Kurd Siyasi Hareketlerinin Birleşmesi ve Bağımsızlık Mücadelesi

0
109

 

Kurd siyasi hareketlerin birleşmesi, Irak ve Türkiye’nin yaptığı yeni bir anlaşmanın ve derin bir oyunun Kurdler arası derin bir yaraya yol açacağı endişesiyle önem arz etmektedir. Bu nedenle, Kurd halkı olarak ortak bir çalışma yürütmenin gerekliliği üzerinde durulmalıdır. Bizim açıklamalarımızın çerçevesi de bu gereklilikten doğmuştur. Soydaşlarımızın yorumları bize iletiliyor ve ben de okuyorum. Öncelikle, Kurd halkının bağımsız bir devlet yapılanmasına inanması ve bunun için çaba sarf etmesi gerekmektedir. Birleşmek istemeyen siyasi hareketler, halkın isteğiyle birlikte hareket etmek zorunda kalırlar.

Kurdler arasında bir askeri darbe veya başka bir yöntemle birleşmenin gerekliliğinden bahsediyorlar, bunlar tartışılmalıdır. Ancak, birileri bu birleşmenin imkânsız olduğunu düşündüğünde, onlara karamsarlıktan kurtulmaları gerektiğini söylemeliyiz. Bu süreç, kişinin kendisiyle başlamalı ve hepimiz bunun üzerinde durursak, siyasi hareketler de halkın beklentilerini dikkate alacaktır. Halkın rızası olmadan halk için bir çalışma yapılamayacağı gerçeğini görmeliyiz. Uzun yıllardır her siyasi hareket kendi çıkarları doğrultusunda mücadele ediyor ve halkımız bu mücadelenin bedelini ağır bir şekilde ödedi, ödemeye de devam ediyor. Siyasi hareketlerin bu gerçeği görüp kendilerini düzeltmeleri ve halkın beklentilerine yanıt olmaya çalışmaları gerekmektedir.

Eğer biz söylemezsek, halk da bu beklentileri dile getirmezse, siyasi hareketler yaptıklarının doğru ve yeterli olduğunu düşünürler. Güneyde iki başlı bir ordu ya da yönetim olmamalıdır; bu bütün Kurdistan toprakları için geçerli olmalıdır. Madem Kurd ulusu için çalışıyoruz ve madem Kurd ulusunun kurtuluşunu istiyoruz, bunun bağımsızlıkla mümkün olacağını kabul edip bunun için çalışmalıyız. Tek bir partiye odaklanmak, gelişimi geriye götürür. Demokratik normları benimsemeli ve tüm dünyada kurtuluşlarını sağlamış ulusların mücadele yöntemlerini gözden geçirmeliyiz. İsrail’in kurtuluş mücadelesi, hem Arap ülkelerine hem de İngiltere’ye karşı birçok örgütün ortak noktada birleşmesi ve bağımsızlığa odaklanmasıyla kazanılmıştır. Bu süreçte İsrail’in nüfusu, bugünkü Kurd nüfusunun 50’de biri kadardı. Bu tür örneklerden ders çıkararak doğru olanı yapmalıyız ve kararlılıkla çalışıp hedefimize yürümeliyiz.

Herkes kendinden başlayarak, bu mücadelenin gerekli olduğuna inanmalı ve başarıyı kararlı bir şekilde görmeye başlamalıdır ki başarı mümkün olsun. Eğer herkes sadece bir tarafı suçlar ve kendi üzerine düşeni yapmazsa, siyasi hareketleri suçlayarak kendini doğru göstermeye çalışırsa, bu durumun hiçbir katkısı ve yararı olmayacaktır. Net olarak ifade etmek gerekirse, hepimizin eksiklikleri ve yetersizlikleri olmuştur ki, halen kurtuluşumuzu sağlayamamışız. Kendimizden başlayarak, yapılması gerekenlere odaklanmalıyız. Birileri KDP’yi veya YNK’yi diğerleri PKK’yi suçlarsa, bu yetersiz kalır. Hepimizin eksikleri vardır; bunu böyle kabul edip buna göre çalışmalıyız.

TEILEN
Önceki İçerikZebaninin Şerri
Sonraki İçerikÇürümüşlük Kökeni