Yüzyıla yakın bir süre doldu, Kurdistan topraklarını işgal etmiş olan ülkelerden biri Türkiye’dir. Bu barbar devlet tarafından işgal edilen Kurdistan’ın Licê kasabasında doğup büyüdüm. Eğitim ve yaşam mücadelesi süreci boyunca, Türkiye’de Kurd gençlerinin sistemli olarak Alevi-Sünni, sağcı-solcu olarak ayırt edildiğini, birbirlerine düşman edilerek etkisizleştirildiklerine tanık oldum. Aşiretlerin, köylerin, ailelerin birbirlerine düşman edilerek savaştırıldıklarını da gördüm.
Türkiye devletinin sistemli politikası olan, Kurdleri birbirleriyle uğraştırıp etkisizleştirerek, zayıf düşürecek kontrol etmek anlayışı hiç değişmedi. Kurdleri bilinçli olarak birbirleriyle çarpıştırıp sonra da arayı bulmak bahanesiyle tarafların mal ve mülklerini ellerinden almak, Türkiye devletinin Kurd Halkına yönelik sinsi uygulamasıdır. Sistemli göçe zorlanmaları, eğitimsiz bırakılmaları, işkenceler, hapislikler, katledilmeler ve de soykırımı hedeflemek, Türkiye devletinin kuruluş tarihi olan 1923 yılından bugüne, Kurd Halkına yönelik uygulamasıdır.
Bazen, Türkiye’nin faşist liderleri, “Kurd realitesini tanıyoruz, Kurdlere haksızlık yaptık, özür dileriz Kurd sorununu çözeceğiz” gibi maskaralıklar yapıyorlar. Bu da biz Kurd’leri kandırıp kontrol etmek amacıyladır.
Recep Tayyip Erdoğan’ın, biz Kurd’lere verdiği sözleri, vaatleri, allı pullu süslü söylemleri, bazı olumlu adımları ve sonra da gerçek yüzünü gördük. Kendisinden önceki faşist Türkiye devlet lideri olanların içinde faşist zihniyetin yanı sıra sadist ve kan emici bir kişilik olduğunu kanıtladı. Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi, tüm aile bireyleri ve rantçı çevresinin hepsinin yedikleri, içtikleri Kurd Halkının kanıdır. Hepsi, bedelini çok ağır ödeyecekler ve ilahi adalet yerini bulacak. Bundan hiç kimsenin bir şüphesi olmamalıdır.
Bizler, Türkiye’de, Demokratik uygar hakların garanti altına alınacak devlet çatısı altında kardeşçe barış içinde yaşamaya inanan kuşaktanız. Bu anlayış ile, bu inanç ile mücadele ettik. Muhatabımız olan faşist Türkiye devleti ve yöneticileri, sürekli olarak yobazca çirkefliklerle kirli politikasını güçlendirmek için yeni tuzaklar kurdu bizlere.
Bazılarımız, çocuklarımız için iyi eğitim, iyi bir ev, güvenli bir ortam oluşturmaya çalıştık. Kendi baba vatanımızdan uzakta, yabancı memleketlerde ekonomik veya saygın kariyer sahibi olanlarımız oldu. Faşist işgalcilerin insanlık dışı müdahalelerine rağmen, başarılı olabilenlerimizin sayısı çok yüksektir. Göçmen olduğumuz ülkelerde yüksek düzeyde başarıya ulaşabilen yeni kuşak gençlerimizin sayısı milyonlarcadır. Çok ucuz hesaplarla kendisi için yaşayan, kimliğinden ve Kurdistani kimliğinden uzaklaşmış olanların sayısı çok azdır. Bana ulaşan mesajlar, mektuplar ile çok değerli sorular soruyor ve çok olumlu öneriler iletiyorlar.
Bizim kuşaktan veya yeni kuşaktan başarılı olmuş olanlar “iyi eğitim, iyi ev, iyi mevki, saygınlık, büyük servet yetmiyor, kendi welatımızı istiyoruz. Bağımsız Birleşik Kurdistan Devletleri projesi, geç kalmış, geç ilan edilmiş ise de, biz Kurd’ler için haktır” diyorlar.
Kurdistan gençliği, üstün yetenek ve üstün ahlak anlayışına sahiptir. Eksiklik, biz büyüklerdedir.
Kurdistan gençliği, Kurdistan Birleşik Devletlerini resmileştirip, Dünya’nın en zengin ve en uygar devleti yapma yetenek ve kararlılığına sahiptir. Buna, hepimiz inanalım.
Kurdistan’da işgalci olanlar, Kurdistan Halkını ve özellikle gençliğini küçümseyerek, alaya alarak yanlış hesaplar yaptıklarını kabul ederek, Kurdistan topraklarını işgal etmeye son vermenin planlarını yapmaya başlarlarsa, tarihlerinden ilk defa kendi vatandaşlarına iyilik yapmış olurlar.
Evet, biz Kurdistan’lılar için yabancı memleketlerde zengin ve yüksek mevki sahibi olmak, iyi evlerde, güvenli ortamda lüks içinde yaşamak, hiçbir değerli anlam ifade etmiyor. Kendi welatımızda kendimizi yöneterek yaşamak istiyoruz. Kurdistan işgalcilerinin kulaklarına dikenli küpe olsun. Bu inanç kararlılığıyla yaşayanlarımız her insan gibi bir gün öleceğiz.
Aynı şekilde, kendi soyuna, kendi Halkına, kendi welatına sırtını dönmüş olup, kendileri için yaşamak hesabına, Kurdistan’da işgali olan barbarlara köle gibi hizmet edenler de bir gün ölecekler.
Her Kurd bireyinin aynaya bakıp bunu düşünmesini rica ediyorum.
Soylu Kurd Halkının bireyi olmanın hakkını verelim. Kendi welatımıza ve Halkımıza hizmet edecek onurumuzla yaşayıp ölelim. YEKÎTÎYA DEWLETÊN KURDÎSTAN, jibona Gelê Kurd’e.
11-07-2019
Saygılarımla, Hisên Baybaş