Bazı çevreler bizleri milliyetçi olmakla eleştiriyorlar. Hepsıne gelek spas,diyoruz. Bize milliyetçi diyenlerin kendileri milliyetsiz olabilirler. Soylu tarihe sahip Kurd halkı toplama bir kimliğin mensubu değildirler. Kürd kimliği yazılı literatürde Kürd halkının tanımlamasıdır. Filolojik (Dil bilimi) tanımlamayla ‘’Kurdi’’Kurd halkının dilini tanıtır. İsa’dan (milattan) on bin yıllık önce yazılı tarihi bilinen Kurd halkını ve dilini belirtiyor olduğumuz söylemlerle izahat vermiş oluyoruz. 2021 yılda İsa’dan sonraki tarihi süreç olduğuna göre Kurd halkının yazılı tarihi on iki bin yılı aşıyor. Yani İsa’dan önce on bin yıllık yazılı tarihi bilinen Kurd halkı 2021 yıl da İsa’dan sonra olduğuna göre Kurd halkının yazılı olarak bilinen tarihin on iki bin yılı aşıyor. Elbette ki Kurd halkı on iki bin veya yüz on iki bin yıl önce de vardı. Ancak on iki bin yıl öncesinin yazılı tarihi kayıtları yok. Başka bir halk içinde böylesi yazılı bir kayıt yok. Kurd halkına ait olduğu kabul edilen yüz binlerce yıllık arkeolojik bulgular vardır elbette ki. Biz, Kurd halkının bilinen yazılı tarihine dahil bilgilerden söz ediyoruz. Türkçede; halk-millet kelimesi aynı anlamda kullanılıyor. Anlamı da aynıdır. Ancak Türkiye’de sol çevreler halk kelimesini yeni keşfetmişler gibi ilericilik anlamında kullanıyorlar. Kimseye terminolojik (tanımlama) veya filolojik (dil bilimi) dersi vermeye niyetimiz yok. Tarih bilimcisi de değiliz. Bu alanlarda dürüst ve bağımsız uzmanların affına sığınarak bana ulaşan sorulara izahatla yanıt vermek istedim ki, bu benim işimin de bir parçasıdır. Kurdlerin tarihi ile ilgili bizim sitede birçok kitap adı var. Kurdlerin tarihi ile ilgili kitaplardan söz ettiğimizde adlarını paylaştığımız kitapların içinde birçok kaynak verileri de vardır. Özellikle Ekrem Cemil Paşa’nın usta kalemi ile yazılmış ‘Kısaca Kürdistan Tarihi’ adlı kitabı da herkese tavsiye ederim.
Türklük adı ve kimliği ise 1908 yılında Ziya Gökalp tarafından yazılmış bir yeni icattır. Haçlılar bir seferberlikle Osmanlıyı yok etmeye karar verirken Osmanlı’dan kalanlara bir soy icat etme görevini de Ziya Efendi’ye vermişlerdi. Haçlılar Osmanlı’nın büyümesinden ve güçlenmesinden tedirgin olduklarından önce Osmanlı’yı zayıflattılar. Sonra da ortadan yok etmek kararı verdiler. I. Dünya Savaşı da bu nedenle başladı zaten. Osmanlı’yı yok etmeden önce de Osmanlı içinde Osmanlı’ya yakın olmayan başka halklarla anlaşma yaptılar. Kurdler ve Yahudiler, onlarla anlaşma yapmak istemediler. Dolayısıyla Osmanlı’dan Osmanlı kimliğine yakın kalanlara yeni bir soy icat ettiler. Türklük kimliği ve Türklük adı ondan sonra Ziya Gökalp tarafından yazıldı ve yazılı literatüre öylece girmiş oldu. Diğer taraftan Orta Asya’da Türk yoktur. Türk milleti yoktur. Hiçbir zaman da olmamıştır. Orta Asya’da Türkistan denen bölge vardır. Yani Türkistan bölgesi vardır. O bölgede Kazaklar, Özbekler, Kırgızlar, Afganlar, Türkmenler ve Azeriler vardır ve o bölgede yaşarlar. Bunların hepsi ayrı ayrı millettirler. Kendilerine özgü bir tip tanımlamaları ve dilleri vardır. Türkistan, coğrafi bir bölge adıdır. Anadolu, Balkanlar, Kafkaslar ve Mezopotamya olduğu gibi. Anadolu milleti veya dili yoktur. Balkanlar veya Kafkaslarda öyledir. Tatarlar, Çeçenler, Gürcüler, Abazlar ayrı ayrı bir millettirler ve Kafkas kökenlidirler. Bunlar Orta Asya’dan gelmiyorlar. Hepsi ayrı ayrı milletler dilleri vardır. Hepsinin tanımlamaları ayrıdır. Milletleri ayrıdır. Yani Kafkasların hepsi bir dile sahip değildirler. Hepsi de bir millet değildirler. Orta Asya’daki Türkistan bölgesi de orada var olanları az önce saydık. Daha başkaları da var. Hepsi bir millet değildirler ve hepsinin dili de bir değildir.
Saygıdeğer takipçilerimizin göndermiş olduğu soruya bu çerçevede izahat verdiğimi umuyorum. Kurdizm bilgi ve değerlerini öğrenmeniz dileğiyle saygılarımı sunuyorum.
Roj Xweş
Saygılarımla, Hisên Baybaş