Kurd u Kurdistan davası son yüz yıldır Kurd düşmanlarının oyunlarının engellerini aşamamış. 1923 yılından bugüne kadar verilmiş olan mücadele, Kurd düşmanlarının çok daha fazla güçlenmelerine hizmet etmeye yönelmişlerdir.
Birçok eksikliklerine rağmen geçen yıl Güney Kurdistan’da gerçekleştirilen Bağımsızlık referandumu, Kurd Halkı’nın, şartlar ne olursa olsun Bağımsızlık istedikleri açıkça görüldü.
Kurdu Kurdistan davası adına özgürlük mücadelesi yürüten siyasi çevreleri davet ediyorum… Kurdistan’ın hangi parçasında referandum yaparsanız yapın, sonuç aynı çıkacaktır. Kurdistan Halkı, Bağımsızlık istiyor. Kurdistan’lı olup Kurdistan’da yaşayan ama Kurd olmayanlar da Kurdistan için Bağımsızlık istiyorlar. Demektir ki Kurdistan’ın parçalanmışlığından menfaat sağlayan bir avuç fırsatçı ve çıkarcıların dışında kalan Halkın yüzde doksandan fazlası, ezici çoğunluk Bağımsızlık istiyor.
Bu durum karşısında, on yıllardır Kurd u Kurdistan davası adına mücadele ediyor olan çevreler, yöntemlerini, stratejilerini Bağımsızlık talep ve beklentilerine uygun olarak yeniden düzenlemeye mecburdurlar. Halka rağmen, Halk adına, Halkın beklentilerine uygun olmayan, Halkın beklentilerine yanıt olmayan mücadele tarzını dayatmaktan ısrarcı olmanın Kurd u Kurdistan davasına yararı olmaz, olamaz.
Bu izahatımızdan rahatsız olanlar varsa eğer, buyursun iki kez rahatsız olsunlar.
Elbette ki Kurdistan davasının mücadelesine yaşamlarını adamış olan soylu soydaşlarımıza saygıyla teşekkür borçluyuz. Canlarını vermiş olan fedakar ve ölümsüz kahramanlarımızı saygıyla, minnetle anarak ideallerine sahip çıkacağız. Elbette ki Kurdistan davası adına mücadele etmekten dolayı zindanlarda ve cephede sakat kalmış olan canlarımıza hizmet etmeyi, onurumuz-namusumuz olarak kabul edeceğiz. Bu, her kişilikli Kurd’ün görevidir. Bunu net olarak belirtelim. Paralel olarak gerçekçi olmaz zorundayız.
Kurdistan Bağımsız Devletini resmileştirmek zorundayız. Halkımızın beklentisi Bağımsızlıktır. Şehit kahramanlarımızın anısına, sakat kalmış canlarımıza sahip çıkmak, kendi vatan topraklarımızda başı dik ve insani değerlere bağlı olarak yaşamak için Kurdistan’ın Bağımsızlığını sağlamayı başarmak zorundayız. Bizim kararımız budur.
Kurdistan topraklarında “Kurdistan” kelimesini kullanmaktan, Kurdistan ulusal bayrak’ını evinize gururla asmaktan, ulusal marşımızı yüksek sesle söylemekten korkar duruma düşürülmüşüz. Kurd u Kurdistan demek “ırkçı” söylem gibi tepki görüyor.
Bıktık artık. Bizim vatan topraklarımızdan işgalci barbarlar defolup gitmek zorundadırlar. Kirli oyunlarıyla, barbarlıklarıyla cehenneme defolup gitsinler. Gitmezlerse eğer, Kurdistan Halkı onları kovacaktır.
Kurdistan, Kurdistan Birleşik Devletleri olarak resmileşecek ve Halkımızın oylarıyla seçilecek temsilciler tarafından hazırlanacak Anayasalarla yönetilecektir. Bu kararı Dünya’nın hiçbir gücü değiştiremez. Kurdistan Birleşik Devletleri yönetimi-sınırlarının sorumlulukları alanında Kurdistan ulusal bayrak’ı dalgalanacaktır. Birleşik her Devletin kendi yerel-bölgesel bayrakları da ulusal bayrak ile yan yana olacak. Kurdistan Birleşik Devletleri çatısı altında yerleşik olup yaşamak isteyen her etnik köken, her türlü hakları Kurd Halkıyla eşit olarak yasal güvence ile korunacak.
Yüz kişilik veya tek bir kişilik etnik farklı köken veya dil varsa yasal güvence ile korunacak. Birey hakkının korunması için taviz verilmeyecek. Kurdistan Birleşik Devletleri Anayasası bu temel prensip çerçevesinde hazırlanıyor.
Kurdistan’da işgalci olan barbar zorbalar, onların işbirlikçileri ve Kurd u Kurdistan davasını kendilerine geçim dükkanı şekline dönüştürenler, bu tutumlarında ısrar etmekle Kurd Kurdistan davasının öz sahiplerinin gazabından kurtulamayacaklardır.
Kurdistan Birleşik Devletleri Hükümeti bu kararı başarmakla görevli ve yetkilidir. Bi dil u can, bimînin di xêr u xweşîyê de. Kurd u Kurdîstan her bijî.
23-11-2018
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin