KUZEY KORE SORUNU NASIL OLUŞTU VE UYGUN ÇÖZÜM

1
1673

İkinci Dünya savaşı sonrası Dünya düzeni organize edilirken birçok eksiklikler kaldı. Birinci Dünya savaşı sonrasında çok daha fazla eksiklikler ve yanlışlıklar miras kaldı. Kurdistan ülkesinin paylaşımı da birinci Dünya savaşı Liderlerinin kararıdır. O dönemde Kurdsitan halkının siyasi temsilcilerinin yetersizliği halk ve ülkesinin paylaşım nedeni olduğunu kabul edelim. Bu yazının içeriği ise, İkinci Dünya savaşı sonrasında, Dünya’nın yeniden Düzenlenmesi sürecinde sosyalist ve kapitalist blok arasında güç gösterisi noktalarından biri olan Kore ile ilgilidir. Kore ülkesi ikiye bölündü. Güney Kore ABD ile birlikte hareket etti. ABD ve Kapitalist Dünya’nın desteğiyle Güney Kore Dünya’nın dördüncü en zengin ülkesi oldu. Kuzey Kore ise sosyalist blok ile birlikte hareket etti. Dünya’da sosyalizm’in çökmesiyle birlikte Kuzey Kore tek başına kaldı. Yirmi milyonluk nüfusuyla Kuzey Kore tuhaf bir yönetim sistemine sahiptir. Sosyalist yönetimine rağmen Liderlik baba’dan oğul’a geçiyor.

Kapitalist Dünya bloku tarafından ikiye bölünen Kore’nin kuzeyi güvenlik sendromunu yaşıyor. Çok güçlü ve çalışkan karakterde olan bu halk, kendilerini güvenlikte hissetmiyorlar. Dolayısıyla doğa üstü yetenek ve beceriyle savunma çalışmalarına önem vermişler. Sürekli olarak Çin ve ABD arasında pazarlık konusu olarak kullanıldılar. Son yirmi yıldır Güney Kore, Japonya, ABD ve Çin gibi ülkelerinde aralarında olduğu “altı ülke” pazarlık çalışmaları olumlu sonuçlanmadı. Bu aralar Kuzey Kore yeniden ABD ve Çin Devletleri arasındaki satranç oyununun bir taşına dönüştü. Kore’nin ikiye bölünmesi konusunda detaylı yazmaya gerek görmüyorum. Geniş bilgi edinmek isteyen arkadaşlar internet ortamından veya Kuzey ve Güney Kore konsolosluk sitelerinden bilgi edinebilirler. Kuzey Kore tehdit olarak gösteriliyor. Bu tanıma katılmıyorum. Kuzey Kore, ideolojisini ihraç etmekle uğraşmıyor. Başka bir ülkeyi işgal etme planları yok. Dolayısıyla tehdit değildir bu ülke. Güney Kore’yi de komunistleştirmek veya işgal edip Kuzey ile birleştirmek gibi hevesleri olduğu söyleniyor ancak gerçekçi bulmuyorum. Kuzey Kore Devlet yönetimi diktatörlüktür. Bu bir gerçektir. Küba’da öyleydi. Diyalog ve Pazarlıklar olumlu sonuç verdi ve değişim uygulanıyor. Aynı yöntem kararlılıkla Kuzey Kore için de uygulanabilinir. Kuzey Kore Devletinin yöneticileri kendilerini güvenlikte hissetmiyorlar. Bu nedenle ülke halkının büyük çoğunluğunun beslenme yetersizliği sorunlarına rağmen milli gelirlerinin önemli bir bölümünü savunma için harcıyorlar. Daha fazla silahlanarak kendilerini savunabileceklerine inanıyorlar. Güvenlik endişesiyle “bize saldırırsanız eğer bizde siz saldırırız” diye yüksek sesle bağırıyor ve gösteriler yapıyorlar. Kuzey Kore’ye dış saldırı olmadıkça kuzey kore ile sorun olmaz. Ancak, ABD ve Çin kararlılıkla Kuzey Kore Devlet yönetimine, Kuzey Kore’ye saldırı olmayacağının garantisini verebilirler ve vermelidirler. Kendilerine güvenlik ile ilgili güvence verildikten sonra ekonomik alanlarda anlaşmalar sağlanması başarılmalıdır. Bay Putin’in de ciddi katkısı olabilir. Çin Devlet Başkanı bay Xi bu anlaşmayı başarabilecek güç ve yetenek sahibidir. ABD’nin Devlet Başkanı bay Trump’ın ekip’i kuzey kore Devlet yönetimini köşeye sıkıştırmak yerine ikna etmek için çalışmalar yapmalıdır. Kuzey kore Devleti ile anlaşma çalışmaları kararlı ve hızlı olmalıdır. ABD’nin askeri ve silahlı gücü kuzey kore ile Çin Devleti ile kıyaslanamayacak kadar büyüktür. Kuzey kore ve Çin’de bunu biliyorlar. Bay Xi’nin desteğiyle Kuzey kore Devlet yönetimi olgunlaşır ve Demokrasiyle yönetime yönelir. ABD güçlü konumunu yapıcı çerçevede kullanarak bay Xi’nin olgun kişiliğinden yararlanıp Kuzey kore Devlet yöneticilerini anlaşma yoluyla Güney Kore ile birlikte hareket etmeyi sağlamayı başarabilir. Aksi durumda, kendi öz amcasını idam eden ve kendi ağabeyini Malezya da zehirli saldırıyla öldürten bir şahıs ile karşı karşıya olduğumuzun bilincinde olalım. Buna rağmen Kuzey kore ve Lideri Dünya’nın güvenliği için tehdit değildir. Olgun değildirler. Korkak değildirler. Ancak kendilerini güvenlikte hissetmiyorlar. Ellerinde çok güçlü silahlar var. Silahlarını kullanarak kendilerini koruyamayacaklarını da bilirler. Bu noktayı dikkate alarak bay Xi onları kolayca ikna edebilir. Kuzey kore’nin Demokrasiye dönmesi uygar Dünya düzeni için çok önemli bir kazanım olur. Elbette öldürücü ve tahrip edici silahlar tehdittir. Dünya düzeni için birinci derecede tehdit olan, İslamiyet adına şiddet uygulamayı esas alan yapılanmalardır. İşid, el kaide, el nursa ve benzeri örgütler, islamiyeti geliştirmek için insan öldürürlerse cennete gideceklerine inanıyorlar. Kuran’da, bunun benzeri bir bilgi ve emir yoktur. Bizleri yaratan, hiçbir insanı öldürmeyi mükafatlandırmayı vaat etmemiştir. Bu zihniyet bizleri yaratan’ın ve Kuran’ın emirleri değildir. Bunu öncelikle belirtelim. Ancak bu zihniyet kirlidir ve insanlık için çok ciddi bir tehdittir. Ayrıca dini inanç, insan ve yaratan arasında olan bir bağdır. Devlet yönetim şekli olmamalıdır.

Bugünkü Dünya düzeni ortamında dini inanç kanunlarıyla Devlet yönetimi düşünülmemelidir. Şeriat kanunlarıyla, Yahudi inancı kanunlarıyla, İncil inancı kanunlarıyla veya başka bir dini inanç kanunlarıyla Devlet yönetilemez. Böylesi bir yönetim yıkımı getirir. Adalet ve adil paylaşım ikinci sırada tehdit’tir. Adalet ve paylaşım adil olmazsa demek istiyorum. Yani bizleri yaratan isterse insanların cezasını verir. Bizleri yaratan’ın savunmaya ihtiyacı olamaz. Askeri güce ve öldürücü makinalara ihtiyacı olamaz. Örgütlere ihtiyacı olamaz. Birileri ortaya çıkıp “ben Allah için insanları öldürüyorum” derlerse, onlar insanlık için tehdit unsurudurlar demektir. Dünya’da, zorbaca Devlet yönetimleri insanlara karşı adaletsizlik yapıyorlarsa, bunu sürdürebiliyorlarsa bu durum insanlık için tehdit’tir.

Dünya’da, Devlet işleyişlerinde gelir dağılımı-paylaşımı adil değilse ve bu nedenlerle insanlar aç ve açıkta iseler bu durum insanlık için tehdittir. Kuzey kore Devlet yönetim şeklini sürdürme tutkusu, kendilerini tehdit altında görmeleridir. Kuzey kore ticaretinin yüzde doksandan fazlası Çin iledir. Çin Devlet başkanı bay Xi çok olgun ve yapıcı bir liderdir. Denge ve istikrarı çok iyi bilir. ABD yönetimi bay Xi ile birlikte, kuzey kore ile silahlı çatışmaya gerek bırakmayacaklardır. Bu böyle sonuçlanacaktır. Kuzey kore’nin varlığı veya yokluğu, Bağımsız Birleşik Kurdistan Devletinin resmileşmesine etkisi olmaz. Bu konuyla ilgili görüş ve dileklerimi sizlerle paylaşmayı gerekli gördüm. Dünyamız adil ve paylaşımcı yönetimle tahrip edici silahlardan kurtulur.

Bi dil u can bimînin di xweşîyé da

Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin

1 YORUM

  1. Hüseyin bey ya sizin bu yazılarınız beni acayıp etkiliyor cok doğru yorumlar yapıyorsunuz aslında halbuki ” bunlar benim düşüncelerim” dediğiniz halde.. Beni en cok etkileyen cümleleriniz ise : Bugünkü Dünya düzeni ortamında dini inanç kanunlarıyla Devlet yönetimi düşünülmemelidir.Ayrıca dini inanç, insan ve yaratan arasında olan bir bağdır. Devlet yönetim şekli olmamalıdır.? Şahane yorum…