NİYE “KURDİZM İLE KURDÎSTAN BİRLEŞİK DEVLETLERİNİ GÜÇLÜ MÜTTEFİKLERLE RESMİLEŞTİREBİLİRİZ” DİYORUZ?

0
1070

Kurdîstan Birleşik Devletleri projesinin Kurdîstan Bağımsızlığıyla sonuçlanması şarttır.
Diğer yolların hepsi denendi. Farklı ölümlerle farklı ideolojilerle ve iyi niyetle yürütülmüş olan siyasi çalışmalar yürütüldüğünü hepimiz çok iyi biliyoruz. Yürütülmüş olan siyasi çalışmaların hepsi, Kurdîstan Halkının aleyhinde sonuçlanmış. Genel anlamda, Kurdîstan ve Kurdlük için hiçbir kazanım edinilememiş.

Şimdiye kadar, Kurd u Kurdîstan davası adına yürütülmüş olan siyasi çalışmaların sonucu, milyonlarca soylu Kurdîstanlı’nın ölümüne, sakatlığına, hapsedilişine ve on milyonu aşkın Kurdün, Kurdîstan topraklarından göçber olmalarına mal olmuştur. Güney Kurdîstan’da oluşan kısmi otonomi sayesinde, o yörede yaşayan soydaşlarımıza kısmen güvenli ortam oluşmuş ise de, orada yarının ne olacağına dair belirsizliğin sıkıntılarını Kurdîstan Halkının tamamı çekiyor. Rojava’mızda, soydaşlarımızın Dünya’ya kahramanlık örneğini yaşatmalarına rağmen orada yaşayan insanlarımız, ateş üstünde yaşıyorlar.

Kurdîstan, 1923 yılında, Lozan anlaşmasıyla parçalara bölündü. O tarihten bugüne, soylu Halkımız, kendi vatan toprakları üstünde uygar koşullarda insanca yaşayamadı.
Yüz yıldır, Dünya’nın gözleri önünde bazı Dünya devletlerinin desteğiyle, welatımız ve Halkımız, işgal güçleri olan Türkiye, İran, Irak ve Suriye tarafından terörize ediliyor. Halkımıza yönelik barbarca zulüm ile sistemli soykırım uyguluyorlar. Bu dayatmalar karşısında, soylu Halkımız, mağduriyetinin yanı sıra çaresizliğe sürüklenmişlerdir.

İşgal güçlerinin barbarlıklarına karşılık, Halkımız adına siyasi çalışmalarda bulunanların stratejileri tıkanmıştır. Türkiye’de Demokrasi, İran’ın bütünlüğü, Irak devlet çatısının korunması gibi Suriye’nin tamamını kapsayacak çözüm arayışlarının hepsi iyi niyet içeriyor. Ancak, var olan gerçekler gösterdi ki, bu iyi niyet arayışı hiçbir zaman iyi niyetle karşılanmadı.
Kurdîstan’da var olan egemen işgal güçleri, sürekli olarak Kurdîstani siyasi hareketleri yok etmek ve kendi barbar uygulamalarına malzeme yapmak için çalıştılar. Bizim Halkımız gibi temsilcilerimiz için de, dayatılmış olan uygulama aynı oldu. Ya yok olmak ya da işgal güçlerinin egemenliklerini kabullenip yok olmak.
Bu zulüm, bu barbarlık bu ahlaksızlık artık sonuçlanmalıdır. Şimdiye kadar, Kurd Halkı adına siyasey yürütüyor olan çevreler, sürekli olarak Kurdler arası birliği sağlamaktan söz ettiler. Cılız da olsa, göstermelik te olsa, bazı çevrelerin çabaları, iyi niyet kararlılığıyla da olsa, tutmadı. Tutması da mümkün değil.

Çünkü; Kurdîstan Halkı adına, Kurdîstan’da işgalci olan barbarlara karşı mücadele ediyor olana siyasi hareketlerin hepsi, bu işgalci barbar devletlerden bir veya birden fazla birileriyle ilişki içindedir. Tamamen işgal güçlerine bağımlı olanlar da var. Bu ilişki veya bağımlılık durumunun, bazı gereksinimlerin karşılanmasından ötürü olduğunu hepimiz biliyoruz. Ben, şahsen bu mecburiyetleri anlayabiliyorum. Türkiye’ye karşı mücadele eden Kurd siyasi hareketleri, Türkiye’nin dışında, Kurdîstan’da işgalci olan bir devlet ile işbirliği içinde olmadan, en başta, yiyecek, ilaç ve diğer gereksinimlerini karşılayamaz. İran veya Kurdîstan’da işgalci olan güçlere – devletlere karşı mücadele ediyor olan güçler için de bu durum aynıdır. Ben, şahsen “bu mecburiyetleri anlayabiliyorum” derken, bu gerçekleri biliyorum. Bu durum karşısında, işgal güçlerinden bir veya birden fazlasıyla işbirliği içerisinde olan Kurdîstani siyasi hareketlerin hiçbirisinin, Kurdler arası birliğin sağlanmasına çalışmalarına izin vermezler.

Türkiye, İran tarafından hangi Kurdîstani siyasi hareketin desteklendiğini biliyor. Kurdîstan’da işgalci olan diğer güçler açısından da durum aynıdır. Örneğin, Türkiye ve İran sürekli olarak birbirleriyle, destekliyor veya işbirliği içinde oldukları Kurdîstani siyasi hareketleri güçlendirmek amacıyla değil, kontrol etmek için destekliyorlar. Bu kimin eli kimin cebinde trajedisi, taraf olanlarca da çok iyi biliniyor. Paylaşıyor olduğum bu bilgiler, “sır” değildir. Bu, traji komik ilişki ağının kaynağı, tarafların mecburiyetidir.

Bu gerçek bilgiler ışığında, mevcut Kurdîstani siyasi hareketlerin hiçbiri, Kurdler arası birliği sağlayamaz. Kurdîstan işgalcileri izin vermezler.
Bizim siyasi hareketimiz, bu bilgileri, fiili durumu, tarihi deneyimleri değerlendirerek oluştu. Dünya’nın etkin uzman kuruluş ve bireylerinin görüşlerini aldık. Para karşılığında bilimsel raporlar hazırlattık. Ortaya çıkan sonuç değerlendirildi ve Kurdîstan Birleşik Devletleri’nin resmiyet kazanmasının sağlanması, tek seçenek olarak kabul edildi.
Kurdizm, ırkçı yapıyı değil, vatanseverlik, Halka kendi vatan toprağında kendi kimliğiyle, kendi devlet yönetimini kendi eline almayı sunmayı hedefliyor.

Dolayısıyla, çalışmalarımızın ideolojik çerçevesi “Kurdizm”dir. Kurdizm kitabı yakında soylu Halkımıza dağıtılacak. Kurdîstan coğrafyasının tamamının işgalcilerden kurtarılmasının sağlanması hedefleniyor. İsrail ve ABD devletleriyle, müttefiklik ortaklığının başarılması öncelikli hedeftir. İşbirliği veya ilişki değil. İki taraflı bir “cadde” dir. İsrail devletinin Orta Doğu’da müttefik ortağa ihtiyacı var.
Kendi devlet ve Halkının kalıcı güvenliği için en uygun müttefik “Kurdîstan Birleşik Devletleri’dir.”

Amerika Birleşik Devletlerinin Orta Doğu’da, güçlü demokratik hukuk devleti müttefik ortağa ihtiyacı var. Bu devlet, onurlu, uygar ve güvenilir bir Halkın oluşturacağı Devlet olmak zorundadır. Kurdîstan Halkı ve Kurdîstan Birleşik Devletleri, bu kategoride tek-emsalsizdir.
Kurdîstan Halkının, son yüz yıldır, maruz kalmış olduğu zulümlerden kurtulmaya, vatan topraklarını barbar işgalcilerden kurtarmaya, Kurdîstan Birleşik Devletlerini resmileştirmeye ihtiyacı var. İsrail ve ABD Devletleri, Kurdîstan Halkının ihtiyacını karşılayacak ideal ikilidir.
Kurdîstan Birleşik Devletleri’nin resmileşmesiyle, Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail müttefikliği, Kurdîstan Halkının ıstırapla yaşamaktan kurtarılmasını sağlayacak. Kurdîstan zenginlik kaynaklarının, bölge ve Dünya düzeninin güven, refah, barış ve istikrarına şimdiye kadar görülmemiş düzeyde katkı sağlanması amacıyla kullanılmasını olanaklı kılacak.
Bölgede, şiddete dayalı yıkıcı extrimist terör odaklarının oluşmasını tamamen ve kalıcı olarak engelleyecek.

Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin gerçek Demokratik yönetimle kendi vatandaşlarının hizmetiyle ilgilenebilecek kalıcı Devlet olabilecekler.
İsrail devleti, kalıcı ve Halkı güvenlik içinde olabilecekler.
Bölge ve Dünya, Saddam, İran Molla rejimi, Türkiye’nin Erdoğan ve İŞİD benzeri yıkıcı zihniyetlerle muhatap olma riski, ortadan kalkacak. ABD, bölge istikrarı için trilyonlarca dolar harcamak yerine, Kurdîstan doğal zenginlik kaynaklarından gelir elde edebilecek.
Avrupa Birliği, neyin nerede ne zaman patlak vereceğiyle uğraşmak zorunda kalmayacak. Bunlar hayal değil. Olması gerekenlerdir. Kesinlikle olabilecek hedeflerdir.
Kurdîstan Halkı ve siyasi hareketleri, ABD ve İsrail ile müttefiklik olabilir mi? Kabul ederler mi? Benzeri sorularla uğraşmasınlar. Bunları bizler, bu sorumluluğu üstlenenlerimize bırakın. Bizlere hiçbir şey vermeyin. İşinizi gücünüzü olduğu gibi sürdürün.
Bizler, Halkımızın savaşçı kahramanlarını sopalarla, keleşlerle tankların üstüne sürmeyeceğiz. Dünya’nın en kahraman ve güzel insanları olan savaşçılarımızı ve yerleşim alanlarımızı, barbar işgal Devletlerinin hedefi yapmayacağız.

Yapacağımız müttefiklik ortaklığı, işgal güçlerinin, pazarlık ve anlaşma sonucu, Kurdîstan topraklarından çekilmelerini sağlamayı öncelikli hedef olarak görecek.
Eğer ki, Kurdîstan topraklarındaki barbar işgalciler, uygar diplomatik dilden anlamak istemezler ise, Kurdîstan’da tahribat unsuru olmaya devam etmekte ısrar ederler ise, hepsinin askeri güçlerini yerle bir edeceğiz.
Nereden, nasıl geldiğini bile anlayamayacaklar.

Riskli veya zor gibi görünen bu vizyonun uygulanmasıyla, Kurdîstan Halkı başta olmak üzere bölge ve Dünya kalıcı güvenliğe ve istikrara kavuşur.
Kurdîstan halkı ve Kurdîstani siyasi hareketlerin dikkatine önemle sunmak zorunda olduğumuz en önemli strateji, Kurdîstani siyasi hareketler ve aşiret güçleri, bölgesel Devlet statüsüyle kendi bölgelerini yönetmelerini sağlayacak, Kurdîstan Birleşik Devletleri Anayasası bu çerçevede hazırlanıyor.

Bölge hükümetleri, parlamentoları, yerel ve merkezi parlamenterlerini seçimle tayin edecekler. Yerel dil, din ve kültürler, yerel ve merkezi devlet güvencesiyle korunacak. Bir kişinin kaldığı dil bile eğitimle korunup geliştirilecek.
Kurdîstan Birleşik Devletleri ve Anayasası ile yönetimi, Dünya’nın en uygar, paylaşımcı ve koruyucu Devlet ve Anayasası olmak zorundadır.
Karar ve hedeflerimiz gerçekçi ve insanidir. Kurdîstan’da barbarca terör estiren işgalcilere öğretmeyi hedeflediğimiz öncelikli stratejik uygulamamız da budur. Halkımızın haklarına saygıyla yaklaşılması, tarafların yararınadır.

09-09-2019

Saygılarımla, Hisên Baybaş