Raif Türk’ün ailesi ve ortağı olanların hepsi biliyorlar ki; Raif Türk bir zamanlar benim yanımda çalışıyordu. Onunla beraber, yeğenleri ve akrabaları da mermer alanında iş öğrenmeleri için benim Kastamonu’dan getirdiğim 30 kişilik usta ekibiyle birlikte hem onlara maaş verdim, hem de işi öğrendiler.
Ben 1995 yılında Hollanda’da tutuklandıktan sonra bana ait olan ocaklardan var olan taşları ve ocaktaki rezervleri de çıkarıp benden habersiz sattılar. Ondan sonra da; ‘‘biz senin kardeşinle konuştuk izin verdiler’’ şeklinde yalan konuştular. Ben tecritteydim. 2004 yılına kadar dışarıdan bilgi alma olanağım yoktu. 2004 yılında tecritten çıktıktan sonra, Raif geldi. Hapishanede benimle görüştü, özür diledi ve ben gider gitmez bunu düzeltirim, dedi. Ben gördüm ki, Raif bazı çevreler tarafından bilinçli olarak bunu yapmaya yöneltilmiş. Şimdi öldüğünü öğrendim. Latif ve diğer akrabaları hepsi bilirler ki, ben kendisine ve yakınlarına o işi öğrettim. Ben daha İstanbul’dayken birçok alanda da kendilerine yardımcı oldum.
Ben hapishaneye düştüğümde onların kontrolü altında olan bölgede benim mermerlerimi ve ayrıca rezervlerimi çaldılar. Onun üzerine de sermaye kurdu. Ben Raif’e bir birkaç kez gerekli üslupla konuştum ama Diyarbakır’da yatırımları değerlendirirken şimdilik öyle kalacak diye söyledim.
Bunu herkes bilsin.
Temiz adam, temiz adamdır.
Kahpe adam, kahpe adamdır.
Benim kardeşim de olsa, kahpelik yapmışsa, halkımızın bilmesi lazım.
Ben hala hapisteyim ama yaşıyorum ve konuşuyorum.
O, işte bugün mezara girdi. Ona başsağlığı dileyen vatandaşların, onun bu gerçek yüzünü de bilmeleri lazım.
Biz iyiye iyi, saygıyı hak edene saygı ama çirkeflik ve pislik yapmış olanların da gerçek yüzlerini halkımız tarafından bilinmesini isteriz.