Kurdistan Bağımsızlığı bizim için, Kurd Halkının temel gereksinimidir. Ayaksı z bir insanın, bacakları kesilmiş bir insanın futbol oynayamayacağı gibi, Kurd Halkı da insanca yaşayabilmek için kendi Devletine sahip olmalıdır. Bu, basit bir benzetme gibi görünebilir ama anlaşılması için önemlidir. Futbol oynaması gereken bir insanın vücudu sağlam olsa da bacakları, ayakları yoksa, futbol oynayamaz. Her Halkın kendi Devlet çatısı altında insanca yaşamını idame ediyor olduğu bu Dünya düzeninde, Dünya’nın en eski Halkı olan, halen kendi vatan topraklarında yaşıyor olan Kurd Halkı niye başka Halkların Devlet yönetimi altında yaşamak zorunda olsun?
Kurdistan toprakları, Birinci Dünya Savaşı patronları ve patronların hizmetçileri tarafından paylaşılmış ve Kurd Halkının isteği dışında, iradesi dışında yönetiliyor.
Bu yönetim tarzı, doksan beş yıldır Kurd Halkına zulüm ile barbarca soykırım dayatmasından başka bir hizmet sunmadı. Kurdistan topraklarını sahtekarlıkla işgal altında tutuyor ve Kurd Halkına barbarca zulüm uygulayan Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de bu yönetim tarzından dolayı gerçek, uygar, Demokratik Devlet yönetimi oluşturulamadı. Göz önünde olan bu gerçekleri görememek ve gereğini yapmamakta, mantık dışıdır.
Diyelim ki, Türkiye, İran, Irak ve Suriye yöneticileri faşist ideolojiyi ve Kurd Halkını barbarca zulüm ile yönetiminden kurtulamadı. Peki sonuç ne olacak? Doksan beş yıldır işgalciler ve Kurd Halkı bir arada yaşayabilmeyi gerçekleştiremediler. Durum, her on yılda çok daha fazla tahribatlarla insan kanının akmasına sahne oldu. İşgalcilerin, Kurdistan topraklarını Kurd Halkına teslim etmesi ve Kurd Halkının da kendi Devlet çatısı altında yaşamını idame etmesi tek çıkar yoldur.
Alternatif ise doksan beş yıldır Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de olanların tüm taraflar için yıkımı dayatacağıdır. Durumdan kazançlı kim? İnsanlar. Sorunlarını insani değer ölçüleri çerçevesinde çözebilmelidirler. Türkiye, İran, Irak ve Suriye yöneticileri bu insani duygulara ve uygar bilince sahip değildirler. İnsani değerleri ve uygar normları insani anlayış çerçevesinde kabul etmiyorlar. Tahribat ve savaşların kaynağı budur.
Bu gerçeklerin hesap ve muharebesini doğru temelde yaparak kendimize sahip çıkmak için, biz Kurd’ler Bağımsız Devletimizi kurmak zorundayız.
Kurdistan Birleşik Devletleri projesi ve Lozan’da 24 Temmuz 2018 tarihinde ilan edilen Hükümet , bu bilinç, bu inanç kararıyla gerçekleşmiştir.
Hükümet sitesinde (www.uskgov.com) hükümet ilanı gününde çalışmalarımızın yol haritası İngilizce olarak yazılıdır. Benim şahsi site sayfasında Türkçe, Kurdçe ve İngilizce kapsamlı açıklamaları paylaşmışız. Uzman kadro, çalışmaları yürütüyor. Yürüyen çalışmaların ve hedefimizin temel çizgileri izah edilmiş ve paylaşılmış.
Çalışmalarımızın bazı çevreleri rahatsız ediyor, bazı çevreler de çalışmalarımızı yeterli görmüyorlar. Hepsini anlıyoruz. Kararlılıkla işimizi, yol haritamıza uygun olarak yürütüyoruz.
Çalışmalarımızdan rahatsız olan çevrelere cevap vermek bizim için zaman, emek israfıdır. Bazen, sınırlı da olsa tepkimiz paylaşılıyor.
Çalışmalarımızı yeterli görmeyen ve önerilerde bulunan iyi niyetli soydaşlarımızdan ricamız, paylaşımlarımızı dikkatlice okumalarıdır. Paylaşımlarımızı dikkatlice okurlarsa, bize soruyor oldukları soruların cevaplarını bulacaklardır. Elbette sormak istediklerini sorabilirler.
Bazı soydaşlarımız Kurd dilinin kullanımına değiniyorlar. Haklıdırlar. Hükümetimizin resmi dili Kurdçe ve İngilizce’dir. Paylaşımlarımızda bunu izah etmişiz. Şahsi sayfamda Türkçe dili vardır. Hükümet sayfasında Türkçe yoktur.
Temel hedefimiz, Kurdistan Birleşik Devletleri’nin resmiyet kazanmasını başarmaktır. Bunun için müttefiklik temelinde ortak olmak istediğimiz Devletlerle pazarlık çalışmalarını yürütüyoruz.
Birleşmiş Milletlere müracaat, Anayasa hazırlığı çalışmaları bir arada yürüyor. Bu hususlar için geniş-izahatlı paylaşımlarımız var.
Ayrıca, bizim Hükümet çalışmaları, siyasi çalışmalar yürüten soydaşlarımızın önünde engel değildir. Bunu önemle hatırlatıyoruz. Her yurtsever(Welatparêz) çalışmalarımıza katılabilir. Bunun şartlarını da detaylı olarak paylaşmışız. Bizimle ilişkiye giren soydaşlarımıza samimiyetle cevap veriyoruz. Bunları yeniden dikkatinize sunuyoruz.
Şimdiye kadar Kurd u Kurdistan davası adına verilmiş olan mücadelenin, Bağımsızlık aşamasına geldiğine inanıyor ve bu inançla çalışmalar yürütüyoruz. Kanunen bingehî (Anayasa) oluşumu, Kurdistan Birleşik Devletleri’nin resmiyet kazanması amacıyla Birleşmiş Milletlere müracaat çalışmalarının detaylarını, çalışmaların sağlıklı yürümesi için şimdilik kamuoyu ile paylaşmıyoruz. Şimdiye kadar Kurd’lük adına yürütülmüş olan siyasi çalışma yöntemlerinden tamamen farklı yöntemler kullanıyoruz. Tamamen bağımsızlığı hedefliyoruz. Sağ gösterip sol vurmak gibi taktikler kullanmıyoruz. Çalışma arkadaşlarımızın adlarını, kimlik bilgilerini kamuoyu ile paylaşmıyoruz. Soydaşlarımızdan finansal destek talep etmiyoruz. Bağımsız Kurdistan Birleşik Devletleri projesini kabul etmeyen, kendi çalışmalarını Kurdistan Bağımsızlığına göre yürütmeyen siyasi çalışmaları desteklemiyoruz.
ABD ve İsrail ile müttefik ortaklık kararımızı eleştirenlere de sormak istiyoruz, gerçekçi başka bir alternatifiniz var mı? Var ise, buyurunuz bize de söyleyin.
ABD ve İsrail’e güvenmeyin diyen çevrelere cevabımız şudur: Biz, güvene dayalı ilişki aramıyoruz. Müttefik ortaklık anlaşmasına dayalı ilişki hesabındayız. Bunun dışında çalışmalarımızın detayları ve üyelerimizin kimlik bilgilerini şimdilik açıklamayacağız.
Bazı soydaşlarımız tüzükten, parti programından söz edip, bilgi istiyorlar. Hareketimiz, örgüt veya parti çerçevesinden farklıdır.
Kurdistan Birleşik Devletleri’ni resmileştirmeyi amaçlayan Hükümetimiz, Kanunên Bingehî – Constitıtion – Anayasa kanunlarını temel alan çalışma yöntemini uyguluyoruz. Bizden çok daha hızlı çalışmamızı bekleyen, çok daha fazla bilgi paylaşmamızı isteyen çevreleri anlıyoruz, saygı duyuyoruz ki bu izahatları paylaşıyoruz.
Çok kısa sürede Kurdistan Bağımsızlığına inanan soydaşlarımızı sevindirerek kazanımlarımızı paylaşacağız. Bi bawerîya serbixwebunê dem xweş.
07-01-2019
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin