Kurdistan Halkı elli milyonu aşan nüfusuyla soylu insani değerlere sahip bir örnek ailedir. Bunu görmenin ötesinde iliklerine kadar hissetmeyenler, kendi küçük, dar çıkar hesaplarının esiri olan zavallılardır. Bu cümlenin içini doldurmak için binlerce kitap yazmak gerekiyor. Hepimiz, etrafımızda görebileceğimiz bu tiplerin kişiliklerini de kimlikleri, soyları gibi keseleri için malzemedir. Bunun yanı sıra sorumluluktan kaçmak amacıyla mazeretlere sığınanlarımız da vardır. Kendi pisliklerini örtbas etmek için kendisi dışında herkesi suçlayarak yaşamaya alışmış olanlar da vardır. Bunların hepsinin yüzde oranı çok düşüktür.
Korkudan sinmiş olanlar ile gideceği istikameti belirlemeye çalışan çevrelerin yüzde oranı yüksektir.
Yüksek düzeyde gelir sahibi olan soydaşlarımızın yanı sıra uluslararası kamuoyunda yüksek seviyede kariyer ve prestij sahibi olan insanlarımızın sayısı on binlerce dir. Bu kategorideki saygıdeğer insanlarımız arasından Kurd u Kurdistan davasına sahip çıkanların sayısının çoğalması ihtiyaçtır. Ağalarımız, mirlerimiz, zengin sanayici, tüccar, iş veren çevreler, sanat, bilim gibi mesleki kariyer sahibi soydaşlarımızın Kurd u Kurdistan davasına hizmet kervanına katılmaları ihtiyaç olduğunun farkında değiller.
Kurdistan Halkının çözümlenmesi gereken ciddi ve önemli sorunları vardır. Kendi alanında üstün başarı kazanmış olan insanlarımızın kendi soylarına sahip çıkmaları hayati öneme sahiptir. Bu kategoriye dahil insanlarımızın Kurd u Kurdistan davasına hizmet etmekten uzak durmamaları samimiyetle ricamızdır. Kurd u Kurdistan davasına hizmet adına canlarını ortaya koymuş kahraman kardeşlerimizi yalnız bırakmayalım.
Halkımıza, vatanımıza sahip çıkalım. Sahip çıkmak, öne çıkıp hizmet etmekle mümkündür. Her halk, kendi vatanına hizmet ediyor, kendi vatan ve halkına sahip çıkıyor. Bizim Halkımızın onlardan aşağı, eksik değil üstün olduklarını hepimiz biliyoruz. Bunu bütün Dünya biliyor ve konuşuyor. Kendi değerlerimizin farkında olalım ve kararlılıkla değerlerimize sahip çıkalım.
Bir Kurd bireyi olarak, geçmişte ben de sorumluluklarımın gereğini yapmıyordum, siyaseti de sevmiyordum. Siyasetle uğraşan çevreler vardır. Onlar sorumluluk üstlenmişler ve ne yapmaları gerektiğini bilmelidirler diyerek siyasi çevreleri desteklemekle yetiniyordum. Faşist uygulamalar, zulüm dayatası sonucu Türkiye Devletinin kirli yüzünü görüp tanıdım.
Ülkeyi terk etmek zorunda kalınca Kurd siyasi çevreleriyle yakın ilişki içinde oldum. Süreç içerisinde, siyasi hareketlerin Halkın beklentilerinden uzak çalışmalarla oyalandıklarını, çok değerli, fedakar ve soylu Kurd bireylerin can fedaca hizmet ve emeklerinin israf edildiğini gördüm. Siyasi çevrelerle ilişkilerimde görüş ve önerilerimi paylaştım. Böylesine on yıllar geçti. Sonunda iş başa düştü ve etkin Devlet yöneticilerinin Kurdistan davasına yaklaşımlarını öğrenmek, Kurdistan Halkının içinde bulunduğu duruma çözümün Bağımsız Devlet yapısıyla ancak mümkün olabileceğini kabul ettim.
Kurdistan Birleşik Devletleri Hükümeti’nin ilan kararı böylece doğdu. Kurdistan Halkı elli milyonu aşkın nüfusu benim öz ailemdir. Bunu böyle kabul ettim. Var olan sorunu çözmek de bizim boynumuzun borcudur. Bu inançla yaşıyorum.
Kurd u Kurdîstan doza me ye. Pirsgirêk pir mezine. Çareserîya vi pirsgirêkê kare me ye.
Bimînin di xêr u xweşîyê de.
22-02-2019
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin