KURDİSTAN COĞRAFYASI

0
3627

Kurdistan coğrafyasında yaşayan en eski tarihi bilinen halk, Kürd halkıdır.
Kurdistan coğrafyasında yaşayan halk’ın on dokuz nokta altısı Kürd halkıdır.
Kurdistan coğrafyasında yaşayan sıfır nokta dört civarında nüfus ise işgal güçlerinin cewrik’leridir.

Kürd dilinde köpek yavrularına cewrik diyoruz. Peki, nasıl oluyor da işgal gücü itleri, nüfusumuzun sıfır nokta dört düzeyinde cewrik’leriyle biz Kürd halkını sömürebiliyorlar?
Biz Kürd’leri sömüren, sömürgeci-işgal güçlerinin zorbalıkları, zulümleri ve soykırım dayatmaları bir yana, nüfusumuzun sıfır nokta dört oranında cewrik tarafından kontrol edilmeyi niye kabul ediyoruz?

Biz Kürd’leri sömüren işgal güçlerinin insanları Kürd insanından üstün değildirler. Kendilerini Türk olarak kabul edenler de bu gerçeği çok iyi biliyorlar. Gerçekçi değerlendirme yaparsanız, hepiniz bu acı gerçekleri görürsünüz.
Kurdistan ceoğrafyasında Kürd nüfusunun onda dokuz nokta altı civarında olmasının bilgisi istatistik araştırmanın tespitidir. En kısa süre içerisinde bu bilgi resmen paylaşılacak.
Kurdistan ülkesinin dört buçuk parçaya bölündüğü ve işgal güçleri tarafından pay edilmiş olduğu 1923 Lozan antlaşmasından bugüne Kürd halkı özgürlük mücadelesini sürdürdü. Şimdi birikimleri değerlendirmek zorundayız.
İşgal güçleri, biz Kürd’lerden üstün değildirler ve daha fazla güçlü de değildirler.
Türklük adına biz Kürd’lere zulüm dayatanlar, kadınsı yaşam tarzlarıyla rehavet içinde ve günahkardırlar. Kendileri gibi çirkefleştirdikleri çok az sayıda Kürd’ler de vardır. Onları da alıp başlarına çalsınlar.

Bizi sömüren işgal gücünün insanları fitnecidirler. Devlet politikaları da fitne politikadır. En önemlisi de çok korkaktırlar. Fitneyle başka insanları biribirleriyle çatıştırıp parçalıyor ve zayıflatıyor, sonra da koyun postunda kurtluklarını yapıyorlar. Fitneci, fırsatçı ve korkak oldukları halde, biz Kürd’leri sömürebiliyor olmaları, bizim, Kürd halkı olarak hesaplarımızı doğru olarak yapmadığımızdan, dağınık durumda olmamızın yanı sıra, maruz kaldığımız zulümlerden ders çıkarmıyoruz. İleriye dönük müşterek hareket etmek için stratejik planlarımız net değil. Bu temel nedenlerin yanı sıra irili ufaklı başka nedenler de var ki, Kurdistan özgürlük hareketinin zayıflıklarıdır. Elbette ki biz Kürd’lerin yetersizliklerinin ve zayıflıklarının temelinde işgal güçlerinin fitnesi vardır. Sonuçta düşman bizden güçlü değil ama düşmanın fitnecilikleri sonucu oluşan olaylardan dolayı biz Kürd’ler mücadele tarzımızda zayıf kalmışız. Demektir ki onlar güçlü değildirler ama bizler zayıfız.
Yapmamız gereken, acilen Kurdistan’ın her parçasında özgürlük mücadelesi hareketlerinin müşterek kurumlaşma oluşturup Kurdistani yol haritası belirlemeleridir.
Bağımsız Birleşik Kurdistan Devletinin resmileşmesinin yol haritası. Resmiyetten sonra DEVLET KURUMLAŞMASININ yol haritası.
Müşterek kurumlaşmalar bünyesinde kurdizmin oluşturulması. Müşterek hareket etmemizin kurumları, resmi Devlet statüsü öncesi ve sonrası yol haritaları ve kurdizm kadar önemli kabul etmemiz gereken bir hususta yeni, genç, eğitimli, kararlı siyasi ve diplomat şahsiyetler yetiştirip öne çıkarmalıyız. Eğitim kurumlarını günün koşullarına uygun oluşturmalıyız. Ekonomik kurumları da Kurdistan ve halkının beklentilerine uygun olarak organize etmeliyiz. Bunları yapmak, her Kürd bireyi için kutsal görevdir. Bireylerin çalışmalara katılmaları için var olan siyasi, sosyal, kültürel ve EKONOMİK kurumlara katılabilecekleri gibi, gerekli görüldüğünde yeni kurumlaşmalar da oluşturulabilinmelidir. Var olan çalışmalar da örgütsel çerçeveyi aşmalıdır. Kurumlar gibi bireysel çalışmalar da Kurdistani olmalıdır.
Kurd u Kurdistani düşünmek, yaşamak-çalışmak artık acildir.
Uluslararası ilişkiler oluşturmak ve geliştirmekte Kurd u Kurdistani olmak zorundadır.
Düşman saldırısını ve tarzını boşa çıkaracak çalışmalar Kurdistani olursa başarılı olur.
Başarı, her Kürd’ün beklentisidir.

Üzerinde durmamız gereken önemli bir konu daha var.
Olanak sahibi olup Kurdistani olmak istemeyen ya da Kurdistani davranmayan insanlarımız var. Bu durumu tercih eden insanlarımız derhal Kurdistani davranmaya başlamalıdırlar. Olanak sahibi, imkan sahibi olan Kurdistan’lılar gibi sözü geçen etkin Kurdistan’lılar da Kürd ve Kurdistan sorununa çözüm için aktif çalışmalara katılırlarsa sorunların çözümlenmesi kolaylaşır ve çabuklaşır. Bu hususu çok önemsiyorum. Dünya’nın gelişmiş ülkelerinin durumlarını incelersek, o ülkelerin olanak sahibi ve etkin insanlarının rollerinin önemini görürüz.Batı Avrupa ülkelerinin hepsinin, istisnasız hepsinin Devletleşmeleri ve gelişmelerinin merkezinde etkin çevrelerin rolü görülür.
Kurdistan’ın etkin çevreleri de gönüllerinde var olan welatparéz’liği (yurtseverliği) aktif çalışmalara dönüştürmelidirler. Mevcut siyasi veya benzeri Kurdistani kurumların çalışmalarına katılmak istemiyor olabilirsiniz. Kendinizce haklı nedenleriniz de olabilir. Nedenleriniz ne olursa olsun, imkanlarınız varsa, sözünüz geçerliyse, konumunuz ne olursa olsun, soyunuza sahip çıkmaya mecbursunuz. Kürd olan bir insan’ın Kurdistan’a ve Kürd’lüğe sahip çıkmaya mecbur olduğunu bilmesi gerekir. Kürd’ün, Kürd’lüğe sahip çıkması dini, ahlaki, vicdani, insani görevi olduğu gibi NAMUS borcudur. Sorumlu her Kürd bunları biliyor. Ben bunları hatırlatıyorum yalnızca.
İmkan sahibi her Kürd’e soruyorum.
Kendisini Türk olarak kabul eden ve Türk’lük adına hareket edenler, sizden üstün kişiliğe mi sahiptirler?
Sizde fazlamı şerefli, namuslu veya vicdanlıdırlar?
Sizden fazla mı yiğittirler?

Ben size söyleyeyim. Hiç biri sizin tırnağınız kadar değerli değildir. Hiç biri sizden üstün değildir. Sessizliğinize son verin. İster serbest meslek sahibi, ister herhangi bir dalda uzman olun, ister devlet görevlisi olun, şimdi Kürd’lüğünüze sahip çıkmak için çalışmalara katılmanızın zamanıdır. Bizden geçti demeyin. Ben olmasamda olur demeyin. Abdullah Öcalan tapu dairesinde devlet memuruydu. Sonra Diyarbakır’da zirai donatım’da devlet memurluğu yaptı. Kürd’lüğüne sahip çıkmaya karar verdi. Lise diplomasını hariçten aldı. O dönemde kendisi meslek okulunu okumuştu. Üniversiteye gidebilmek için lise diplomasını aldıktan sonra imtihanlara girip İstanbul Hukuk Fakültesini kazandı. Yatay geçişle Ankara’da siyasal bilimleri okumaya gitti. Kendince Kürd’lüğüne sahip çıktı. Yaptıklarının hepsini doğru görmeyebilir, katılmayabilirsiniz. Ama bu örnekle, bir kişiyle ne olur? Demeyin.
Mevcut Kurdistani siyasi hareketlerin hiçbiri Kürd halkının beklentilerine yanıt olamıyor. Demektir ki her Kürd’ün Kürd’lüğe sahip çıkmak için Kürd siyasi mücadelesine katılması gerekiyor. Her Kürd mevcut durumunu, düzenini bozmadan yapabileceklerini yapmalıdır. Dem a we xweş.

Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin