Kurd Mücadelesindeki Kirli Oyunlar: Paris ve Londra Örnekleri

0
296

Değerli soydaşlarımız ve çalışma arkadaşlarımızın anlamaları açısından bir hatırlatma gerekiyor. Bizim bu hareketin Avrupa’daki yapılanması ile ilgili tepkimiz, onların sistemli olarak şahsıma yönelik karalama ve iftira ifadelerini güncellemeleri, yaymaları ve derneklerde detaylı olarak bize yönelik iftiralarla toplantılar yapıp konuşmalarıdır. Londra olaylarından bu yana, 2000 yılından beri Paris’te de bizimle yakın olan insanların evlerine baskınlar yapıp iş yerlerini kirli oyunlarla ellerinden almaları ve bu süreçte sürekli olarak iftiralarla arkadaşlarımızı taciz etmeleri kabul edilemez.

 

Bu konular hakkında en üst düzeyde yetkililere, bu gelişmelerin bize yönelik olduğunu, bunları bize izah etmelerini ve dertlerinin ne olduğunu sorduk. Sonrasında, bizzat uzman dedektif ekipleri kurarak bu kişilerin neler yaptıklarını öğrenmek istedim. Şok edici bilgiler edindim. Kendim bizzat müdahil olup değerli arkadaşlarıma dedim ki, “Bunların pisliklerinin hesabını soralım.” Öğrendik ki saldırdıkları, taciz ettikleri, iş yerlerini ellerinden aldıkları ve evlerine baskın yapıp etkisizleştirmeye çalıştıkları insanlar sadece bizim arkadaşlarımız değil. Avrupa’nın her tarafında bu gelişmeler oluyor. Paris’i son yıllarda merkez seçmişler, oradan planlar yapıp kirlilikler organize ediyorlar.

 

Bu süreçte, kendilerinin bağlı olduğu misyon çevrelerinden öğrendik ki kendileri de rahatsız. Bu pislikleri kabul etmek istemiyorlar ve düzeltilmesi için gönderdikleri değerli insanlara rağmen düzelmiyor. Biz de dedik ki kendi işimizi kendimiz görelim. Ciddiyetle bunlara yöneldikten sonra iftira kampanyalarını geliştirdiler. Onlar hakkında özellikle Zozan karakterinin babasını çok yakından tanımama rağmen teşhir etmek zorunda kaldım.

 

Ajanlar konusu yalnız paylaştıklarımızla sınırlı değil. Üç değerli soydaşımızın katledilmelerinde rol almış bazı karakterler bile halen görevde. Türkiye tarafından ajanlaştırılmış bazı insanlar halen Brüksel’de ve İsviçre’de görev yapıyorlar. Biz bunların adlarını ve detaylarını biliyoruz. Ne zaman Berzan kardeşimi bu pislikleri düzeltmeye çalışan kendi arkadaşlarıyla bir foto montaj yaparak yalan iftirayla yayınlayınca biz de dedik ki alın size doğruları.

 

Daha önce de izah etmiştik. Bu üç hanım kardeşimizin katliamını gerçekleştiren katil, onların evraklarını alıp dernekte birine vermiş. O şahıs halen Zozan’ın evinde kalıyor. Birileri zırlayıp duruyor. Biz de Zozan’ın kim olduğunu biliyoruz. Babası yakından tanıdığım bir insan. Mücadelede değerli emekleri olmuş ama bugün Zozan’ın yaptıkları haddini aşmış. Gabriel denen karakterle insanlarımızı dolandırıyorlar ve hesap sormaya kalkanları dernekle tehdit ediyorlar, derneği çağırıp işkenceye varacak kadar müdahale ediyorlar ve bu paraları kendi aralarında paylaşıyorlar.

 

Bahsettiğimiz on milyonlarca paralar. Bu dolandırıcılığı yapmak ahlaksızlıktır. Derneği buna bulaştırmaksa suçtur. Zozan karakteri kendisi itiraf ediyor. Orada bir isim yazıyor, dikkat edin. “Biz onu kızağa çektik,” diyor. O dediği insana fotomontajla Berzan’la ilişkilendirmeye çalışmışlar. Demek ki suçlarını kabul ediyorsun. Orada bir şey daha söylüyor: “Hüseyin’in gözü buradaki tezgahtadır,” diyor. Yani benim gözüm sözde dolandırıcılık tezgahındadır. Terbiyesiz ve ahlaksız… Demek ki kafanızda kirlilikten başka bir şey yok.

 

29 yıldır hapiste yatıyor olan ben, Hüseyin. Bu terbiyesiz kadın 2 ay kadar önce de, onların yetkililerini bize verdikleri sözler üzerine durdurduk olayları. Aynı haftasında bu terbiyesiz kadın ve çevresindekiler paylaşım yaptılar. Hepsini hala tutuyoruz. “Berzan ve Hüseyin’i teneke takıp Paris’ten kovduk,” demişler. Terbiyesiz ve utanmaz kadın… O kadar mı geri zekalısınız? Nasıl bu hareketin içinde yer almışsınız? Hüseyin 29 yıldır hapishanededir. Paris’te ne işi var? Beni nasıl Paris’ten kovmuşsunuz? Bu kadar hadsizleştiler. Bunlara rağmen biz sabrettik. Dedik ki yetkililer müdahale edip bu pislikleri temizlesinler.

 

Biz bunun peşini bırakmayacağız. Arkasından kim gelirse gelsin, önünde kim yürürse yürüsün, biz bu pislikleri temizleyeceğiz. Değerli soydaşlarımızdan tekrarla ricamız, bu pisliklere müsamaha göstermeyin. Bu hırsızlara ve soygunculara bizim ulusumuzun cengaverlerinin, kahramanlarının kanını böyle kirletmeye çalışanlara merhamet göstermeyin. Bunları Kurd ocaklarından defolup çıkmaları için hiçbirini geride durmayın. Özellikle daha önce görevli olan arkadaşlar, görevlerinize dönün. Emeklerinize sahip çıkın. Siz uzak dursanız da tek başıma kalsam da ben bu pislikleri temizleyeceğim. Bu itleri buradan söküp kovacağız. Bunu bilesiniz.

 

Bunların işlediği suçları bağlı oldukları kurumların yetkilileri karar verecek. Benim işim değil. Bunların yargılanmaları ve cezalandırılmaları lazım. Biz bunları görmek istiyoruz. Ancak biz kendimiz bunu yapmayı düşündük, değerlendirdik. Bizim işimiz değil. Onların işidir, kendilerinin yapmaları gerekir.