Bugünkü adı HDP olan bu misyonun, ilk partisi olan HEP’in kuruluşunda benim emeklerim var. Bilmeyenlerde bilsin. Bu misyonun kuruluşundan itibaren benim emeklerim var. Bilmyenler için tekrarlıyorum. Bütün toplantılarını rahmetli Behçet ile beraber İstanbul’da biz organize ederdik. Halka hizmet etmeleri için destekledikHiçbir zaman bir beklenti amacıyla hizmet etmedik. Bunları reklam olsun diye hizmet etmedik. Birileri yaptığımız hizmeti kendilerine reklam ettiler. Bunlar ayrı konu. Bizim hizmetimiz Kurd halkının beklentilerine yanıt olacak çalışmalar içindi. Biz görüşlerimizi belirtirken birileri bunu fitne malzemesi olarak kullanmasınlar.
Bizim görüşlerimizi kendilerince saldırı olarak görenler önce kendilerini gözden geçirmeleri lazım. İzah ediyoruz ve soruyoruz. Söylediklerimiz karanlık değil, açık ve nettir. Bedel ödemeyi bizden daha iyi bilen başka kaç Kurd aile var, onu da anlatmama gerek yok. 1995 yılından beri, sekiz senesini tecrit koşullarında geçirdim ve hala cezaevindeyim. Bedelin ne olduğunu herkes kadar bilirim. Neticede Kurd halkı adına siyaset yapıyorsanız, Kurd halkının beklentilerine hizmet etmeniz gerekiyor. Bizim söylediğimiz budur ve bunun başka da bir nedeni olmaz. Yani Kurd halkı adına siyaset yapıyor olanlar Kurd halkının beklentilerine cevap olacak hizmetler yapmak durumundadırlar. Bu amaçla bunu söylüyoruz. Bunu anlamak istemeyenler yüz yıldır Kurd halkını düşmanın hizmetinde oyalamaya çalışan anlayışın temsilcileridirler. Bunu görmelidirler.
Türkiye’nin demokratikleşmesi için mücadele etmek Kurd halkının görevi değildir. Ezilen, sömürülen, işkenceye maruz kalan, katledilen ve sürgün edilen Kurd halkıdır. Bunun karşılığında Kurdistanî siyasi hareketler Kurd halkından almaktan öteye Kurd halkına ne yapmışlar? Bunu sorgulamak gerekir. Yaptıkları herhangi bir hizmet varsa biz de bilelim. Yalnızca Kurd halkından alıyorlar. Biz de diyoruz ki, Kurd halkı adına siyaset yapanlar Kurd halkının beklentilerine hizmet olacak çalışmalar yapmaları gerekir. Kurd halkının beklentisi de bağımsız Kurdistan devletidir. Bunu anlamak ve kabul etmek istemiyorsanız olabilir. Biz bunu istiyoruz. Kurd halkı bunu istiyor.
Kurdlüğünü yaşayan hangi Kurd, baskı altında değil ki?
Biz ailece kendi topraklarımızdan ve evimizden göç etmek zorunda kaldık. Benim kendi ömrüm geçti bu mücadele için.
Türkiye’yi demokratikleştireceğiz siyasetinin Kurd halkına bir yararı yok ve olamayacakta. Bu eleştirinin arkasında başka bir neden aramakta ahlaksızlıktır. Çünkü söylediğimiz açık, net ve beklentimiz de budur. Bunu kabul etmek istemeyip, farklı bir mücadele sürdürmek isteyenler olabilir.
Bana yönelik eleştirilerde; ‘‘HDP’yi Holanda’dan eleştirmek kolay’’ söylemini duydum. Ben Hollanda’da keyfimden mi gelip oturmuşum? Ben Hollanda’da kendi yaşamımı mı yaşıyorum?
1995 yılından beri Hollanda’da tutukluyum?
Niye?
Tutukluluğumun temel nedeni olarak PKK’ye hizmet ettiğim gösterildi. Ben PKK’ye hiçbir zaman hizmet etmedim. Ben Kurd halkına hizmet ettim, bugün de ediyorum ve yarında hizmet edeceğim.
PKK’ye hizmet edenler, PKK’yi gerekli görenler veya PKK’nin mensubu olanlar elbette bildikleri anlamda mücadele ediyorlar. Bizde diyoruz ki; Kurd halkına bugün gelinen aşamada bağımsız devlet lazım. Bunun içinde Kurd halkının önüne başka yollar koyup, Kurd halkını oyalamanın bir anlamı yoktur. Kurd halkı için gerekli olan bağımsız Kurdistan devletidir. Bütün söylediklerimde bu amaca hizmet ediyor. Bunu görmek istemiyorsanız işiniz rast gelsin.
Söylediğimin arkasından başka bir şey arayıp ve ima edip sorgulamayın. Kurd halkı için bağımsız Kurdistan devleti gereklidir. Türkiye’yi demokratikleştirmek neden Kurd halkının görevi olsun? Kendini Türk olarak kabul eden insanların Türkiye’yi demokratikleştirmek için mücadele edebilir. Parlamenter sisteme geçeceklermişse kendi bilecekleridir. Kurd halkının sorunu cumhurbaşkanlığı sistemi veya parlamenter sistem değildir. Bizim ihtiyacımız bağımsız KURDİSTAN devletidir.
Fitne ve fesat mantığıyla görüşlerimizi açıklamaya saldırmak ahlaki değildir. Ben bunun direk cevabını da verebilirim. Beni bunu yapmak zorunda bırakmasınlar.
Bağımsız Kurdistan devletinin gerekli olmadığını söyleyen herkesin Kurd halkına hizmet etmedikleri ortadadır. Bu söylediklerimi ilk kez söylemiyorum ve yeni değil.
‘‘Kurdistan devletini hedeflediğimizi yüksek sesle söylemeyelim ki düşman duymasın.’’ diyorlar.
Düşman kimdir?
Kurd halkının bağımsız devletinin olmasını istemeyen herkes Kurd halkının düşmanıdır.
Kurd halkın canını ve malını kullanarak kendilerine yaşam malzemesi haline getirmeyi alışkanlık yapmış olan çevreler, kusurlarının ve eksikliklerinin görünmesini istemiyorlar. Dolayısıyla bizim uyarılarımızı da, düşmanca bir tavır olarak göstermeye çalışıyorlar. Benim kim olduğumu bilmeyen bir Kurd varsa onun Kurdlüğünden şüphe ederim. Hollanda’da hapishane de yirmi altı yılını geçirmiş bir insan olarak bu aşamada Kurd halkının kurtuluş mücadelesinin bağımsız devlet ile mümkün olduğunu söylüyorum. Sessizce bana alttan mesajlar gönderip, tehditler gönderen, kendilerini Kurd halkının kaymakamı olarak görenler de benim cevabımı alacaklardır. Şimdiye kadar bana hiçbir güç bana istemediğimi yaptıramamıştır. Bunu görmemek hem körlük hem de ahlaksızlıktır. Kurd halkı adına siyaset yapıyor olan her çevre bunu çok iyi bilsin. Kurd halkının welatını işgal etmiş olup , Kurd halkının kanıyla beslenen işgal devletlerine hizmet etmek esasen Kurd halkına düşmanlıktır. Biz kendinize gelin ve Kurd halkına gerekli olan bağımsız devlettir, diyoruz. Bunu farklı göstermeye çalışmak kimseye bir yarar getirmez. Ben bunu yıllarca söyledim ve şimdi tekrarlıyorum.
Bu açıklamamla HDP’Yİ üzmek, incitmek ve saldırmak amacıyla yapmadım. Ben halkın HDP’ye yönelik eleştirilerini benim ağzımdan duymalarını istedim. HDP’nin içindeki insanlar ve dayandığı misyonun içindeki insanlar bana çoğu zaman sorular sorar. Görüşlerimi alırlar. Bu paylaştıklarım, halkın beklentileri ve benim görüşlerimdir. HDP yönetiminde benimle kan bağı olan ve yakın arkadaşlarımın çocukları olan insanlar var. Halkın ne beklendiği ve onların ne yaptığını belirtmek gerekir. HDP’yi aşağılamak ve zor durumda bırakmak için değildi. Eleştirimin arkasında başka bir şeytanlıkta aramasınlar. Benim yaşamım belli, söylediklerim belli ve yaptıklarımda nettir. Bu yazdıklarımı okuyan arkadaşların, söylediklerimi olduğu gibi duymalarını rica ediyorum. Ben orada birine iftira ve hakaret etmiyorum. Halkın beklentilerini dillendiriyorum ve bunlar benim de beklentilerimdir. Kurd halkını temsil eden veya temsil ettiğini iddia eden çevrelerin Kurd halkının beklentilerini görmeleri gerekir.