22 yaşında hanım bir soydaşımızın Tahran’ın merkezinden durup dururken suçsuz yere gözaltına alınıp, işkence ile katledilmesi ve sonrasında gelişen olaylarla Avrupa Birliği parlamentosu dahil olmak üzere çoğu dünya ülkelerinin parlamentoları ‘‘Jin, Jîyan, Azadî’’ sloganlarıyla destek sunuyorlar.
Bütün dünya, Kurd haklarına destek sunuyor ve bunlar gözler önünde gelişiyorken Kurdistanî siyasi hareketlerin şimdiye kadar ve şimdi oluşan olaylardan kendilerine kazanım, edinim sağlamak amacıyla davranmaları ve kendilerini merkeze almaları Kurd halkının beklentilerine yararlı bir hizmet getirmeyecektir. Siyasi hareketlerin hepsi işgal güçlerinden uzak durmayı esas alarak, Kurdistan halkının esas beklentileri olan bağımsızlık hedefine odaklanmaları aciliyettir.
İRAN TERÖR REJİMİYLE ARAYIŞLARA GİRMEK YALNIZCA KENDİ ÇIKARLARI İÇİNDİR.
Farklı siyasi hareketlerden farklı söylemlerle Kurdistan’da ki işgal güçleri ile işbirliği ve onlarla birlikte hareket etmek ya da onların zulümlerini bir şekilde kenara koyarak bir takım arayışlara girmeleri yalnızca kendi çıkarları içindir. Bu söylem Kurd halkının çıkarına ve yararına bir söylem değildir. Böylesi eylemlerin de var olduğunu biliyoruz. Bunların artık son bulması gerekir. Kurd halkı, Kurdistan’ın bağımsızlığına odaklanacağı zaman dünyanın yönetiminde etkin olan güçlerden de destek bulacağı gibi uygar dünya düzeninin temsilcilerinden ve vatandaşlarından da destek bulurlar.
22 yaşında bir hanım evladımızın işkence ile katledilmesinden sonra gösterilen tepki ve direniş bütün dünyayı Kurd sorununa kilitlemiştir. Kurd halkının bu haklı tepkisini alkışlıyorlar ve destekliyorlar. Neden bunu destekliyorlar? Çünkü Kurd halkı ayağa kalktı. Bazı haber kaynakları; ‘‘İranlı direnişçiler, İranlı kadınlar’’ tabirini kullansalar da, esasen bir Kurd direnişidir. Kurd halkının kendi soydaşına yapılan zulme tepkisidir. Bu anlayışın bağımsızlığa odaklanmasını sağlamak Kurdistanî siyasi hareketlerin görevidir.
DÜNYA DA GELİŞEN OLAYLARI YAKINDAN TAKİP ETMELİYİZ
Kurdistan dışında Ukrayna’yı örnek gösterirsek; Rusya, Ukrayna’ya saldırı başlattığı zaman bütün dünya Rusya’nın Ukrayna’yı bir hafta içinde ele geçireceğini söylediler. Bizim için de Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme amacıyla sınırları geçmesi beklenmeyen bir sürprizdi. Kabul edilmelidir ki; Rusya tarihinin en büyük hatasını yaptı. Bay Putin’in kendi ülkesine çok büyük hizmetler yapmış olduğu gerçeğini biliyoruz. Putin çok güçlü ve çok yararlı hizmetler yaptı ama bu adımı çok ciddi bir hataydı. Rusya Ukrayna’ya giriş yaptığı anda Amerika Birleşik Devletleri başkanı Sayın Biden, Bay Zelensky’i arayıp diyor ki; ‘‘Biz sizi oradan çıkaralım’’ Bay Zelensky de diyor ki; ‘‘Beni buradan çıkaracak bir yol aramanızı istemiyorum, bana silah ve mühimmat gönderin. Bunu istiyorum.’’ diyor. Bu söylemden sonra Bay Zelensky bütün Ukrayna halkını direnişe ve karşı savaşa mobilize etti. Bakın dünyanın en büyük silahlı güçlerinden biri olan Rusya Ukrayna ile baş edemiyor. Neden baş edemiyor? Çünkü Ukraynalılar kendi vatanlarını korumak için cansiperane bir direniş gösteriyor ve kazanacaklar.
Peki, bizim siyasi hareketlerimiz ne yapıyor? Biri haddini bilmez, soytarı, ahlaksız ve zulümkâr İran rejimini haklı göstermeye çalışıyor. Bir diğeri, Türkiye’nin Kurdlere yaptığı zulmü unutarak Türkiye’yi haklı göstermeye çalışıyor. Biri Türkiye’yi demokratik devlet yapılanmasına kavuşturmaya çalışıyor. Bir diğeri Suriye’nin haklarını korumaya çalışıyor. Diğeri Irak’ın birliği ile ilgili çalışıyor. Kurdistan’ın birliği ile çalışma yürütmeye başlamış hiçbir hareket yok. Biz, Kurdistan Birleşik Devletleri İnisiyatifi ile hükümet kuruluşunu ilan ettik. Kurdistan’ın tamamını ve Kurd halkının hepsini kapsayacak bir çalışma gerekliliğini yüksek sesle bağırarak söylememiz ve çalışmaya başlamamızın nedeni de budur.
KURD OLUP KURD HALKINA BAĞIMSIZ DEVLET LAZIM DEĞİL DİYEN İNSAN, RUH HASTASIDIR!
Biz Kürdüz, Kurd halkının birliği için çalışıyoruz. Bütün dünya bize sahip çıkmaya çalışıyor. Bize yol göstermeye çalışıyor. Devletimizi kurmaya yönelik çalışın, diyorlar. Biz ise; “Yok bize devlet lazım değil.” diyoruz. Kurd olup Kurd halkına bağımsız devlet lazım değil diyen insan, ruh hastasıdır! Onun zihinsel yapısının gerçekten tedaviye ihtiyacı vardır. Kimden gelirse gelsin, bu yöndeki hiçbir söylem Kurd halkının sorunlarına hizmet değildir. Esasen Kurd halkına ihanettir. Bu durumda bütün Kurdistanî siyasi hareketlerin, Kurdlerin birlikte hareket edebilecekleri ortak noktadan birleşmeleri gerekir. Bu zorunludur ve tartışma konusu değildir. Bu zorunluluktur.
KURD SİYASİ ÖRGÜTLER İÇİN ORTAK NOKTA BAĞIMSIZ KURDİSTAN OLMALIDIR
Ortak nokta nedir, diye soracak olursak ortak nokta bütün Kurdler için; bağımsız Kurdistan Birleşik Devletleridir. Hangi zihniyetle, hangi siyasi görüşle ve hangi inançla mücadele edecekseniz edin. Ama ortak hedef, bağımsız Kurdistan Birleşik Devletleri olmak zorundadır. Türkiye devleti Kurd halkına hangi hizmeti yapmış? Kurdlük adına ne varsa hepsini yok etmeye çalışmış ve yüzyıldır soykırım uygulamıştır. İran devleti, özellikle Humeyni rejimi ve bugün var olan molla rejimi Kurdlere nasıl bir hizmet yapmış? Kurdlere nasıl bir yardımda bulunmuş? Dünkü Irak hükumetleri dâhil bugünkü Irak hükümeti Kurdlere nasıl bir hizmette bulunmuş? Hala Kurd pasaportu yok, Kurd kimliği yok. Suriye Kurd halkına nasıl bir hizmette bulunmuş? Bunları göz önünde bulundurmamız gerekir. Çıkıp her bir Kurdistanî siyasi hareket bir veya birden çok Kurdistan topraklarında işgalci olan, Kurd halkına zulüm ve soykırım dayatan bu barbarlara yönelik olumlu söylemlerle kendilerine yer edinmeye çalışıyor. Kendilerine yer edinmekten Kurd halkına nasıl bir hizmet getirebileceklerini düşünüyorlar. Böylesi bir düşünce bile sağlıksızdır. Zihinsel sakatlıktır.
Gücümüz yetmiyor dediğimiz zaman, hangi ulusal kurtuluş mücadelesi kendi gücüne dayanarak kurtuluşu sağlayabilmiştir? Bir tek örnek göstersinler bana. Tek bir örnek bile yoktur. Türkiye’yi, Fransızlar ve İngilizler kurdular. Suriye’yi, Irak’ı ve Ürdün’ü de onlar kurdular. Bugünkü İran devletini geçmişte Kurdler kurmuştur. Bu örnekleri sıralayıp yüzlerce örnek verebilirim. Ama tarihi bilgilerden herkes bunları öğrenebilir. KUrd halkı artık kendi halkına ve kendi welatına sahip çıkmak için mücadele etmeyi esas almak zorundadır.
Birileri boşboğazlık yaparak, diğer birilerine saldırarak ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Kurd siyasi hareketlerinin bir araya gelmesi gerektiğini söylemini bile kendileri için kullanmaya çalışmaları, Kurd halkına hiçbir yararı olmayacaktır.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Kurd halkının temsilcilerinin birlikte hareket etmeleri gerektiğini ilk defa söylemiyor. 1995-1996 yılında bile Amerika Birleşik Devletleri KDP ve YNK temsilcilerini İrlanda’nın başkentinde bir araya getirip birlikte hareket etmelerini sağlamaya çalıştı. Sonra Sayın Talabani ve Sayın Kêk Mesud Barzani, Amerika Birleşik Devletleri’nde Beyaz Saray’da bir araya geldi. Birlikte hareket etmeniz gerekiyor, diyerek ikna etmeye çalıştılar. Ondan önce de oldu, ondan sonra da oldu ve hala bunu yapıyorlar. Amerika Birleşik Devletleri Ortadoğu’da istikrarlı bir düzen istiyor. İsrail’in güvenliğini istiyor ve ayrıca şimdiye kadar orada harcanmış olan paraların da karşılığını almak istiyor. Bunları bilmeyecek hiçbir siyasi hareket yoktur. Biz de diyoruz ki; Kurdistanî siyasi hareketlerde bunu bilmek ve görmek zorundadır. Ortadoğu’da ki istikrar Amerika Birleşik Devletlerinin çıkarınadır ve İsrail’in güvenliğini sağlamakla ilgili bir sonuç getirir. Kurdistan Birleşik Devletlerinin dışında bu beklentileri yanıt olabilecek başka da bir proje veya inisiyatif ve çalışma yoktur.
BİZİ YÖNETENLERİN DEMOKRASİ SORUNU VEYA ARAYIŞI YOK Kİ, BİZ NEDEN GİDİP ONLARA DEMOKRASİYİ ÖĞRETECEĞİZ?
İran’da zaten başkent Tahran var. Türkiye’de zaten başkent Ankara var. Suriye’de başkent olarak Şam var. Irak’ta da başkent olarak Bağdat var ve devlet var. Bu yüzyıldır da bu bölgede istikrar sağlanamamıştır. Niye? Çünkü Kurdistan’ın topraklarını parçaladılar. Kurdleri; Irak’a, İran’a, Suriye’ye ve Türkiye’ye bağladılar. Ona rağmen 1923 Lozan anlaşmasının Kurdlere verdiği temel insani hakların korunması ve uygulanması kararları şimdiye kadar yerine getirilmedi. Bunun için mücadele eden tek bir siyasi hareket Kurdistan topraklarından çıkmadı. Türkiye’nin egemenliği altında demokratik Türkiye, Kurdlerin yararına değildir. Bizi yönetenlerin demokrasi sorunu veya arayışı yok ki, biz neden gidip onlara demokrasiyi öğreteceğiz?
Türkiye’nin birliği, Irak’ın birliği, İran’ın birliği ve Suriye’nin birliğini istemek için siyasi mücadele vermeyi düşünmek bile Kurdler için utanç verici bir davranıştır.
Kimse çıkıp, Kurd halkının Kurdistan’da işgalci olan güçlerin egemenliği altında kalmaya yönelik çalışma yürüttüğünü söylemesin. Bunun da Kurd halkının istekleri olduğunu söylemesin. Böyle bir utanmazlığı ve böyle bir çirkef söylemi duymak istemiyoruz. Hiç kimse göklerden birilerinin gelip Kurd halkı için Kurdistan’ı kurmasını beklemesin.
Amerika Birleşik Devletleri’nin yöneticileri Kurd siyasi hareketlere; “Siz birleşin ve bağımsız devletlerinizi kurun.” diyorsa bu bilinmeyen bir olay değildir. Hepimizin bildiğini bize söylüyor. Diyor ki; mücadele ediyorsunuz, kendi kurtuluşunuz için mücadele verin ki biz de size yardımcı olalım. Amerika bunu bize söyledi diyerek, bize çıkıp Amerika’nın yalnızca sizi muhatap aldığını veya Amerika’nın bütün Kurd siyasi hareketlerinin sizin bayrağınız altında, sizin kontrolünüz altında, birleşmeleri gerektiğini ima etmeye çalışmayın. Her Kurd bireyi ve her Kurd siyasi hareketi, Kurd halkı için hizmet etmek zorundadır.
Ayrıca farklı siyasi görüş veya ideolojik çerçevede mücadele etseniz bile ortak hedef; bağımsız Kurdistan Birleşik Devletleri olarak belirlenmelidir.
Bunu yaptıktan sonra bütün dünya bunu başarmamız için bize yardım eder. Kurdistan Birleşik Devletleri hükümeti olarak biz Türkiye’nin yok olmasını istemiyoruz. Türkiye’nin artık Kurd halkına zulmetmeye son vermesi gerektiğini söylüyoruz. Aynı şekilde biz Suriye’nin de yok olmasını istemiyoruz. Suriye’nin de Kurd halkına artık zulmetmeye son vermesi gerektiğini söylüyoruz. Aynı söylemimiz Irak merkezi hükümeti ve İran hükümeti için de geçerlidir. Bunun da mümkün olabilecek tek yolu vardır. Kurdistan’ın bağımsız bir devlet yapılanmasıyla, Kurdler tarafından yönetilmesiyle ve Kurdlerin de Kurdistan’daki işgal güçlerinin vatandaşları gibi kadar kendi kendilerini yönetmeleri korumaları ve geliştirmelerini sağlayabileceklerdir. Bunun içine soru işareti koymak ahlaksızlıktır. Bu hakkı vermiyoruz demek, zulümdür. Kurd halkının dilini yasaklamış olmak, zulümden de öte çirkinliktir ve çirkefliktir. Bunu kabul eden herhangi biri Kurd zihniyetini taşıyor olamaz. Bu zihniyet başkalaşmış, hastalıklı ve çürümüş bir zihniyettir. Bundan da kurtulmamız gerekir. Bu insanlarımızın zarar görmelerini de istemiyoruz ama kendilerine ne kadar zarar veriyor olduklarını görmelidirler. Aynı düzeyde Kurd halkına da zarar veriyor olduklarını da görmelidirler. Siz ne demek istiyorsunuz? İran’ın molla rejimini normal bir rejim gibi göremeyiz. Kurd halkından bunu beklemeyin ve istemeyin. Bu utanç verici bir söylemdir.
Türkiye’nin şimdiye kadar Kurd halkına yaptığını yok sayamayız ve görmezlikten gelemeyiz. Bunu düşünmek bile sapıklıktır ve hastalıktır. Suriye rejimini normal bir rejim gibi göstermek gerçekten çılgınlıktır. Irak merkezi hükümeti Kurd halkı sayesinde Saddam’dan kurtulmuştur. Ama ilk saldırmaya başladığı halk da Kurdistan halkı oldu. Kurd halkı kendi bölgesinden çekildikten sonra IŞİD’in saldırısıyla sığındıkları kapı yine Kurd halkı oldu. Silahları Amerika verdi ama Kurd halkı gidip canını verdi. Irak merkezi hükümetini korumak içindi. Bu kadar zihinsel zayıflık olmamalıdır. Bunlar artık son bulmalıdır. İran’daki gelişmelerle ilgili yapılan bütün açıklamalar ve Kurdistan’ın topraklarının tamamının Kurdlerin hepsi için bizim siyasi hareketimizin başlattığı çalışma çerçevesi budur. Bunun dışına çıkmayacağız ve Kurd halkının Kurdistan’daki işgalcilerin egemenliği altında yaşamaya yönelmelerini de şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Bundan kaçınılması lazım. Bu şartlar zorlanırsa çok daha sert adımları attıklarımızı göreceklerdir. Kesinlikle doğru bulmuyoruz ve herkesin bunu duymasını, anlamasını ve kabul etmesini istiyoruz. Kurd halkının artık köle gibi yaşamasını isteyemezsiniz. Bu ne sizin hakkınızdır, ne haddinizdir. Buna izin vermeyeceğiz ve bunun net olarak bilinmesini istiyoruz.