Ak Parti’nin kuruluş sürecinde bize ulaştırılan bilgiler ve destek talebi vardı. Bilgiler, amaçlanan hedefleri içeriyordu.
En başta Kurd sorunu çözüme kavuşturulacaktı. Dağdaki PKK mensuplarına yasal zeminde siyaset yapabilme olanakları sağlanacaktı.
Artık faili meçhul cinayetlere izin verilmeyecekti. Kurd Halkı, artık Kurd’lüklerinden ötürü hedef alınmayacaklardı. Silahlı çatışmaların gerekçeleri ortadan kaldırılacaktı. Artık cenazeler gelmeyecekti. Kurdçe eğitim dili olacaktı. Alt kimlik üst kimlik gibi formüllerle Kurd halkının kimliği resmiyet kazanacaktı. Devlet tarafından mağdur edilmiş olan Kurd vatandaşlarının mağduriyetleri giderilecekti. Devlet eliyle katledilmiş olan Kurd şahsiyetlerinin aile’lerinin mağduriyetleri giderilecek ve suçlular yargılanacaklardı. Suçlular korunmayacaktı. Adalet reformu en uygar düzeyde gerçekleşecekti.
Adaletsizlik son bulacaktı. Olağanüstü hal kalkacaktı. İşkence’ye izin verilmeyecekti. Suçsuz yere hiç kimse hapsedilmeyecekti.
Ekonomik kalkınma gerçekleştirilecek ve adil paylaşım gerçekleştirilecekti. Kayırma, yandaş rantçılığı son bulacaktı.
Kaliteli eğitim, basın yayın özgürlüğü gerçekleştirilecekti.
Toplumsal barış sağlanacaktı. Komşu ülkelerle var olan sorunlar sıfırlanacaktı.
Bu çerçevede biz de Ak Parti’yi desteklemeliydik.
İlk dönem Ak Parti yönetimi başarılı çalışmalar gerçekleştirdi. Yönetim kadrosunun çoğunluğu onurlu ve uzman insanlardı. İkinci dönem ile birlikte Ak Parti yönetimi laçkalaşmaya hızlı giriş yaptı. Onurlu ve uzman kadrolar etkisizleştirildi. Faşist kişilikler ve çok yeteneksiz yöneticilerin üst düzey kadroları işgal etmeleri organize edildi.
Kayırma, rüşvet, Devleti soymak sistemleştirildi. Onurlu ve uzman kadrolar ve parti içi ve parti dışı muhalif çevrelerin etkisizleştirilmeleri, iğrenç komplolarla sağlandı. Adaletsizlik, işkence, suçsuz insanların hapsedilmeleri sistemli duruma geldi. Bugün ise, Bay Erdoğan ve Köle’leri binlerce Kurd insanını katletmekle övünür duruma geldiler. Türkiye’de barış ortamı tamamen olanaksızlaştı. Olağanüstü hal, yeni yönetim biçimi oldu.
Adalet, hak ve hukukun yerini, zulüm ve barbarlık aldı.
Ekonomi, Dünya’da hiç benzeri görülmemiş şekilde hızla yıkıma doğru gidiyor.
Bay Erdoğan, Kerdoğan’laşarak, “artık Kurd sorunu kalmadı” diyebiliyor.
Saddam’ın en son enformasyon Bakanı diye bir maskara vardı. Tanklar Bağdat’a girerken, o zavallı Bakan “yok öyle şey. Bunlar ABD ve Batı devletlerinin oyunudur. Görüntüler için de Hollywood filmleridir. İnanmayın” diyordu.
Bu küçük hatırlatma aynen bugünkü Kerdoğan ve onun maskaralarının durumudur.
Bay Erdoğan ve barbar faşist kadrosu ile birlikte sübyancı bozuntusu da bu seçimde kayıp edecekler.
Bir çok karışıklıklara tanık olacağız.
HDP’nin tüm beceriksizliklerine rağmen özellikle yeni yönetimi Kurd şahsiyetlerden arındırma kusurlarına rağmen, Kurd Halkı tarafından desteklenmelidir.
Kurd Halkının oyları bir arada olmalıdır. Kurd Halkı, af edici davranıp HDP’ye Kurdlük namusu için oy vermelidir.
Bütün Dünya’nın Kurd Halkının Kurdlüğe sahip çıktığını görmesi Kurd Halkının yararınadır.
Salt bu gaye için lütfen HDP’ye oy verelim.
Türkiye’de Kurd sorunu kalmadı diyebilen faşist barbarların suratlarına tokat gibi tükürmek için HDP’ye oy verelim.
Daha gözüm iyileşmedi. Kurd namusu duygusuyla bu yazıyı zorlanarak yazdım. Kurd u Kurdistan her bijî.
05-06-2018
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin