzden fazla Devlet kurmuştur. O devletler içerisinde büyük İmparatorluklar, Krallıklar, Mir’likler gibi devletler kurmuşlardır. Şimdi, Kürd halkı akıllı davranıp günün koşul ve olanaklarından yararlanarak Kurdistan Birleşik Devletleri’ni resmileştirmeyi başarmak zorundadır.
Siz takipçi kardeşlerimi bu konuyu paylaşarak, tartışmaya ve güncelleştirmeye davet ediyorum.
İsrail ve ABD ile ortaklık temelinde müttefik olmak için anlaşarak Kurdistan Birleşik Devletleri’ni resmileştirelim diyorum. Tek çaremiz budur diyorum. Başka alternatifimiz de yoktur diyorum. Halkımızın kendi welatında barış, güvenlik ve refah içinde yaşamalarını sağlamak için tek çare bu projedir diyorum.
Sizler ne diyorsunuz? Bu konuyu tartışalım hanımlar beyler. Korkmadan ve mantıklı düşünerek tartışalım. Dem xweş.
05-03-2018
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin