Türkiye’de çalışma yürüten siyasi hareketlerin hiçbiri Kurd ve Kurdistan davasına gerçekçi, kalıcı çözüm projesine sahip değildir. Birçok Kurd siyasi şahsiyetler çeşitli siyasi partiler kurmuş ve çalışmalar yürütüyorlar. Ancak bu siyasi partilerin parti tüzük ve programları Kurd Halkının beklentilerine yanıt olabilecek kapsamda değildir. Bunları yazdığımız için, bize duygusal anlayışla cevap vermek, var olan gerçekleri değiştirmez. Benim Facebook sayfasına gelen bazı mesaj ve yorumları gönderenler, yazılarımın içeriğini bir bütün olarak değerlendirirse ve ona göre yorumlar gönderirlerse yararlı olur. Karşılıklı suçlamalar, tenkitler yerine, görüş farklılıklarımızı paylaşarak birbirimize ve Halkımıza karşı aydınlatıcı oluruz.
Biz, Türkiye’nin Kurd Halkını seçimlerle oyalayıp tehditlerle, baskı ve dayatmalarla susturup kontrol altında tutmaya çalıştığına inanıyoruz. HDP dahil diğer siyasi partilerin de tüzük ve programlarının Kurd Halkının beklentilerine cevap getiremeyeceğini söylüyoruz.
Türkiye’de kendilerini Türk olarak kabul edenlerin demokrasi diye bir arayışlarının olmadığının görülmesini istiyoruz.
Kurd u Kurdistan davasının, Kurdistan Bağımsızlığı ile sonuçlanması gerektiğini söylüyoruz. Kurd Halkının beklentisi de budur. Hak, Hukuk açısından baktığımızda mantıksal çözüm budur. Yüz yıldır Türklük adına Kurd Halkına barbarca zulüm ile soykırım dayatılmış, artık yeter ”sınırlarımızı çizelim ve uygar komşuluk hukukuna uygun yaşayalım, insanlarımız ölmesin kan akmasın” diyoruz.
Bunları belirtirken HDP ve diğer Kurd siyasi partileri çalışma yapmasınlar demiyoruz. Altı milyon oy almış olan HDP, politikalarıyla bu altı milyonluk (belki de çok daha fazla) seçmen tarafından kabul edilmiş. Bunu görmezlikten gelmek veya küçümsememek gibi bir görüşümüz yoktur. Biz diyoruz ki, HDP ve Türkiye’de siyasi faaliyet yürüten partilerin hiçbiri Kurd Halkının beklentilerine yanıt olabilecek kapasitede tüzük ve programa sahip değildirler. Bizler, Kurdistan Birleşik Devletleri’nin kendi sınırları dahilinde Kurd Halkı tarafından yönetilmesiyle Kurd u Kurdistan davasının çözümlenmiş olacağına inanıyoruz.
HDP adına bize gönderilmiş olan eleştiri ve yorumlarda deniyor ki, “sınırların çizilmesi önemli değildir. Önemli olan Halkların Demokratik birliğidir.” Bu görüşü anlayışla karşılıyoruz ama katılmıyoruz. Öncelikle bu tür çalışmalarla yüz yıla yakındır oyalandık. Halkımızın hiç yararı, kazanımı olmadı.
En önemlisi de, Türkiye, İran, Irak ve Suriye kendi aralarında sınırlar çizmişler. Kurdistan topraklarını parçalara bölmek için çizmiş oldukları sınırlar nedeniyle Kurdistan, Dünya haritasından silinmiş.
Birileri de biz Kurdlere diyor ki, sizin Bağımsız Kurdistan’a ihtiyacınız yoktur. Kurdlerin vatan toprakları Türkiye, İran, Irak ve Suriye Devletlerinin egemenliği altında kalsın. Çünkü sınırlar önemli değil, önemli olan, Halkların kardeşliğidir. Bu nedenlerle siz Kurdler, Halkların Demokratik birliği için can vermeye devam edin. Biz Kurdler de bu kokuşmuş zulüm dayatmasının sloganına boyun eğelim, isteniyor olan budur.
Bu dar görüşe, bu Kurd düşmanlarının kirli oyununa artık SON diyoruz. Türkiye, İran, Irak ve Suriye’ye diyor ki, Kurdistan topraklarını terk edin. Kurdistanımızda barbarları, işgal gücü Devletlerini istemiyoruz. Siz işgalciler Kurdistanımızdan çıkıp gitmezseniz biz, sizi çıkarmanın yolunu bulacağız. Bunun için yaşayacağız, bunun için öleceğiz. Bağımsız Kurdistan Birleşik Devletleri resmileştikten sonra Kurdistan Halkı kendi ülkesinin sınırları dahilinde Devlet yönetimi, kendi ulusal bayrağı altında yaşamak hakkına kavuştuktan sonra, bütün komşu ülkeler ile iyi komşuluk, Halkların Kardeşliği, Demokratik birliktelik ve benzeri konuları eşit şartlarla konuşup kararlaştıralım. Sınırların kaldırılmasını da, Avrupa Birliği üye ülkeleri gibi birlik kurmayı da tartışalım. Kurdistan Devleti olarak masaya oturalım. Yoksa, Türkiye, İran, Irak ve Suriye, Kurdistan topraklarını işgal etmeye devam etsin. Bağımsız Kurdistan’a ihtiyaç yok, gerek yok gibi mantık yaklaşımını kabul etmiyoruz.
Böylesi düşünceyi de Kurd düşmanlığı olarak görüyoruz. Kurdistan Halkının asil ve kararlı şahsiyetlerinin başatmış oldukları Bağımsız Kurdistan Birleşik Devletleri projesi budur.
24 Temmuz 2018 tarihinde, İsviçre’nin Lozan şehrinde kuruluşu ilan edilmiş olan Hükümet, bu amaca hizmet için kurulmuştur.
Kurd u Kurdistan davasının hangi düşmanının ne düşündüğü, ne yapacağı, Kurdistan topraklarını işgal etmiş olan barbar Devletlerine ne yapacakları onların bilecekleri iştir.
Hangi Kurd siyasi şahsiyet ve hareketin ne yapacağı da onların bileceği iştir. Bizler, Kurdistani siyasi şahsiyet ve hareketlerin, Bağımsız Kurdistan Devletlerine hizmet amacıyla kurulmuş olan Hükümet çalışmalarını görmelerini umarız. Bize göre, kendileri bu yeni vizyon hareketine ayak uydurmaya hazırlanmalıdırlar. Kurdistan Halkı çok acılar çekmiş ve çok sıkıntılar yaşamıştır.
Farklı olanlarda, farklı adlarla siyasi mücadele yürütmüş olan Halkımızın deneyim ve kazanımları Bağımsızlık aşamasına gelmiştir. Bunun görülmesi ve gereğinin yapılması zorunluydu.
Kurdistan Birleşik Devletleri projesi, Kurd u Kurdistan davasının Bağımsızlık aşamasına geldiğinin ilanıdır. Lozan’da Hükümet kuruluşu ve ilanı da bağımsızlığın ilk adımıdır.
YEKÎTÎYA DEWLETÊN KURDÎSTAN pêşeroja kurdan’e.
Bimînin di xêr u xweşîyê de.
15-02-2019
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin