Kurdistan’ımızı işgal etmiş olan barbarlar, topraklarımızın zenginlik kaynaklarını soyup çalmakla ve doğal kaynaklarımızı tahrip etmekle kalmamışlar. Dilimizi, kültürümüzü, inancımızı ve geleneklerimizi de hoyratça tahrip etmişler. Kendi welatımızda, kendi soyumuza ait olan maddi ve manevi zenginliklerle şekillendirdiğimiz yaşam tarzımızı alt üst etmişler. Ucube bir görüntü oluşturmuşlar. Bizlere ait olmayan ve bizlere yabancı olan çirkin bir yapı gömleğine sığdırmaya çalışmışlar. İnsanlarımızın büyük çoğunluğunu kendileri gibi yozlaştırmayı da başarmışlar. Bizim kıymetli değerlerimizi, kendilerine aitmiş gibi göstermeye çalışmışlar. Buna örnek olarak, Kurdistan kralı Sultan Selahaddin Eyyubi gibi birçok isim sayabiliriz. Değerlerimizde uzaklaştırmaları yetmezmiş gibi değerlerimizi de kendilerine aitmiş gibi göstermeye çalışmışlar. Bunları planlı ve programlı yapmışlar. Bunların farkında olanlarımız bile bunları kabullenmeye yönelmiş. Bizim üstün, ayrıcalıklı zenginliklerimizi çalmalarına ve tahrip etmelerine hizmet eder olmuşuz. Kendimize düşmanlık yapmaya odaklanmışız. Daha da beteri; bunun farkında olup kurtuluşun zorunlu olduğunu, bunun tek yolunun da bağımsız devlet yapısı olduğunu söyleyenlerimize itirazlar yine bizim insanlarımızdan geliyor. İşgal güçlerine bağımlılık, onlara hizmet, bizlere ucuz ve kolaycı hizmet olarak dayatılmıştır. Biz de bunu işimize gelircesine kabullenmişiz. Kurd û Kurdistan davasına hizmet; Kurdistan topraklarında Kurdlerin kendi bağımsız devletlerini kurup, kendi dil ve kültürleriyle yönetmeyi başarmaları demektir. Kurd û Kurdistan davasına hizmet; Kurdistan topraklarını işgal etmiş ve Kurdlere sistemli soykırım uygulayan barbar soysuzlara hizmet etmek veya onlarla birlikte yaşamayı ve özellikle onların egemenlikleri altında yaşamayı kabullenmek demek değildir. Bu, Kurdlere ve Kurdlüğe düşmanlıktır. Önümüze çekilecek tüm engel ve tuzakları aşarak Kurdistan Birleşik Devletleri’ni resmileştireceğiz. Buna inancımızı asla yitirmeyelim. Bu yolda mücadeleden de asla ödün vermeyelim. Ölüm her insanoğlunun sonudur. Bizler bu amaç için yaşayacağız. Bu amacımıza ulaşmadan da ölmeyeceğiz. Buna inanalım. Basitleşmeden, yozlaşmadan, halkımızın soylu değerlerinden ödün vermeden, ucuz çıkar hesaplarının esiri olmadan, hiç ama hiç korkmadan yirmi dört saat çalışacağız. Welatımızda kendimizi yönetmeyi sağlamayı başaracağız. Buna inanıp hizmet edelim.