KURD HALKININ BU DAYATMALARA BOYUN EĞMEMELERİ GEREKİR

0
862

Değerli bir soydaşımız; Kurd halkının sinema ve dijital mecralarda yetersiz olduğunu, Kurd halkının yaşadığı acı ve zulmü yeterince uluslarası düzeyde duyurulmasının yetersizliğinden bahsetti. Benim de, bu konuda ki düşüncelerimi sordu.

Kurd halkının yetersizliği, sadece sinema ve dijital mecralardaki yetersizliği değildir. Kurd halkı birçok alanda yetersizdir. Kurd halkının devleti olmadığı gibi welatı da işgal altındadır. Barbar işgalciler tarafından Kurdler etkisizleştirilmenin hedefi altındadır. Kurd halkını etkisizleştirmek için her türlü zulmü ve barbarca uygulamayı yapıyorlar. Kurd halkının hiçbir alanda yeterli olamaması bu nedenlerle birlikte görülmelidir.

Benim şahsen Kurdistan’da yaptığım yatırım alanındaki çalışmalarımın diğer Kurdlere örnek olmaması için önünü kestiler. Diğer Kurdlere örnek olmaması için derken, zengin Kurdlerin olduğunu biliyoruz. O zaman da dahi, Kurd kimliğini boynunda taşıyan zengin başka bir insan yoktu. Hala da yok. Burada yanlışım var mı acaba? Şimdi de Kürdlük adına bir çalışma yaptığınızda önünüzü kesiyorlar. Sizi koruyacak bir devlet yapısı da yok. Dolayısıyla gelişme olamıyor. Van Gölü’nün içerisinde ki Akdamar Adası ile ilgili proje yaptık. Orayı kiraladık. Sonrasında panikle üzerimize saldırdılar. Diyarbakır da işyerleri açmaya başladıktan sonra birçok dayatmayla karşılaştık. Fabrika yerini değiştirme ve çalışanları tayin etmeye yöneldiler. O zamanlar da kuracağımız fabrikanın çalışanlarını kendilerinin tayin edeceklerini söylediler. Biz bölgede ki insanlarımızın çalışmasını istedik. Onlar ise kendi yetiştirdikleri militanları yerleştirerek, fabrika personellerimizi kendilerine ajan olarak kullanacaklarını gördük.  Fabrika kurmadaki amacımız kendi insanlarımıza çalışma alanı oluşturmaktı. Onlar ise başka yerden insanları burayı getirmeği amaçlıyordu. Bize ajan olduklarını açık bir şekilde söylemediler. Dışardan getirdikleri insanlar fabrika da çalışırlarsa teröristlerle diyalog içinde olmayacaklarını ve onlara hizmet etmeyeceklerini söylediler. Eğer; ben orada devletin istediği kişileri çalıştırsaydım ya da bizim personellerimizin onlara istedikleri gibi ajanlık yapmalarını kabul etseydim, işlerimi yapmama engel olmayacaklardı. Hani Yolçatı’da kurduğumuz fabrika, askeri karakola iki yüz metre uzaklıktaydı. Onu bile kabul etmeyip bu dayatmalarda bulundular. Elektrik vermediler ve yol yapmadılar. Kendimiz yaptık. Elektrik yerine büyük sanayi jeneratörü getirdik. Onları da paramparça ettiler. Bunların hepsinin göz önünde bulundurulması gerekir. Kurd halkının, Kurd kimliği ile gelişmelerini istemediler. Kurdlerin bağımsız bir ekonomik güç olmalarını istemiyorlar. Elbette Kurd halkının bu dayatmalara boyun eğmemeleri gerekir.

Kurdistan welatımızın dışında diaspora da çalışan insanlarımızın sanat ve kültür alanında da gelişmeler kat etmesi gerekir. Çalışma yapanlar var ama Kurd kimliği ile öne çıkmıyorlar. Türk sineması diye bilinen sinemaların yapımcılarına, yöneticilerine ve şirket sahiplerine bakın. En etkin olanları Kürd’dür. Fakat Kürlük kimliği ile öne çıkmıyorlar. Kaç tane Kurd sanatçı, Türk kimliği ile sanat yapıyor. Maalesef bu durum üzücüdür.

Değerli soydaşımızda bu düşüncesiyle doğru bir yaraya parmak basmış. Devlet olmadan hiçbir gelişme sağlamayı başaramazsınız. Ben, bu konu da canlı yaşayan bir örneğim. Bu demek değildir ki; pes edip, vazgeçelim. En etkin bir şekilde çalışmalarımızı sürdürmemiz gerekir.