Türkiye Cumhuriyeti Devleti adıyla 1923 yılında İsviçre’nin Lozan şehrinde resmiyet kazanan Türkiye’yi yönetenlerin bugüne kadar yapmış oldukları (Sayın Özal hariç) işlerin hepsi aynıdır. İki hususta ise iktidarlar hep yarış içinde oldular.
1-Barbarca zulüm ile devlet yönetimini Dünya’nın en aşağılık faşist yönetim tarzına dönüştürmek ve her türlü insanlık’a karşı suçları işleyerek Kürd halkını tarihten silmek.
Soykırım uygulamasıyla Kürd ve Kurdistan’ı yok etmek.
2-Soygunla talancılık.
Birinci husus ile ilgili yapabilecekleri ahlaksızlığın her türlüsünü yaptılar. Bundan sonra yapabilecekleri hiçbir şey kalmadı. Evet. Kürd halkına dayatmış oldukları zulüm ve soykırım uygulamasının kanlı ve acı dolu izleri Dünya var oldukça kalacaktır. Ancak faşizmin sonu geldiğini, ben sizlere müjdeliyorum. Faşizmin suçlu yöneticilerinin de hesap verme günü ve zamanıdır. Herkes buna hazır olsun.
Kurdistan ülkesine ve soylu Kürd halkına karşı insanlık suçu işlemiş olan faşist Türkiye Devleti’nin faşist yöneticileri, Dünya tarihine uygarlık dersi olacak şekilde Kurdistan Birleşik Devletleri’nin mahkeme kararlarına uygun olarak cezalarını çekecekler. Böylece Kürd halkının acıları, ilacını bulmuş olacak. Kürd halkı, yaralarını sarmaya ve Kurdistan’ı yeni baştan inşa etmeye başlayacak.
İkinci husus ile ilgili çözüm ise kendilerini Türk olarak kabul eden vatandaşların tercihleri ve işleridir. Önce bizim kutsal topraklarımızı terk etsinler. Sonra da kendi ülkelerinde barbarca yönetim kurup soygunculuğu ve talancılığı mı sürdürürler, yoksa uygar, paylaşımcı ve insan haklarını koruyan yeni bir yönetim biçimini mi kuracaklarına karar versinler.
Kurdistan halkının sorunlarını çözmek adına yola çıkmış olan sevgili soydaşlarım da, çözümün Kürd halkıyla ve Kurdistan sınırları içerisinde olduğunu kabul etsinler. Başka çaremiz yoktur.
Bugüne kadar mücadele sürecinin her gününden ders çıkarın. Bugüne kadarki mücadele tarzının yanlışlarına doğrularına takılıp tıkanmayın. Bugüne kadarki mücadele tarzı öyle gerekmiş ve öylece süre gelmiş. Bugün ise yeni bir gündür. Bugün halkımızın ihtiyacı ve beklentisi Kurdistan Birleşik Devletleri’nin resmileşmesidir.
Soylu halkımın fedakar siyasi ve etkin şahsiyetlerinden saygıyla ricam, bu yeni vizyon projesine inançla sarılmalarıdır. Bundan önceki sürecin darlığını aşın.
SİZLER BU DARLIĞI AŞMAZSANIZ SOYLU HALKIMIZ KARARLIDIR VE SİZLERİ DE AŞACAKTIR.
Hiçbirimiz hiçbir şart altında soylu, asil kahramanlarımıza karşı saygıda eksik ve kusurlu söylemlere boş bakmayacağız.
Demagojilere girmeyeceğiz. Darlıklarımıza takılıp enerjilerimizi israf etmeyeceğiz. Üretken olacağız. Üretkenliğe yoğunlaşacağız.
Bağımsız Birleşik Devletleri’mizi resmileştirmek, Türkiye Devleti’nin yönetimini gerçek bir demokrasiye kavuşturmaktan çok daha fazla kolaydır.
Çünkü: Türkiye’yi yönetenlerin zihniyetleri kirlidir. Barbardırlar. Faşisttirler. En önemlisi de Kürd halkına karşı çok ağır insanlık suçlarını işlemişlerdir. Türkiye’nin Demokratikleşmesiyle hepsi hapishanelere gider. Bunu önlemek için Türkiye’yi de yok ederler. Bırakalım kendi sınırları içerisinde ne halleri varsa görsünler.
Biz Kürd’ler için Kurdîstan Birleşik Devletleri’ni resmileştirmek tek çaredir. Bizim kararlığımızla, bizimle ortak olmak isteyenler arasında tercihimizi doğru yaparak kutsal topraklarımızın yönetimini soylu halkımıza teslim edeceğiz.
Em Li welatê xwe, serbuxwe, Azad u serbilind bijîn.
24-02-2018
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin