Türkiye Devleti’nin barbar yöneticileri Kürd halkına yönelik soykırım uygulamasını yürütürken, Türkiye’nin Devlet konumunu kullanıyor. Türkiye, Devlet konumuyla Dünya Devletleri’yle antlaşmalar yapmış. O antlaşmaların hepsi taraf ülkeler için bağlayıcıdır. Bunu unutmayalım.
Türkiye’nin NATO üyeliği, antlaşma iledir. NATO üyesi hiçbir ülke bu antlaşmanın dışına çıkamaz. Ancak NATO üyesi olmanın şartları vardır.
Türkiye o şartları ihlal etmiştir. Kürd halkına yönelik soykırım uygulamaları, Sur, Cizre, Şırnak, İdil, Yüksekova başta olmak üzere Türkiye Devleti savaş suçu ve insanlık’a karşı ağır suçlar işlemiştir. Bu, Birleşmiş Milletler Kurumu tarafından rapor edilmiştir.
Türkiye’nin Afrin’e yönelik barbarca saldırıları başta olmak üzere Suriye ve Irak topraklarında sivil Kürd halkına yönelik bombardımanlar yapmış. Bunlar, insanlık’a karşı ağır suçlardır. Bu suçlar, NATO üyeliği antlaşmalarının ihlalidir. Avukatlar bu işleri iyi bilirler. Beraber çalışıyor olduğum insanlar arasında avukatlar da vardır. Biz bu çalışmaları yapıyoruz. Ancak yetmez.
Uluslararası yargı kurumlarına on binlerce dava açılmalıdır. Siyasi kurumlar bu çalışmalara önemle yönelmelidirler. Avrupa ülkelerinin şehirlerinde protesto yürüyüşleri on yıllardır yapılıyor. Bu dönem ve sonrası süreçte bu tür yürüyüşlere ihtiyaç yoktur. Halkımız yorulup yıpranıyor. Kurdistan özgürlük mücadelesine de olumsuz imaj oluşturuyor.
İnsanlarımız yaşıyor oldukları ülkelerde yüksek eğitim, sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik alanlarda çalışmalar yaparak kendilerini geliştirmelidirler. Dayanışma çerçevesinde hareket ederek ticari faaliyetlerini geliştirmelidirler. Yasal zeminde çalışmalarla lobi’ler oluşturup hak aramayı yürüyüşlere tercih etmeye alışmalıdırlar. Elbette kısaca yazdıklarıma birçok ek yapabiliriz. Eğitim, spor ve medya alanlarında çalışmalar-yatırımlar düşünülebilineceği gibi mesleki ve sanatsal alanlarda da çalışmalar-yatırımlar yapılabilinir.
Bizim, Kurdistan Birleşik Devletleri Hükümetini kurma çalışmalarımız gelişerek devam ediyor. Hükümetimiz kurulunca, izah ediyor olduğum çalışmaları da koordine edecektir. O zamana dek, halkımız kendilerini geliştirmeye yönelik çalışmalar yaparken siyasal mücadeleye de verimli olabilecek çalışmalar yapmalıdırlar. Boşa küre sallamayalım. Olanaklarımızı, emeklerimizi, enerjimizi ve zamanımızı israf etmeyelim.
Halkımızın kurtuluşu, Bağımsız Vatanımızda özgürce yaşamakla mümkündür. Kafası çalışan her Kürd bunu düşünmeli ve bu amaca hizmet için çaba-gayret içinde olmalıdır.
Diğer taraftan, Kurdistan’ı işgal etmiş olan ülkelerin Dünya Devletleri’yle yapmış oldukları antlaşmaları inceleyelim.
Kuracağımız Kurdistan Birleşik Devletleri Hükümeti’nin de Dünya Devletleri’yle antlaşmalar yapması gerektiğini kabul edelim. Antlaşma yapacağımız Dünya Devletleri’nin antlaşma çerçevesi Kurd u Kurdistan’ı, işgal güçlerine tercih edecek kapasitede olmalıdır. NATO ittifakı, diğer güçlü ittifaklar ve Dünya Devletleri’yle yapacağımız antlaşmalar sayesinde Kurdistan Birleşik Devletleri’nin resmileşmesini başaracağız. Başka yolumuz yoktur. Kendimizi kandırıp oyalamadan bu çalışmalara odaklanalım. Kurdistan siyasi çevreleri, halkımızı bu yönde çalışmalara yönlendirmelidir. Kurdistan’ın bağımsızlığı ve Kürd halkının özgürlüğü için bize antlaşmalar yapabileceğimiz dost ülkeler lazımdır.
Bunu Kurdistani siyasi çevrelere hatırlatırım.
16-03-2018
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin