PKK Hareketi ve Avrupa Yapılanması: Kurtuluş Mücadelesine Yönelik Tehditler

0
460

PKK hareketinin Avrupa yapılanması, kurtuluş mücadelesini çökertmek için bir araç olarak kullanılmıştır. Ajanlar, Avrupa yapılanmasına yön verecek kadar kök salmış durumda. Londra’da şahsıma ve aileme yönelik yapılan kirli bir oyunla beni etkisizleştirmek istemiş olsalar da asıl hedef, kurtuluş mücadelesini çökertmektir.

 

Bu hareketin önderliğinin esareti de aynı amaca hizmet etmek için organize edilmiştir. Paris’te üç hanım soydaşımızın katledilmesi de aynı amaçla gerçekleştirilmiştir. Önderliğin esaretinden sonra bize yönelik kirli oyunlar ve saldırılar, bu hareketi hedef almamız için tasarlanmıştı. Yine Paris olayları bilinçli olarak organize edilmiştir. Berzan kardeşime yönelik baskı ve tahrik edici oyunlar da bizim bu hareketle çatışmamızı hedeflemiştir.

 

29 yıllık esaretimiz ve bize yönelik birçok kirli iftira, yalan ve saldırılara rağmen, ulusumuzun asil değerlerine bağlı kaldık. Bu hareketin içinde var olan asil Kurd şahsiyetlerin bu durumu görüp gereğini yapmalarını bekliyoruz. Sorumluluğunuz olanı bize bırakmayın, bu adil değil ve doğru da değil. Devekuşu gibi kafanızı kumun altına saklamayın. Bizim bu kirli oyunlara sessiz kalmayacağımızı hatırlatmamıza gerek yok. Değerli soydaşlarımızın da sessiz kalmamalarını istiyoruz.

 

Bu hareketin yönetim mantığının değişmesi zorunludur. Bu hareketin çökertilmesi için oynanan oyunlara seyirci kalmak, bizim için günah işlemek gibidir. Her şerefli Kurd bireyi için bu böyle olmalıdır. Maalesef Avrupa yapılanması içerisinde düşmanlara hizmet eden tezgahlar oluşmuş. Bu durumu kararlılıkla düzeltmek zorundayız. Fitne tezgahına dönüşen unsurları temizlemek zorundayız. Eğer hareketin kendisi bu rezaleti temizleyebilseydi, şimdiye kadar bunu yapmış olurdu. Yapmak isteselerdi yaparlardı. Yapamadılar mı, yapmak istemediler mi, bu benim kafamda bir soru işaretidir.

 

Demek ki her şerefli Kurd bireyine kalıyor bu işler. Bundan sonraki gelişmeler için kimse “Ben bilmiyordum” diyemez. Kurd ulusunun evlatlarının kanı ve emekleri, Kurd düşmanlarının hizmetinde olamaz. Birilerinin çıkarlarının veya kaprislerinin malzemesi olamaz. Soydaşlarımızın bu gelişmeleri doğru görmelerini istiyoruz. Olayların doğruluğunu görün; bu hareketin içinde canlarını ortaya koymuş çok değerli fedakar insanlarımız var. Bazı unsurlar ise bu hareketin içinde çirkefliklerle uğraşıyorlar. Bu insanların kim oldukları biliniyor. Bize de ulaşan bazı belgelerde ajan olan şahsiyetler de biliniyor ve ajanları koruyanlar da biliniyor.

 

Üç soydaşımızı katleden tetikçinin ajan olduğu da biliniyordu. Maalesef korundu ve bu üç değerli soydaşımız katledildikten sonra üstlerinde bulunan not defterleri alınıp götürüldü. Yine aynı Paris derneğinde başka ajanlara verildi ve o ajanlar ortadan kayboldu. Hepimiz sorma hakkına sahibiz: Bundan sonra ne yaptınız? Bu doğruları öğrendiniz ve niye halktan gizlediniz? Halen orada var olan ajanlara neden ses çıkarmıyorsunuz? Bu ajanlar yalnız orada değil, Brüksel’de, Almanya’da ve diğer diaspora başkentlerinde de var. Bu hareketin yöneticileri bunu çok iyi biliyorlar. Çıksın o yöneticilerden biri ve desin ki, “Bu doğru değil.”

 

Özellikle Zübeyir Efendi, sana söylüyorum: Çık ve de ki, “Bunlar doğru değil.” O zaman ben kamuoyuna açıklayayım. Belgeleri de açıklayayım, ajanların fotoğrafları ve dosyalarıyla. Remzi arkadaş da bu olayları biliyor. Peki, niye sesiniz çıkmıyor? Neden müdahale etmiyorsunuz? Neden bunları her gün tartışmak benim işim olsun? Neden başka soydaşlarımızın işi olsun? Siz görevlisiniz ve sorumlusunuz. İşinizi niye yapmıyorsunuz?

 

Londra olaylarında ben şahsen Hollanda’da tecrit durumunda olmasaydım ve gerektiği gibi cevap verseydim, bu olaylar olmazdı. Önderlik de bu şekilde tuzağa düşürülemezdi. Olayları günlük olarak izleyip seyirci kalmanızın nedeni nedir? Kendinize bir sorun bakalım. Bunları anlatmak benim veya başka değerli soydaşlarımızın yararına değildir; yalnızca bu hareketin yararınadır. Yalnızca görevinizi yapın. Görevinizi yapmazsanız, iş bizim başımıza kalır ve biz de adımımızı atarız. Bunu da böylece bilin.