Türkiye’de ki seçim ittifakı arayışları Kurd halkının oyları çerçevesinde dönüp dolaşıyor. Kurdîstani siyasi hareketler ve özellikle HDP’ye söylüyorum, sesimi duysunlar. HDP, HDP misyonundaki siyasi partiler ve diğer Kurdîstani küçük siyasi partilerin hepsi Kurd halkının oylarının Kurd halkının çıkarı için değerlendirecek şekilde desteklenmelidir. Kurd halkının haklarının pazarlık konusu yapılması gereklidir.
Kurd halkının isteği; Kurd dilinin ve kültürünün resmi olarak tanınmasıdır. Kurdçe’nin resmi dil olması, bunun anayasal güvenceye alınması ve anayasının ilk üç maddesinin yeniden düzenlenmesidir.
Kurd siyasi şahsiyetlerin hepsinin serbest bırakılması şart koşulması gerekir.
Eğer ben HDP yöneticileri adına konuşuyor olsaydım; diğer Kurdîstani siyasi hareketlerin hepsini bir araya toplar ve Kurd halkının çıkarı için işbirliği yaparım. Bunun HDP yönetimin görevi olduğunu söylerdim. Onlarda bunu yapmalıdırlar.
Hatta Erdoğan’la bile pazarlığa oturmalıdırlar. Seçimden önce siz bu kanunları değiştirin, bunları yasallaştırın. Bizde seni destekleyelim. Sonra sen başkan mı olursun, kullan mı olursun, ne halt olursan ol, diyebiliriz.
Kurd halkının oyları, Kurd halkının çıkarları için değerlendirilmelidir, diyoruz.
HDP kendi parti çıkarları için değil, Kurd halkının çıkarları amacıyla bunu yapmalıdır. HDP zaten bu şartların arayışı içerisindedir.
Kurd halkının hakları için yasadışı şekilde hareket etmek zorunda bırakılan Kurd şahsiyetler için bu bir af değildir. Esasen Türk devletinin kendi suçudur.
İnsanlarımızın hepsinin kayıtsız ve şartsız serbest bırakılmaları, Kurd dilinin eğitim dili ve resmi dil olarak kabul edilerek Türkçe’yle eşit dil olarak kabul edilmesi şartıyla Kurd oylarının pazarlık konusunun yapılması Kurd halkının çıkarınadır.
Kurd soydaşlarımızın bize yöneltilen soru üzerine arkadaşlarımızla görüştük. Açıkladığımız bu görüş bizim için esastır.
Ayrıca Kürdistani siyasi örgütlerin bunları yerine getirmeleri bizim ısrarla ricamızdır.