Biz Kurder, kendimize işgalci yandaşlar edinmeye çalışmaktan vazgeçmeliyiz. Aynı barbar işgalcilerin boyunduruğu altında yaşamak için birbirimizle çatışmaktan ve yarış içinde olmaktan da vazgeçmek zorundayız. Kurd ulusunun yararına olan hizmet, bu tür davranışlarla elde edilemez ve kurtuluş umudunu beslemez. Özellikle Avrupa Birliği alanında siyaset yürüten Kurd siyasi çevrelerin, Avrupa Birliği ülkelerinin kanun ve kurallarına riayet ederek ilişki geliştirmeleri şarttır. İttifaklar oluşturmaları, her Kurd siyasi hareketi gibi, Kurd ulusunun kazanımı için önemlidir. Her bireyin de bu sorumluluğu alarak verimli olmaya çalışması gerektiğini hatırlatırız.
Kurtuluş mücadelesi, basit çıkar hesaplarına indirgenemez ve indirgenmemelidir. Ulus olarak, çok ciddi sorumluluk almamız gerektiğini hepimiz biliyoruz. Bu sorumluluğu yerine getirip kararlı bir şekilde Kurtuluş hedefine yürümek zorundayız. Birbirimize saldırarak ve suçlayarak hedefe ulaşamayız. Birbirimizin kusurlarını ve eksikliklerini dile getirirken düşmanca tepki vermekten de vazgeçmeliyiz.
Avrupa’daki eksiklikleri ve suçları eleştirdiğimizde, bunlardan vazgeçilmesi gerektiğini vurgulamak elzemdir. Ancak bu tür eleştiriler, çirkin tepkilere yol açıyor ve bu durum oldukça rahatsız edici. Eğer kızgınlığın ifade edilişi, tehditkâr ve sert bir tutum alırsa, bunu düşmanlara karşı yapmalıyız, birbirimize değil. Yanlışları düzeltmek için yapılan uyarıların teşekkürle karşılanması gerekir, hakaret ve iftiralarla değil.
Londra olayını hatırlatıyoruz; bu hareketin içinde olanlardan hiçbiri, dürüstçe ve insan gibi bu olayları neden yaptıklarını izah etmediler. Yeni nesil gençlik, bu olayları bilmeyebilir, ancak beyinlerini kullanarak araştırıp öğrenmeleri gerekir. Londra’da neler olduğunu anlamak için çaba göstermelidirler.
Hayatımın en zor dönemini yaşarken, Hollanda’da en ağır koşullarda tecrit altındayken, bana neden bu kadar gaddarca iftiralarla saldırdıklarını hala anlamıyorum. Onlarca Lomdra derneğinden verilmiş ifadeler mahkemede aleyhimde kullanıldı, peki niye? Bu ülkede rehin alınmadan önce birlikte yaşıyorduk ve bu hareketin en üst düzeyindeki yetkililerle görüşüyorduk. Böylesi bir saldırıya niye gerek vardı? Olayları bilmeyenler, birbirlerine sormalı ve öğrenmeye çalışmalı. Eğer bir kusurumuz varsa, adam gibi söyleyin; yoksa kendi kusurunuz için özür dileyin. Dürüst olun, bu kadar basit.
Sizi rahatsız mı ediyor bilmiyorum, ama benim rahatsız olduğum kesin. Avrupa’da mücadele veren Kurdler, Avrupa devletleri ile ilişkiler geliştirip Kurtuluş mücadelesine katkı sağlamalıdır. Kurd siyasi hareketleri arasında birliği sağlamaya çalışmak da sizin işinizdir.
Avrupa’daki Kurd yöneticiler, bu gerçeklerin ışığında hizmet etmek yolunda daha üretken olmalı. Onları tehdit ederek değil, kazanmaya çalışarak ve kusurları gidermeye çalışarak mücadeleyi ilerletmeliyiz. Bizim size bu tavsiyeleri vermemiz gerekmemeli; sizin bu sorumluluğun farkında olmanız gerekir.